MEKÂNLAR, HATIRALAR VE İNSANLAR Bize “el” ya da “işmar” eden: özlem ve hüzün dolu ve bizi birbirimize, bu coğrafyaya sıkı sıkıya bağlayan hatıralar… Bazen birçok imkânlara sahip olmamıza rağmen içimizde koca bir boşluk olduğunu hissederiz. İşte bu boşluğu daraltmaya yardımcı olan, hatıralarımızın bekçisi, birikmiş dertlerimizin, sıkıntılarımızın dermanı, üstümüze hücum den dertlerden sığındığımız, medet beklediğimiz, huzur bulduğumuz mekânlar, hatıralar, insanlar: – Ey gidi camenun yanlari, okulun yanlari, derelukler, kabanlar, sehiller, ey gidi eski insanlar… ** Dağlarımızda çamlardan yayılan reçine ve türlü türlü çiçek kokuları, pırıl pırıl güneş, ter temiz hava, nefis soğuk sular, hatıralarla yoğrulmuş bu tabiatta daha neler buluruz neler. Kendimizi buralara ait hissederiz. Buraları yakın buluruz kendimize. Buraların parçası, buraları parçamız biliriz. “Savurmak” isteriz kendimizi buralara. -Ola emekli olayim köye yerleşeceğum. Param olurse yaylada ya da mezirede bi ev yapacağum. -Çeku gideceğum, alu başumi gideceğum haburalaradan. -İnanur misun? Bazen oyle bi oluyurum aluyu bana bi can darluği bi can darluği: Boğuldum boğulacağum. Sanki biri boğazumi sıkayu, zor nefes aluyurum. Bulunduğum yerden kendumi zor atayirum dişari. Bi yerde on dakka duramayurum. – Haçan akluma, kulağuma: köy ile ilgili bişe geluyu ya da “emekliluğume az kaldi” sesi geluyu o zaman biraz rahatlayurum. -Bilduğun gibi değil; aslinda çeku gitmem lazim ama… ** -Yıllardur haburalardan uzak dolaştum durdum, birçok yerler gezdum gördum. Ama haburalarun tadini hiç bi yerde bulamadum. Ne münkun. Canumi sıkan ama ne söze ne da yazıya dökebilduğum bi sıkıntı hep içumde durdida durdi. Buralardan uzak yaşamayı yaşanılır kılan bir gün buralardan oralara döneceğimiz umududur. Bizi harekete geçiren oralara duyduğumuz umuttur. Bizim buralardaki yakıtımız oralara duyduğumuz muhabbettir. Eninde sonunda ama yaşarken ama tabutta, buralara döneceğinden kuşku duymamak buradan uzak yaşamayı yaşanır kılabiliyor. Çocukluktan bu coğrafyanın tesiri altına kalan ruhumuz bu yörenin adıyla, fotoğrafıyla, hatıralarıyla, insanıyla huzur bulur. İnsanımız hatıralarla, türkülerle, renklerle, dağlarla, sisle, yağmurla düşünür… Yüreğe oturmuş bir taşla dolaşır buradan uzak yaşayan insanlarımız.
Yüreğe, belleğe kazınan bu duygularla…