ÇaykaraDernekpazarıÇaykara KöyleriÇaykara Köyleri HaritasıÇaykara NeredeUzungölÇaykara nedirWhatsApp Link Oluşturma
DOLAR
41,5663
EURO
48,6711
ALTIN
5.029,30
BIST
11.151,20
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Trabzon
Az Bulutlu
21°C
Trabzon
21°C
Az Bulutlu
Pazartesi Hafif Yağmurlu
23°C
Salı Yağmurlu
18°C
Çarşamba Yağmurlu
19°C
Perşembe Çok Bulutlu
20°C
reklam

Açılımda İkinci Deneme

Açılımda İkinci Deneme
27.12.2009 00:33
597
A+
A-

Açılımda İkinci Deneme 1

Açılımda ikinci deneme

                Açılım’da birinci deneme istenen sonucu vermedi. Öcalan’ı da denklemin içine alan bu deneme yapılmalıydı,zira bu kestirme yoldu. PKK’nın Reşadiye saldırısı ve DTP’lilerin sine-i PKK’ya dönme kararıyla barışı ‘kestirme’den gitmenin mümkün olmadığı anlaşılmıştır.

                Esasen bu ilk denemede  ‘mâlûmun ilâmı’  diyebileceğimiz  bir tabloyla karşılaştık. Birincisi,Öcalan’ın  süreci isterse  baltayabilecek bir konumda olduğu görüldü. Öcalan’a hayır diyebilecek cesarete  sahip bir DTP’linin bulunmadığı ve DTP milletvekillerinin iplerinin İmralı’nın elinde olduğu birkez daha görüldü.

         Bunlar bilinmiyor muydu?

Biliniyordu tabii, ama belli ki İmralı’nın ‘tasfiye ediliyorum’ paniğine bu kadar erken kapılması pek beklenmiyordu.  Korkunun ecele faydası yok, dün İçişleri Bakanı Atalay’ın ifade ettiği gibi ‘ evet, terör tasfiye olacak’. PKK’ya ‘silah hak arama yöntemi değil’ derken Meclis’teki ayağını kapatmak pek isabetli olmadı şüphesiz.Ama  PKK’ya bu mesajı verenlerle DTP’yi kapatanların aynı yapı olmadığını hatırlatalım.(Bu durum, ‘açılım’ın ‘devlet projesi’ niteliği hakkında ciddi soru işaretleri yarattı doğrusu)

  Geldiğimiz noktanın  açılımın planlama ve sevk idaresindeki kadrolara    göstermesi gereken şu galiba: PKK’lıları dağdan indirmek, silah bıraktırmak gibi beklentilere girmek için henüz erken. Bu aşamada, önceliğin dağdan indirmeye değil dağa çıkışları durdurmaya veya azaltmaya verilmesi gerekiyor.

      Açılım sürecini planlayanların yeni bir değerlendirme yapmaları şart. İki şey yapacaklar.Birincisi açılıma herşeye rağmen devam etmek zorundalar, zira bu hem doğru yoldur hem de dönüşü olmayan yoldur. PKK’nın şiddeti tırmandırma çabası  da zaten yapılan işin doğruluğunun bir kanıtı.

   MİT Müsteşarı Emre Taner ve  süreci yürüten kurmayları anlamalı ki, artık dağdan inişlerle açılım hamlelerini paralel yürütmek mümkün değil.

Dağdan iniş diye bir öncelik artık yoktur.

Daha  kötüsü, öyle görünüyor ki, açılım bundan böyle PKK saldırılarının artacağı, daha büyük provokasyonların devreye sokulacağı bir ortamda yürümek zorunda. Yani bundan böyle çok daha sancılı yürüyecek.Seçimlere bir buçuk yıl kala hükümet bunu göze alabilecek mi, göreceğiz.

 

 İkincisi Türk kamuoyuna tutulan yolun doğru olduğunu ama bir müddet daha bu tip provokasyonların olabileceğini iyi anlatmak şart.

Süreci başarıya taşıyacak olan Türk kamuoyunun sabrı olacak. 25 yıldır sabreden Türklerin muhtemel provokasyonlara da bir müddet ‘tahammül’ göstermeleri gerekecek.  Yaraya tentürdiyot bastığınızda canınız bir süre için eskisinden çok daha fazla acır. Ama o tentürdiyotu basmak zorundasınız.

Dahası, süreci planlayanların ilk aşamada olduğu gibi sırtlarında yumurta küfesi yokt artık. Zira  Öcalan faktörü artık devrede olmadığı için devletin karnından konuşmasına gerek kalmadı. Süreç’in halkla ilişkileri artık daha kolay yürütülebilir.

Bu imkan değerlendirilmelidir.

Bütün bir milletin, devlet ile PKK arasında nasıl bir ‘oyun’  oynandığını, bu oyunun sonunda orta vadede örgütün gerçekten tasfiye aşamasına gelebileceğini görmesi gerekiyor. İnsanlar PKK provokasyonlarına ancak bu mücadelenin bir parçası olarak katılırlarsa katlanabilirler. Halk 25 yıl sonra gösterecekleri bu son tahammülün nihayet selametle sonuçlanacağına inandırılmalıdır.  Kaldı ki, açılım politikaları Türkiye için bir ‘tercihli yol’ değil ‘mecburi istikamet’tir.

     Bu mücadelede Türklerin tahammül sınırı açılımın da kaderini belirleyecek gibi görünüyor. Provokasyonların hedefi de o sınırı zorlamak değil mi zaten.

Gürkan Zengin

zengingurkan@gmail.com

Yorumlar
× YASAL UYARI ! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.