Haber7 köşe yazarlarından Meryem Aybike Sinan’ın eski Malatya valisi yeni Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı hemşerimiz Doç. Dr. Mehmet Ulvi Saran’la ilgili köşe yazısını sitemizde paylaşıyoruz.
Bir şehirden bir Vali geçti! Malatya dün bir ‘veda’ yaşadı. Hüzünlü bir veda!
Kendisini en çok seven, en çok yüreğine tutunan ve en çok kendisine inanan ‘Valisini’ hüzünle uğurladı yeni görevine. Her zaman söylerim, şehirlerin de bir ruhu ve yüreği vardır. Mesele o şehrin ne hissettiğini, ne istediğini bilmektir.
Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Doç. Dr. Mehmet Ulvi Saran’dan söz ediyoruz. Artık dilimizde bir yanma, yüreğimizde bir sızı oluştursa da Malatya eski Valisi oldu dün itibarıyla.
Normal şartlarda bir şehir esnafı ve eşrafıyla şehirdir, kendi türküsünü bu unsurla söyler ve söyletir lakin uzun upuzun yıllardır Malatya hem esnafını hem de eşrafını başka şehirlere göç verdi. Çok büyük göçler yaşandı ama aynı oranda da çok ciddi göçler aldı bağrına.
Ve şehrin “ileri gelenleri” şehrin bünyesinde var olan kültürü damıtarak, imbiklerden geçirip kültür, sanat ve irfanda yepyeni merhaleler kazanmak yerine; birbiriyle didişen, hoşgörü ve sabrı kaybetmiş ve söylem ve fiilleriyle şehrin “ileri gidenleri” olmak dışında maalesef gözle görülür bir icraatta bulunamamışlardır.
İşte tam da bu noktada Vali Ulvi Saran Malatya’ya merhaba dedi. Heyecanı, birikimi, tecrübesi, vizyonu ve misyonuyla tam bir dava adamı, bir gönül adamı olarak çıkıp geldi Battalgazi diyarına. Gerçi bu şehri ne zaman her kim ansa “kayısı” ile zikretse de bendeniz buna karşıyım çünkü Malatya Kayısıdan ziyade yetiştirdiği insan gücüyle adından söz ettiren şehirdir öncelikle.
Özal, İnönü derken son günlerde “Atatürk’ün” de Malatyalı olabileceği üzerinde konuşuluyor. Ancak Malatya siyasilerden öte bir Alpler, Erenler şehridir ki bendeniz bunu daha çok önemsiyorum. Bir Fethi Gemuhluoğlu, bir Sait Çekmegil, kültür ve sanat dünyamıza ne isimler kazandırmış, ne fikirlerin öncüleri olmuşlardır, bugün kim biliyor?
Bir Gazi Battal Ülkesidir Malatya!
Yavuz Bülent Bakiler Malatya için ” Allah bana doğum yerimi tayin yetkisini verseydi ben Malatya’da doğmayı isterdim zira Malatya İslam’ın ve Türklüğün bayraklaştığı şehirdir” diyor verdiği bir röportajda.
Malatya geçmişinin hatıralarıyla ilim, kültür ve irfan tezgâhında dünü ve bugünü birlikte dokuyan bir şehir olmayı uzun zamandır bırakmış, bu ilim ve gönül tezgâhı çürümeye yüz tutmuştu.
” Kimsenin uykusunun fesleğen koktuğu yok/ Kimseler âşık değil bu şehirde.” Diyen şair bu dizeleri sanki Malatya için söylemiş gibidir. Şehir hayal ve rüyasını kaybetmiş, dokusunu ve kokusunu yitirmiştir, derin bir sekerat halindedir…
İşte böyle bir zamanda Ankara da bunu fark etmiş olmalıydı ki sanki bu şehirde doğup büyümüşçesine bu şehrin kültür ve medeniyet sofrasına yüreğini serecek, ilim ve irfan dergâhından iyi derece ile mezun olmuş değerli bir bürokratını “Vali” olarak göndermişti.
Bir şehre onu tanıyan, anlayan, duyan, onun maddi ve manevi iklimini hisseden, onun hakiki anlamını iade eden çok az bürokrat vardır. Çok az Vali bir şehri doğduğu şehir kadar benimser, onu sarar ve sarılır.
Bir şehirde inançlı, duyarlı, faziletli, gönül ehli, şehrin kalbinin tıkırtılarını hisseden insanlar yaşıyorsa o şehir ayaktadır, hala nefes alıyordur, o şehrin manevi ocağı yanmaktadır der, geçip gidemezsiniz.
İşte Mehmet Ulvi Saran üç yıl gibi aslında kısa sayılacak bir zamanda bu şehre unuttuğu eski düşlerini hatırlattı, onu eski günlerine doğru bir seyahate çıkardı, geçmişini aradı ve buldu, geleceği için köprüler kurdu üzerinden geçilesi, hiç kimselerin hayallerinin bile yetişemediği vizyonuyla şehri kanatlandırdı.
Bir şehrin kimliğini belirleyen işaretler vardır. O şehrin kültürü, kimliği, geçmişi, geleceği hemen önünüze çıkar ve anlarsınız nasıl bir yerde olduğunuzu. Geçtiğinizde yolunuza çıkar o şehrin kültürü ve kimliği.
İşte Vali Saran, Malatya”nın kimliğini belirleyen işaretleri buldu ve ortaya çıkardı. O eski, o şaşaalı ve dünyaya nam salmış itibarını iade etti. Hani bazı insanlar vardır, malda mülkte bir kedi yükü kadar eşyası olur ama şöhret ve başarıda, fazilette, izzette yükünü dizili kervanlar çekemez.
İşte Doç. Dr. Mehmet Ulvi Saran böyle bir Vali idi, böyle bir kişilik ve değer idi Malatya’da. Malatya’da rüzgâr gibi geçti. Kültürden, sanata, ilim ve irfanda şehrin kalbine mührünü vurarak geçti. Malatyalı onu sevdi, o Malatyalıyı sevdi. O “Malatya’nın Valisi” olarak kalplere, gönüllere girdi, bundan gayrı ne ola ki?
Halkın arasına karıştı, memurlarıyla gâh arkadaş oldu, gâh ağabey, esnafla iftarlar açtı, unutulmuş köylere çıktı, düşünülmemiş projeleri hayata geçirdi, evlere gidip hane halkıyla çaylar içip sohbetler etti, kayısı bahçelerine gidip tarım işçileriyle hasbıhal etti, herkesin derdini dinledi, sabahlara kadar memurlarıyla uyumadı projelerinin peşinden koştu, takip etti, vs.
Tam üç yıl Malatya’da bir “Karadeniz Fırtınası” esti.
Beydağlarınca bir Bey idi şehrin bağrında.
Dün telefonda da olsa hem Malatyalı olarak teşekkür etmek, vedasına muhatap olup bütün yüreğimizle “Güle güle” demek, hem de Malatya’dan ayrılırken duygularını öğrenmek istedim.
“Mevki ve makamlar gelip geçicidir. Zenginlik, asıl zenginlik servet, itibar, şeref, mevki ve makam değildir. Zenginlik, izzet ve fazilet sahibi olmak bir işi hakkıyla yapmak ve arkada kalanlardan hayır duaları almaktır. Bendeniz Malatya’dan madden ayrılıyorum, manen ayrılmıyorum. “
Sesi bir parça hüzünlüydü, belli ki sevdiği şehirden ayrılmak şehir ahalisi kadar kendisini de üzmüştü.
“Başarı hakka uygun düşmektir” sözünün icrasını gerçekten de Vali Saran’dan gördü Malatya ve Malatyalı ve dahi Türkiye. Malatya’da sayısız icraat ve çalışmasıyla hiç sönmeyecek bir meşale yaktı ve gitti.
“Geçmiş kendi başına ayakta duramaz. Onu devamlı değişen, dönüşen bir “bugün” algısı yönlendirir, idare eder.”
İşte Vali Mehmet Ulvi Saran da hem dünün hem de bugünün algısıyla;
” Malatya’ya yepyeni vakitler armağan etti”
Müsteşar Mehmet Ulvi Saran’ı bundan böyle ülkenin güvenliği ve huzuru için çalışan çok önemli bir pozisyonun sahibi olarak Ankara’da göreceğiz. Bu kez huzurun ve güvenliğin nabzını tutacak! Biliyoruz ki bu ülkenin bir kara sevdalısı olarak orada da çok ciddi çalışmalar yapacak. Allah yar ve yardımcısı olsun.
Muhabbetle Kalınız.
Meryem Aybike Sinan – Haber7
meryemaybike@gmail.com
haber7.com’dan alıntı