Çoban Ateşi 1
Solaklı Vadisi üzerinde kurulma
sı planlanan HES(Hidro Eletktrik santraller) ile ilgili Pazar günü Uzungöl’de yapılan toplantıda önemli bilgiler verildi ve Solaklı Deresini korumak için dernek kurma kararı alındı. On Dokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Kemal Ayan’ın daveti ile gerçekleşen toplantıya Fırtına Vadisinden ve Solaklı Vadisinden doğaseverler katıldı. Toplantının hiçbir siyasi görüş ya da düşünceye hizmet etmediği özellikle vurgulanırken amacın sadece Karadeniz ekosistemini korumak olduğu vurgulandı. Genel olarak her siyasi düşünceden katılımcıların bulunduğu toplantıda enerjinin önemli bir ihtiyaç olduğu kabul edilirken özellikle son 10 yılda turizm anlamında çok önemli mesafeler kateden ve yabancı turistler tarafından yeni yeni keşfedilmeye başlanan Solaklı vadisinin HES’lerle yok edilme aşamasına girdiği vurgulandı. Özellikle Of’tan başlayarak Solaklı deresinin kaynağına kadar ve yan kollar üzerinde kurulması planlanan 36 HES projesi ile derelerin kaderinin sadece yüzde 10’luk can suyuna terk edilmek istendiği, bu suyun ise Solaklı vadisi için yetersiz olduğu vurgulandı. Toplantıda yüzde 10 can suyunun Solaklı Vadisindeki ekosistemi ve bitki örtüsünü değiştireceği, vadinin artık yaşanmaz hale geleceği vurgulandı. Derede yaşayan canlılarla birlikte bitki örtüsünün durumdan etkileneceği vurgulanırken HES’lerle oluşacak manyetik ortamın da ayrıca doğaya zarar vereceği dile getirildi. Özellikle Solaklı vadisinde zaman zaman yaşanan sel felaketleri ve en son yaşanan 2005 felaketine vurgu yapılarak HES çalışmalarıyla dere yataklarının malzeme ile doldurulduğu bu malzemenin şiddetli yağmurlarla felaketlere neden olabileceği üzerinde duruldu. Bir an önce HES’ler konusunda harekete geçilmesi gerektiği ifade edilerek bu konuda hukuki mücadele kararı alındı. Bu manada ilk olarak Solaklı Derneğinin kurulmasına ve tüm vadiden kurucu üyeler bulundurmasına karar verildi. HES’lerin başlaması için muhtarların yer teslimi yapması gerektiği, dolayısıyla muhtarların bilinçlendirilmesi gerektiği üzerinde duruldu. Toplantıya çok sayıda muhtar da katıldı. Yapılmak istenen şeyin enerji ve sermaye düşmanlığı değil sadece ve sacede yaşam alanlarımızı korumak olduğu vurgulanan toplantıda “Vadimiz katledilmeden önlem almalıyız. Bizim atalarımızın mezarları burada, bizim mezarlarımız da burada olacak. Biz sadece memleketimizi koruyoruz. Yapılan şey budur”. Denildi. Daha önce HES’lerle tanışan İkizdere ve diğer vadilerden örnekler verilerek kullanılan patlayıcılarla dere canlıların öldüğü, açılan tünellerle de köylerin yer altı sularının yön değiştirdiği ve köylerin susuz kaldığı dile getirildi.
Uzuntarla’da yapımı devam eden Hidro-Elektrik santralden görüntüler sunan katılımcı Murat sarı, yaşanan doğa katliamını gözler önüne serdi. VİDEOYU BU LİNKTEN İZLEYEBİLİRSİNİZ
TOPLANTIDAN NOTLAR:
Can suyu bir aldatmacadır. Bunun miktarı belli değildir. Ülkemizde kabul edilen yüzde 10 cansuyu bırakılması Karadeniz ekosistemi için yetersizdir. Karadeniz’deki doğa için yüzde 10 su salımı demek ekosistemi tehlikeye atmak demektir. Ancak devlet genel olarak yüzde 10 can suyunu kabul etmiştir.
Avukat Bedrettin HES’ler konusunda inandırılmış çaresizlikten söz etmekte mahkemeye başvurulunca Heslerin engellenebildiğini ifade etmektedir.
Doç Dr Selim Aytaç
Ülkemiz suların bol olmasına rağmen su sıkıntısı çeken ülkelerden birisidir. Karadeniz olarak suyu bol bir coğrafyadayız. Ancak israf edecek kadar da suyumuz yoktur. Türkiye son yirmi yılda sürekli artan bir enerji ihtiyacı ile karşı karşıya. Devletin 2023 yılına ilişkin enerji planlamasında kömür, petrol, nükleer, su, rüzgâr gücü, jeotermal, doğal gaz ve güneş enerjilerine yer verilmiştir. Bunlardan petrol, kömür ve doğal gaz dışa bağımlı olunan enerji kaynaklarıdır.
Çevreye en az zarar veren enerji türüne yenilenebilir enerji denilmektedir. Bunlar da güneş, jeotermal enerji ve suyun bir kısmıdır.
Devlet 2023 tarihine kadar Karadeniz’de planlanan tüm santralleri tamamlamayı planlıyor. Hes’lerle 2023 yılında tüm ülke ihtiyacının sadece yüzde 5’i karşılanacak.
2011 yılının sonuna kadar HES’ini tamamlayan bir firmanın ürettiği enerjiye kilovat saati 5-5.5 Avro-sent fiyattan devlet tarafından 10 yıl satın alma garantisi veriliyor. Yapan açısından oldukça karlı bir iş. Yöreye sağladığı istihdam ise zararının yanında söz konusu bile edilmeyecek kadar azdır.
Hes’in yapıldığı yerlerdeki muhtarlar yer teslimi yapmadan HES başlamıyor. Bu nedenle muhtarlar durumu iyi bilmeli ve zararı yararı konusunda emin olmalıdır.
Ordu Melet ırmağı ile Sarp sınır kapısı arasında 460 HES yapılacak. Bu sayı lisansı çıkmış olanlardır. Aynı rakam Türkiye bazında 1600’dür.
Can suyu Avrupa’da nasıl uygulanıyor?
Hes yapılacak dere üzerinde 10 yıl ölçüm yapılıyor. 10 yıl içerisinde o derenin en az aktığı zaman ne zamansa can suyu en az o miktarda olmalıdır. Can suyunun en az bu seviyede tutulması için santral gerekirse yıl içerisinde durdurulmaktadır.
HES’ler bilindiği gibi Çed raporları doğrultusunda ruhsat alıyor. Süreç çok hızlı gelişince çed raporları sürekli yenilenerek kolay alınabilir kılınıyor. Öyle ki çed raporları neredeyse formalite haline geldi. Çedler kopyala yapıştır yöntemiyle verilir oldu. Bir bölgenin yerel şartları yeteri kadar dikkate alınmadan başka bir yere uygulanan rapor adapte edilerek uygulanıyor
Haber: Çaykara Gazetesi