ÇaykaraDernekpazarıÇaykara KöyleriÇaykara Köyleri HaritasıÇaykara NeredeUzungölÇaykara nedirWhatsApp Link Oluşturma
DOLAR
35,4869
EURO
36,3811
ALTIN
3.046,67
BIST
9.733,17
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
reklam

Çaykara’da Komşuluklar ve Bayramı-2

Çaykara’da Komşuluklar ve Bayramı-2
30.04.2022 14:25
A+
A-

Ramazan akşamlarında samimi sohbetler, yardımlaşmalar bizi iyice mutlu etmiş ve dayanışmanın ne kadar güzel, verimli, cömert olduğunu bize yürek dolusu hep anlatmıştır.

Ramazan’ın bu ruhu bayram gelmeden bizi gerçekten bayrama taşımaya başlardı bile.

Evet, komşular arasında samimiyet bazen kardeşlik ilişkisinden de daha üst olurdu.

O zamanlar herkes birbirinden bir şeyler ister alırdı: Bu ne ayıp sayılırdı ne de tenkit edilirdi. Bazen yoğurt mayası, bazen hamur mayası, bazen de bunların kendileri istenirdi. Hiç kimse kimseye yok denmezdi.

Yeter ki elinde olsun verirdi. “Bugün verirsem yarın ben ne yaparım eksikliğini çeker miyim” diye düşünmezdi. Çünkü onda kalmasa o da öbür komşusundan alırdı.

Ya da yarın bu komşunun unu, sütü gelir o yapar, ekmeği veya yoğurdu verirdi.

Biz insani olarak “birleşik kaplar misali” dayanışmanın zirvesini yaşardık. Bilirdik ki birimizin yokluğunu diğerimiz seyrederse o zaman insanlık çöl kalır. İnsanlığın baharı cömertlik ve paylaşmadır. Biz büyüklerimizin bu ruhuyla büyüdük.

Artık bugün bu komşuluklar bu arkadaşlıklar aranır oldu.

Şimdiki çocuklar bir dijital dünyadır tutturdu gidiyor. Birçoğu aynı apartmanda olan arkadaşıyla yan yana gelmiyor ancak sosyal medya üzerinde yazışıyor veya görüşüyor. Okuldaki arkadaşları ile bile sosyal medya üzerinden sohbet ediyorlar.

Anlaşılması zor bir dünya.

Bu gidiş insanların yalnızlaşmasına ve kişilerin kendi sorunlarının içinden bile çıkamayacağı bir duruma doğru gidiyor.

Oysa yalnızlık, insanların düşünme, yorumlama çözüm üretme yeteneklerini yok eder. Yön bu yöne doğru gidiyor. Yöneticiler, idareciler, eğitmenler, aileler buna bir an önce çözüm bulmak zorundadır. Eğer bulunmazsa zaten söylendiği gibi alfabenin son harfi olduğu gibi Z kuşağı son kuşağımız olacaktır.

Bizim bayramlarımız da çok güzel olurdu. Sabah erken kalkar bayramlıklarımızla camiye gider, bayram namazını kılardık. En çok da bize alınan yeni elbiselerden ve hediyelerden, şekerlerden dolayı bayramı severdik.

Hele lokum ve agide şekerleri çeşitlerini paylaşmak bize ayrı zevk verirdi…

Cami çıkışında büyüklerimizle bayramlaşır, ellerini öper ve hayır dualarını alırdık. Camiden ayrılınca birkaç arkadaş bir araya gelirdik, bütün komşuları gezer camiye gelemeyen hastalarla ve yaşlılarla bayramlaşırdık.

Gittiğimiz her evden bize bazen şeker bazen tatlı bazen de para verirlerdi.

Tabi çocuklar için en değerlisi para idi. Zaten bayramda az da olsa herkesin bir harçlığı olurdu.

Para aldıkça hemen çarşıya giderdik. Bazen arkadaşlarla beraber, bazen de yalnız… Bir şeyler alır paylaşır yerdik. Bizim bayramlarımız çok neşeli olurdu çünkü genelde bütün aile bireyleri bir arada olurdu. Gurbette olanlar da bayram dolayısıyla sılaya-yuvaya gelirlerdi. Biz de dışarda olan arkadaşlarımız geldiğinde çok sevinir onlarla vakit geçirirdik. Hani denir ya: “Yediğiniz içtiğiniz sizin olsun bize gezip gördüklerinizi anlatın.” Biz de gurbetten gelen arkadaşlarımıza hadi anlatın derdik, merakla ağzımız açık dinlerdik. Hele bizden biraz büyük abilerimizin maceralarını hayranlıkla dinler, kendi dünyamızda nice hayaller kurardık.

Bizim çocukluğumuzda köylerde çok fazla televizyon yoktu hatta ilk zamanlarda hiç yoktu. İşte o zamanlar gurbetten gelen arkadaşlarımız bize şehirlerde gittikleri sinemaları ya da televizyonda seyrettikleri filmleri anlatırlardı.

Daha sonraları bize de televizyon geldi. Biz de filmleri seyretmeye başladık. Bazen seyrettiğimiz filmleri kendi aramızda rolleri paylaşır filimdeki gibi oynardık. Bazen Malkoçoğlu bazen Kara Murat, Tarkan ve daha niceleri olurduk.

İşte böyle bir devir geldi ve geçti. O güzel anlar bitti. O güzel insanlar da o kutlu atlarına binip gittiler. Geriye de bize geçmişteki bayramlarla avunmak kaldı. Bu güzel anıları hatırlarken eski güzellikte olmasa bile herkesin Ramazan Bayramı’nı en içten dileklerimle kutlar sağlık- sıhhat, mutluluklar dilerim. Herkesin sevdikleri ile güzel neşeli bayram geçirmelerini temenni ederim.

Mehmet Eren

ETİKETLER:
Yorumlar
× YASAL UYARI ! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.