Çaykara’nın Şahinkaya mahallesinden Osman Ayal İstanbul’da geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti. Bir dönem Çaykara’da kardeşi Hakan Ayal ile ortak marangozluk ve mobilyacılık da yapan Osman Ayal 62 yaşındaydı. Ayal’ın cenazesi İstanbul’da kılınarak defnedilecek. Allah rahmet eylesin.
Sosyal medya hesabından edebi yöresel yazılar yazan Osman Ayal dört yıl önce kalp krizi geçirdiğinde kaleme aldığı yazıyı iki gün önce yeniden paylaşmıştı. İşte o son yazı:
Adına hayat denen şey bitti de haberin yok, e Osman…
Dört sene önce bugün.❤️
Ne istediğimi bilmek konusunda zaman zaman nefsime yenik düşsem de, ne istemediğimi hep bildim.
Ne istemediğimi bildim bilmesine de, bir yanımla da istemediğim o şeylerin bir türlü dışında kalamadım.
Bazen hatır uğruna…
Bazen sevgim uğruna…
Kâh teslim oldum, kâh kabullenmeye çabaladım.
Hani bilirsiniz, size dokunacak acılı yerseniz.
Ama o kadar ısrar eder ki arkadaşınız, kıramazsınız…
Sonunda kıvranırsınız midenizin ağrısıyla…
Veya, ayağınızı defalarca vurmuştur çok sevdiğiniz ayakkabınız ama, uzun bir aradan sonra bi kere daha denemek istersiniz, belki artık vurmaz umuduyla…
Sonunda yine vurur ayağınızı.
Değişen hiçbir şey olmaz…
Ama sanki ben, yaşadıklarını biraz daha ağır ve zor sindirip, yolunu kaybetmeyi sevmeyenlerdenim.
Çizgisinden sapınca mutlu olmayanlardanım.
Bu yüzden, çalkantıları dinmeyenlerden, suları durulmayanlardanım.
Şu geçen zamanla birlikte, neleri gerçekten istediğimi iyice pekiştirirken…
Nelerden artık katiyetle uzak durmam gerektiğinin son sınavından da ölmeden çıktım.
Biraz sert ve acıtan kararlarla şimdi silbastan başlamak istiyorum.
Hayatımda sadece istediklerimin güzelliğini ve huzurunu yaşamak istiyorum artık.
Ve yine ben?
Artık ne hatır belası, ne gönul ağrısı uğruna…
Beni acıtan, beni inciten hiçbir durumun parçası olmak istemiyorum.
Bir ispendam ağacıyım ben, yol üstünde göğermiş.
Kim ki incitir, kendini incitir, gölgesinden eksilir.
Kim gelirse gelsin, kendi için gelir, kendi için gider; kendinden vazgeçmez…
Bizler futbolcular gibi olamıyoruz her nedense?
Vakti geldiğinde bir nokta koymakta ve belki de en büyük tutkularımızla vedalaşmakta mahir değiliz…
Ki, beceremediğimiz tek şey belki de bu…
Benim için de o vakit çoktan gelmiş geçmişti…
Ben de artık birçok şeyle vedalaştım.
En vazgeçilmez yanlarımı, mütevazi bir jübileyle ardımda bıraktım
Adına hayat denen şey bitti de haberin yok, e Osman…
Yok, hasta falan değilim de.
Yine de iyileşmeye ihtiyacım var.
Hala, yazarak yaşamaya.
Paylaşmaya da…
Öyle bir kapının önündeyim ki, girsem günah, girmesem ayaz.
Var mı öyle, paldır küldür, patavatsız?
Usul usul, gir demeden özlenen…
rabbim rahmet etsin sevenlerine dsbri crmil ecri cezir nasip etsin