Rivayete göre Anneler gününü “Batı virginialı öğretmen olan Anna 10 mayıs 1908’de annesinin yirmi yıl ders verdiği grafton’daki andrews metodist pazar okulu’nda 407 çocuk ve annelerinin katılımıyla kutladı.” [1]
Başkan Woodrow Wilson, 1914’te Mayıs’ın ikinci Pazar’ını anneler günü ilan etti. Sonraları Anna, anneler Günü’nü maksadını aşıp ticarileştirdikleri gerekçesiyle çeşitli davalar açtığı da rivayetler arasındadır.
Türkiye’de ise ilk olarak 1955 yılında kadınlar derneği aracılığıyla kutlandı anneler günü, bugünlere kadar geldi. Her şey gibi kapitalizmin elini atıp metalaştırdığı kutlamaya dönüştü.
Oysa bizim kadim geleneğimizde “Cennet annelerin ayağı altındaydı.” Bir güne sığmaz bir ömrü kapsardı. Bir ömür yetmez ebedi hayatı kazandırırdı. Maddi bir değer taşımazdı. Annelere duyulan sevgi ve hürmetin karşılığı olarak evlat cennetle ödüllendirilirdi.
“Biz insana anne babasıyla ilgili öğütler verdik. Annesi, güçten kuvvetten düşerek onu karnında taşımıştır; çocuğun sütten kesilmesi iki yıl içinde olur. Bunun için (ey insan), hem bana hem anne babana minnet duymalısın; sonunda dönüş yalnız banadır.” Lokman /14
Anne babanız hayattaysa çok normalmiş gibi gelir insana. Empatisi zordur başkalarına yaptığının başsağlığı dileklerinin. Kaybettiğinizde anlarsınız o muhterem varlığın boşluğunu. Onlarla beraber gider geçmişiniz, çocukluğunuz.
Annenizi kaybettiğinizde size canı gönülden dua eden bir varlığı kaybedersiniz
Annenizi üzdüğünüzde size dua eden o kocaman yüreği kırmışsınızdır.
Anneler ne isterdi? Çok klasiktir ama her zaman doğru ve geçerli olan evlatlarının sağlığını. Bir de yaş aldıkça anneler ister. Bu ne bir markadır ne kargo ne de sipariş gerektirir. Bilmek ister sadece hala evladının gözünde bir değeri olduğunu, hala sevilip istendiğini.
Yaşayan tüm annelere ve babalara karşı evlatlara düşen İsra /23 “Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara öf bile deme! Onları azarlama! İkisine de gönül alıcı güzel sözler söyle.
Rahmete kavuşmuş annelere ve babalara ise İsra /24 “ Onlara merhametle ve alçak gönüllülükle kol kanat ger. “ Rabbim! Onlar nasıl küçüklükte beni şefkatle eğitip yetiştirdilerse şimdi sen de onlara merhamet göster” diye dua et. Diye buyuran Rabbimize sığınıp dua etmek düşer.
Bizim annemizde Allah’ın Rahmetine kavuşmuş güzel annelerden biriydi işte. Ne kadar hasta olsa da Kur’an’dan ayetten nerde bahsedilse kulak kesilirdi. Hastalığına serzenişi artık çok okuyamıyor olmasınaydı.
ANNECİĞİM
Güzeller güzeli sen gitti ya benim gücüm kalmadı.
Sen gittin ya anneciğim benim tadım kalmadı,
Sen gittin ya anneciğim babam bir daha öldü.
Bıraktın beni yalnız hem arkadaş hem anasız
Her yerim sen kokuyor annem
Şehrim sen evim sen arabam sen.
Arkamdan e Hilal diye seslenişin,
Bir türlü çıkamadığım mutfaktan,
Eba ne yaparsun oralarda? Diye
Can sıkıntısının verdiği hüzünle seslenmen,
Ayak seslerinle uyandığım sabahlar,
Seninle biriktirdiğim anılar,
Anlayacağın kocaman dünyamdın sen annem.
Hem eğlencem hem muhabbetim hem yorgunluğumdun sen annem.
Birlikte yediğimiz lahanaların kavurduğumuz turşuların tadı bir başkaydı seninle.
Cennette biz lahanasız, turşusuz yapamayız esprisini yaparken aslında ciddiydik de!
Sen gittin gideli annem günleri sayamıyorum.
Saymaya yetişemiyorum zamanı.
Günlerin hızla geçmesi bile hüzünlendiriyor beni.
Uzaklaştırıyor geçmişteki seni benden.
Aslında biliyorum geçmişe uzak geleceğe yakınız da olmuyor işte.
Tutmak istiyorum zamanı.
Ne kadar da korkardın ölümden annem.
Gidenden hiç haber yok derdin konuştuğumuzda.
Sende gittin sende haber vermedin annem.
Aslında sen ölmedin hakikate gözlerini açtın.
Hakikatle buluştun. Çünkü biliyorum,
Ölüm yeniden dirilişin doğumudur aslında.
Doğum günün kutlu olsun.
Seni tembihlediğim gibi,
Cennetin kapısını aralık bırak annem.
Selam ve saygılarımla
[1}https://seyler.eksisozluk.com/1914ten-beri-kutlanan-anneler-gununun-ortaya-cikis-hikayesi