Çaykara fiziki ve coğrafi yapısının olumsuzluklarına bir de ekonomik yetersizliklerine rağmen Trabzon’un marka olmuş bir ilçesidir. Bu gün bu özelliğini Trabzon’da da Türkiye’de de tanıyan bilen herkes teslim eder.
Her dönem önemli insanlar yetişmiştir bu münbit(!) topraklardan. Ülke yönetilecekse siyasetinde, bürokrasisinde mutlaka bir Çaykaralı olacaktır. Ülke gelişecekse ekonomisine can katanlar arasında yine Çaykaralılar olacaktır. Eyvallah ve maşallah. Ne güzel.
Bu gün ülkemizin hukuk sisteminin en tepe noktasında HSYK başkanlığında bir Çaykaralı görev yapmaktadır. Vakıflar Genel Müdürlüğünde bir başka Çaykaralı, ülkemizin dört önemli ili Çaykaralı valiler tarafından yönetiliyor. İki üniversitemizin rektörü Çaykaralı, değişik bölgelerden değişik dönemlerde mecliste yer almış Çaykaralılar var…
Sayısını telafuz ve tespit edemediğimiz kadar kaymakam, belediye başkanı, hukukçu, akademisyen Çaykara’dan çıkmış ülkenin değişik bölgelerinde vatan millet aşkına hizmet yürütüyorlar.
Ankara’da birçok bakanlıkta Çaykaralı daire başkanları, müsteşarlar, müsteşar yardımcıları, enerji piyasası ve iller bankası gibi önemli kuruluşların yönetiminde Çaykaralılar mevcut.
Ülkemizin en büyük ilk yüz şirketi arasında da sayısı azımsanmayacak kadar Çaykaralı var. Mesela ülkemizin alüminyum sanayisine Çaykaralılar yön veriyor. İnşaat sektöründe çok önemli işadamlarımız var.
Bunlar şu anda aklımıza gelenler. Belki bu saydıklarımızı ikiye katlayacak bir Çaykaralı potansiyelinden bahsetmek mümkün. Pekâlâ, bu potansiyeli Çaykara ve Çaykaralı için ne kadar harekete geçirebildik? İşte cevabı ortada duran soru bu. Cevabı için Çaykara’ya ve Çaykaralıya bakmak yeterli olacaktır.
Neden bu güçlü potansiyeli değerlendiremiyoruz. Bence en başta iletişim eksikliği, ikincisi örgütlenememe. Bir diğer madde de potansiyelin kendisinden kaynaklanan bir gerekçedir ki o da yazımızın final cümlesi olacaktır.
Maalesef her alanda başarılı olabildik ama etkili bir sivil toplum kuruluşu oluşturamadık. Çaykara ve Dernekpazarı Eğitim Vakfı dışında -ki o da sadece ama çok başarılı bir şekilde öğrencilere eğitim desteği sağlamaktadır- aklımıza gelen bir sivil toplum kuruluşumuz yoktur. Acaba hepimiz lider ruhluyuz da ondan mı? Yoksa köylerimizde sağladığımız birliktelik, dostluk ve kardeşlik ortamını dışarıda yakalayamıyor muyuz? Fakat vakıa bu ki bu güçlü Çaykara potansiyeli yıllardır heba olup gidiyor. Bireysel başarılarla gurur duymanın ötesinde Çaykara ve Çaykaralılara bir yararı olmuyor. En azından bir Çaykara lobisi bile oluşturulmuş değil.
Evet Çaykaralılar iyi insanlardır.
Evet Çaykaralı denildiği zaman akla ilk önce güvenilirlik geliyor.
Evet Çaykaralı aldığı görevi eksiksiz bir şekilde layıkıyla yerine getiriyor.
Evet işini Çaykaralıya teslim edenin gözün arkada kalmıyor.
Ama Çaykaralılar Çaykarayı terk edince Çaykaralılığı da terk ediyor sanırım. Çaykaralılar Çaykara’dan çok Çaykaralılığı seviyor galiba…