Kişiye özel bir tutum olan üslup insanın düşüncelerini, duygularını, tepkilerini ortaya koyarken kendine özel oluş, deyiş veya yapış biçimi, tarz. İfade ediş biçimidir.
Edebiyat terimi olarak üslup, dilsel araç ve olanaklardan yararlanarak düşünce, duygu, hayal ve eylemlerin özgün, kişisel bir yaklaşımla ifade edilişidir. Eğer bir sanatçıysanız ortaya koyacağınız eserleri diğerlerinden ayıran, sanatçıyı özgün yapan ayırt edici bir özelliktir üslup. Sanatçı ne kadar kendiyse o kadar özgün eserler ortaya koyabilir ve o kadar değer kazanır. Kısacası üslup sanatçının eserlerini biçimlendirir bir kimlik oluşturur. Sanatta özgün olmak değer kazanır. Günlük hayatta ise karşılıklı etkileşimin iletişimle sağlanır. Toplumsal normlar nezaketten uzak kaba, kırıcı yüksek desibelli konuşmayı genellikle hoş görmez. Bireye özgü olan üslup yani duruş, düşünüş, ifade tarzına sınırlamalar getirir. İnsanların birbirleri arasında kurdukları diyalog belirli kurallara riayet edildiği zaman değer bulur, saygı görür. Yani söz konusu etkili iletişimse özgünsünüz ama özgür değilsiniz.
Çoğu zaman birçok entelektüel, din adamları, siyasilerle medyanın sunduğu imkânlar ile kitlelere hitap ederken bu durumu göz ardı ederler. Oysa yapılan araştırmalarda iletişimde, söylediklerinizin alıcı dediğimiz hedef kitleye etkisinde, %60 ‘ı vücut diliniz , %30’ u ses tonunuz ve sadece %10’ u kadarı ne söylediğiniz önemli olduğunu gösteriyor. Elbette ki bu oranlar aslında söylediklerimizin bir önemi yok anlamına gelmez. Ancak insanlık için bir gayeniz bir derdiniz varsa ve bir hakikati anlatmak istiyorsanız. %10 ‘luk kısmı iyi değerlendirmek gerekiyor. Bunun için doğru üslup doğru ses tonu kullanmalısınız. Değerli olan güçlü bir içeriği doğru üslupla sunmaktır. Çünkü bilinmelidir ki “ Yanlış üslup doğru sözün celladıdır”.
Kuranı kerime baktığımızda yaratıcın, örnek karakterler olan peygamberlerin tebliğ ederken kullanacakları üsluptan bahseder. Vahyin ürünü olan Kur’an’ı Kerim’in tartışmasız güçlü içeriğini tebliğ ederken veya anlatırken yaratıcı, özelde peygamberleri genelde bizleri özgür bırakmaz. Yaratıcının koyduğu yasaları yarattıklarının psikolojisini en iyi tanıyan olarak üslubu da yaratıcı belirler. Canlılar arasında insanın ayırt edici en önemli özelliği dili kullanma becerisidir yani konuşmaktır. Şöyle ki insanın bu özelliğine dair Rahman suresi 1-2. Ayetlerde “ Rahman, Kur’an’ı öğretti. İnsanı yarattı. Ona beyanı (düşünüp ifade etmeyi) öğretti “. Biraz daha incelediğimizde Kuran’ı Kerimde söylem ve davranışlarla ilgili ayetlerde üslupta nezakete çok önem verdiğini görürüz. Diyalog selamla başlar ve Kur’an’da selamlaşmadan sıkça söz eder. Nisa Suresi, 86. ayet: “ Bir selamla selamlandığınızda, siz ondan daha güzeliyle selam verin ya da aynıyla karşılık verin. Şüphesiz, Allah her şeyin hesabını tam olarak yapandır”. İletişim selam verenin karşısındaki hakkında güzellik ve esenlik dilemesiyle başlar. İletişimin devam etmesi içinse selama karşılık daha güzel daha vurgulu selam vermesiyle iletişim biçim kazanır.
Furkan Suresi, 63. ayet: O Rahman olan Allah’ın kulları, yeryüzü üzerinde alçak gönüllü olarak yürürler ve cahiller kendileriyle muhatap oldukları zaman “Selam” derler.
Nahl Suresi, 32. ayet: Ki melekler, güzellikle canlarını aldıklarında: “Selam size” derler. “Yaptıklarınıza karşılık olmak üzere cennete girin.”
Selam karşındakine gösterdiğin iyi niyet barış ve esenlik ise elbette ardından önerilen güzel ve doğru konuşmaktır. Kur’an mümine yakışanın üslubuyla muhatabını incitmeden Allah’ın ayetleri gibi hakikat değeri olan her türlü bilgi aktarımında güler yüz gösterip, kelimelerin güzelleriyle hitap edilmesini ister. Taha 43- 44; Firavuna gidin. Gönül alıcı .” Ona yumuşak söz söyleyin. Belki öğüt alır, yahut korkar.” kalplere tesir eden hikmetli söz söylemenin üzerinde duruyor
Diğer taraftan dinlemenin ve aklı kullanmanın yani etkin katılımı önerir. Zümer suresi, 18 ayet; Onlar ki, sözü dinlerler de onun en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah’ın kendilerine hidayet verdiği kimselerdir ve işte onlar, (gerçek) akıl sahiplerinin ta kendileridir. Aklını kullanmayanların akıbetinde de şöyle bahseder. Lokman süresi 6. ayet İnsanlardan öylesi vardır ki, bilgisizce Allah yolundan saptırmak ve o yolu eğlenceye almak için, eğlencelik asılsız ve faydasız sözleri satın alır. İşte onlar için aşağılayıcı bir azap vardır. Muhteşem hakikatler kaynağı kuran güzel insan modelini sunarken küçümsemeyi alaya almayı kesinlikle yasaklar. Öyle bir durumla karşılaştığında erdem sahibi insanın oradan vakarla ayrılmasını önerir. Nisa süresi 63. Ayet; Onlar, Allah’ın kalplerindekini bildiği kimselerdir. Öyleyse onlara aldırma. Onlara öğüt ver ve onlara, kendileri hakkında etkili ve güzel söz söyle.
Kur’an’ı Kerimde Hz. İbrahim’in putlara tapan babasına aidiyet bağını kesmeden uyarırken nezaketini bozmaması insanlığa rol model olan peygamberlerin üslubunu görüyoruz.
Meryem suresi 42-45. Ayetlerde Hz İbrahim putlara tapan babası Azer’e “–Babacığım! İşitemeyen, göremeyen ve sana hiçbir faydası olmayan şeylere niçin tapıyorsun? Babacığım! Bana, sana verilmeyen bir ilim verildi. Bana tâbî ol; seni sırat-ı müstakime ulaştırayım. Babacığım, şeytana tapma! Çünkü şeytan, Rahman’a isyan etmiştir. Ey babacığım! Doğrusu ben sana Rahman’dan bir azap dokunup da şeytana dost olmandan korkuyorum!” der. Babası ise Meryem süresi 46. Ayette “Ey İbrahim! Sen benim tanrılarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer (onlara dil uzatmaktan) vazgeçmezsen, and olsun seni taşlarım. Uzun süre benden ayrıl; git” dedi. Hz. İbrahim buna rağmen nezaketinden ve saygısından bir şey kaybetmez
Ve Hz. İbrâhîm babasına “ Sana selâm olsun! Rabbimden senin için mağfiret dileyeceğim. Çünkü O, bana karşı çok lütufkârdır” dedi. (Meryem, 47)
Yaratıcı farklı inançlara sahip insanlara karşı dahi olsa küfürlü konuşmayı men eder. Bu tür söylemlerin etki-tepki doğuracağını cahillikleri nedeniyle aleyhinize dönebileceğini vurgular. Gündelik hayatta küfürlü konuşmak her zaman tahrik unsuru olmuştur. Enam süresi 108. Ayet Onların, Allah’ı bırakıp tapındıklarına sövmeyin, sonra onlar da haddi aşarak, bilgisizce Allah’a söverler. Böylece her ümmete yaptıklarını süslü gösterdik. Sonra dönüşleri ancak rablerinedir. O, yapmakta olduklarını kendilerine bildirecektir.
İslamiyet’te olduğu kadar paylaşmak kültürümüzün de önemli bir değeridir. Ancak güzel üslup önemini burada da korur ve Bakara süresi 263. Ayet; Bir tatlı dil ve kusurları bağışlamak, arkasından eza ve gönül bulantısı gelecek bir sadakadan daha hayırlıdır. Allah, hiçbir şeye muhtaç değildir, halimdir, yumuşak davranır.
Evet, iletişimde %30’ unu ses tonun etkisine değinmiştik. Hayat kitabı Kur’an’ı Kerimde yaratıcı şöyle buyurur. “Yürüyüşünde tabii ol. Sesini alçalt. Çünkü seslerin en çirkini, şüphesiz eşeklerin sesidir!” (Lokman 31/19) Fazilet sahibi ol! Söz söylerken de sakin ve mutedil ifadeler ve ses tonu ile söyle. Unutma ki bağırarak hakikati ulaştıramazsın. Aksine tiksindirici ve çirkin olursun. Hucurat süresi 2. Ayet; Ey iman edenler! Seslerinizi, Peygamber’in sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber’e yüksek sesle bağırmayın, yoksa siz farkına varmadan işledikleriniz boşa gider. Taha süresi 7. Ayet; Sen sözü açığa vursan da, gizlesen de Allah için birdir. Çünkü O, gizliyi de bilir, ondan daha gizli olanı da.
Etkili iletişim söz konusu olduğunda nezaket, letafet, güzel söz tatlı dil, yaratılmışlara saygı, İslamiyet’in emir telakki ettiği değerleridir. Doğru temsil edebilmek doğru rol model olmak herkesin görevidir. Özellikle Yaratıcının koyduğu yasaları ( Allah’ın ayetlerini) yine onun yasalarına uyarak aktarmak dini bir vecibedir. Aksi davranışlar büyük gaflet olduğu gibi sonuç almakta güçtür. Son sözü yine hakikatin ta kendisine Kur’an’a bırakıyoruz.
İbrahim süresi 24- 25-26. Ayetler Allah’ın nasıl bir misal getirdiğini görmedin mi? Güzel sözü, kökü sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaca benzetti. O ağaç, rabbinin izniyle her zaman meyvesini verir. Öğüt alsınlar diye Allah insanlara böyle misaller getirmektedir. Kötü sözün misali de kökü yerden sökülmüş, ayakta duramayan kötü bir ağaçtır.
Selam ve saygılarımla
Hilal Hanım, çok hem de çok önemli aynı zamanda da iletişimde belli bir seviyeyi kazanmamıza yardımcı olacak bir kavramı irdelediniz. Üslup konusunda fertlerin nezaket çerçevesi içinde muhatabı ile iletişim kurmasında üslubun önemini idrak etmeliyiz. Bu konuna bizi bilgilendirdiğin için teşekkür ederim. Selamlar..