Anadolu’nun her karış toprağında gün yüzüne çıkmış olduğu kadar çıkmamış o kadar çok vatan evladına yakılmış ağıtları var ki… İşte bunlardan birini, unutulmaya yüz tutmuşken, 1 Ağustos 2014 Yılında ani bir şekilde aramızdan ayrılan merhum Turhan Yeşilçiçek gün yüzüne çıkarmıştı. Bu ağıtı ve hikayesini kaleme alarak aslında bir öncülük etmiş oldu. Zira bölgemizde buna benzer o kadar çok (destan-ağıt-koşma) diye adlandırabileceğimiz eserler dilden dile ulaşmış ancak kaleme alın(a)mamış. Alınabilenler de tozlu sandıklarda ya çürümüş yada çeşitli sebeplerden ötürü yok olup gitmiştir.
Merhum Turhan Yeşilçiçek
Bu hikaye Trabzon/Çaykara/Çambaşı Mahallesinde (o dönem köydür) cereyan eder. Bundan sonrasını, benim gibi bir çok gencin düşünce ufkunun olgunlaşmasına büyük emekleri olan yüreği güzel insan merhum ve mağfur Turhan Yeşilçiçek’in kaleminden okuyalım.
HAMİDENİN HİKAYESİ VE AĞITI
Seferberlik senesinden çok önce. Çaykara’nın Çambaşı (Anoso) köyünde Osman isminde bir adam iki oğluyla (Ahmet ve Dursun) beraber Samsun’a tütün kırmaya giderler. Fakat sıtmaya yakalanırlar(bir rivayete göre tütünden zehirlenirler) ve ölürler. Hamide, olaylardan bi haber kocasını ve çocuklarını beklemektedir.Yanında da küçük oğlu Mustafa vardır. Cenazeler memlekete gelmez. Samsun’da gömülürler. Fakat haber bir şekilde Hamide’ye ulaştırılmalı diye düşünen muhtar ve heyet, köyün ileri gelenleriyle birlikte Hamide’nin evine doğru yol alırlar. Hamide onları evin balkonundan görür ve der ki; ”Bunlar eğer kara haber için birinin kapısına gidiyorlarsa Allah onlara yardım etsin. ”Lakin gelenlerin onun evine yaklaştığını görünce ayaklarının bağı çözülür. Gelirler, kara haberi bildirirler Hamide yıkılır. Ağıtlar yakar feryatlar koparır. Zaman geçer, ateş küllenir. Küçük oğlu Mıstafa ile hayat mücadelesini devam ettirmeye çalışır.
Mustafa büyür, kocaman delikanlı olur. Askere çağrılır. O arada Yemen Harbi çıkar, Mustafa da diğer bir çok vatan evladı gibi Yemen’e gider. Gider ama bir daha geri dönmez.Yine muhtar ve köyün ileri gelenleri yol alırlar Hamide’nin evine doğru. Alır haberi Hamide! Çılgına döner, ağıt yakar, ağlar sızlar. Tek varlığı Mustafa’sı da Şehid düşer. Derler ki; Hamide bu acıya dayanamaz ve aklını zayi eder. Hatta Çambaşı’ da (Anoso) biri diğerine kızınca ‘Hamide’den beter olasın’ diye beddua eder. Ogün bugün anlatılır o hikaye! Hamide’nin o gün yaktığı ve dilden dile gelen ağıt…
E Mustafa uçtun uçtun,
Uçtun da cennete düştün
Zalim Yemen kavgasında
Derler bana Şehid düştün
Ahmed, Dursun ile Osman
Ateşleri yaktı yaman
Mustafam idun tek güman
Derler bana Şehid düştün
Hiçbir şey olmaz muteber
İnsanlar oldu seferber
Geldi bana kara haber
Derler bana Şehid düştün
Samsun akitti Kanumi
Aldı üç tane canumi
Ölüm sardı dört aynumi
Derler bana Şehid Düştün
Yollar var yollardan öte
Yol tükenmez gide gide
Denefda har ihemide (Ne yapsın Hemide)
Derler bana şehid düştün
Hangi bir yana gideyim
Beni da vurun öleyim
Mustafamsuz ne edeyim
Derler bana Şehid Düştün
Kimi yayan kimi atlı
Ruhun var nurdan suratli
Ne etsun bu kara bahtli
Derler bana Şehid düştün
Düştüm dayanılmaz derde
Cenazen yok hiçbir yerde
Açluğile kızgın çölde (Açlık İle kızgın çölde)
Derler bana Şehid düştün
Ağıt ve Hikayeyi Derleyen/ Turhan Yeşilçiçek
2014 Yılında Dar’ül Bekaya ulaşan sevgili ağabeyimiz gönül dostumuz güzel insan, Turhan Yeşilçiçeğe Allahtan rahmet ve mağfiret, makamının âli olmasını diliyorum…
Fahrettin Kurşun
Her şeyden önce Sayın Fahrettin KURŞUN’a böyle bir hikayeyi ve ağıtı gün yüzüne çıkardığı için teşekkürler..
Sayın Merhum Turhan YEŞİLÇİÇEK’e Cenab-ı Hak’tan (CC) rahmet ve mağfiret dilerim.
Bu ve benzeri hikaye/ağıt/türkü/atışma/vaybeni/seyir vb edebi eserlerimizi derleyip yayınlamak başta konunun uzmanları
(Tarihçiler, Edebiyatçılar, Folklor Araştırmacıları vb) olmak üzere hepimize düşen önemli bir görevdir diye düşünüyorum.
Emeği geçen/geçecek olan herkese şimdiden teşekkürler ve başarılar…
Saygıdeğer Hocam,
Takibiniz ve yorumunuz için teşekkür ediyorum. Yöremiz açısından çok önem arz eden değerlerimizin derlenmesi-toparlanması konusunda ki mesajınız inşallah muhataplarına ulaşmıştır.
Saygılarımla