Kars’ın Susuz ilçesine atanan Kaymakam Akın Ağca gazetemize konuştu:
AKIN AĞCA’YLA BİR BUÇUK YIL
●Çocuğumun burada
doğmasını ve doğum yeri hanesine “Çaykara” yazılmasını isterdim.
● YİBO, Kız Öğrenci Yurdu ve Kapalı spor salonu için arsa tamam
● Allah bir daha felaket yaşatmasın
● Sultanmurat turizm me
rkezi ilan edilecek
● Yapılan çalışmalarla eğitimde rekorlar kırıldı
● Kedimi vatandaşın yerine koyarak görev yapmaya çalıştım
● Çaykara’nın gönlümde ayrı bir yeri olacak
● Kurada Çaykara çıktığında üzülmüştüm
● İsteyerek gitmiyorum ama zorunlu hizmetimiz var
Bir buçuk yıldır ilçemiz kaymakamlığı görevini yürütmekte olan kaymakam Akın Ağca, yakın bir tarihte ilçemizdeki görevinden ayrılacak. Bu nedenle Çaykara Gazetesi olarak kaymakam Akın Ağca’yla Çaykara’da geçen bir buçuk yılını konuştuk. Buradaki görev süresi içerisinde özellikle eğitim, turizm ve yerel kültür alanındaki başarılı çalışmaları ve örnek projeleriyle dikkat çeken Ağca, yine bu süre içerisinde Çaykara’nın son yüz yılında yaşanan en büyük felaketinin de tanığı oldu, en sorumlu kişi olarak krizi yönetti. Sonunda Çaykara kamuoyunun büyük çoğunluğunun takdirini kazandı. İşte Akın Ağca ile Çaykara’dan ayrılacak olması dolayısıyla gerçekleştirdiğimiz sohbetin ayrıntıları:
Çaykara: İlk olarak atamanız Çaykara’ya çıktığında hayalinizde canlandırdığınız Çaykara ile gelip gördüğünüz Çaykara’nın bir karşılaştırmasını yapar mısınız? Çaykara’da ne umuyordunuz, ne buldunuz?
Akın Ağca: Hayalimde Çaykara diye bir şey yoktu. Çaykara’yı hiç bilmiyordum. Hatta kafamdan Doğu Karadeniz bile geçmiyordu. Bu nedenle araştırmamıştın da. Açıkçası Çaykara kurada çıktığı zaman üzülmüştüm. Fakat buraya gelip bir süre görev yapınca fikir ve düşüncelerim değişti. Öncelikle insanı sıcak, cana yakın, dayanışması yüksek, devletine saygısı ve bağlılığı üst düzeyde. Ayrıca asayiş konusunda çok şükür sıkıntısı olmayan bir ilçemiz. Uzungöl gibi Türkiye çapında marka haline gelmiş çok önemli bir beldemiz, Sultanmurat, Kurtdağı gibi turizm potansiyeli olan yaylalarımız var. Bir kaymakam için en önemli unsurlardan bir tanesi de burada mevcut olan dayanışma. İlçenin yetiştirdiği işadamı ve bürokratların ilçeye sahip çıkması gibi unsurlar mevcut. Buradaki bir buçuk yılda yaptığımız çalışmalarda bu destekleri hep gördük. İşadamı ve bürokratlarımıza da bu anlamda teşekkür ediyorum.
Çaykara: Çaykara’da hiç sıkıntıyla karşılaşmadınız mı?
Akın Ağca: Çaykara’da tek dezavantajımız yapacağımız çalışmalarda arsa problemiyle karşılaşmak oldu. Arsa problemi Çaykara gibi Doğu Karadeniz’deki ilçelerin en önemli problemlerindendir. Yapacağımız çalışmaları bu sorun yavaşlattı. Biz burada çalışma alanımızın temeline eğitim ve turizmi koyduk. Bu alanlarda yaptığımız çalışmalarla da belirli bir noktaya geldik. Mesela YİBO(Yatılı İlköğretim Bölge Okulu) yapmak amacıyla ihtiyaç duyduğumuz 11 dönümlük araziyi Orman İdaresinden Özel İdareye alabilmek için bir yıl uğraştık.
Çaykara: Söz açılmışken buradaki YİBO ve ilave tesisler hakkında bilgi verir misiniz?
Akın Ağca: Arsasını temin ettiğimiz bu alana YİBO, kız öğrenci yurdu ve arsanın durumuna göre spor salonu yapma projemiz var. Çünkü bu üç unsur Çaykara için çok önemli. Kapalı spor salonundan başlayacak olursak; buranın yağış miktarı fazla olması nedeniyle çocuklar, gençler spor yapabilecekleri kapalı alana ihtiyaç duyuyorlar. Yine resmi törenlerin yapılabilmesi için böyle bir tesise ihtiyaç var. Dolayısıyla kapalı spor salonunu yapmamız gerekiyor. Yine aynı alanda
liselerde okuyan kız öğrenciler için öğrenci yurdu projemiz var. Bu acil ve çok önemli. Özellikle köylerde ilköğretimden sonra liseye devam eden kız öğrencilerin istatistiği çok dikkat çekici. 2004 yılında yüz öğrenciden 48 tanesi liseye devam etmemiş. Bunun nedeni de bu öğrencilerin güvenli olarak kalabilecekleri, ailelerinin gönül rahatlığıyla kendilerini telsim edebileceği bir yerin olmamasıdır. Biz bu alanda kız yurdu projesini hayata geçirmeyi planladık. İşadamlarımızdan Sayın Kemal Ayvacı sağ olsun yapımını üstlendi. Bürokratik işlemler bittikten sonra projeyi iş adamımıza teslim edeceğiz, o da bize binayı yapıp teslim edecek. Yine bu arsa üzerinde 480 kişilik bir YİBO projemiz var. Bunun da projesi Milli Eğitim Bakanlığından alınacak. Yine bununla ilgili de bürokratik işlemlerin tamamlanmasını bekliyoruz. Milli Eğitim Bakanımız Sayın Hüseyin Çelik Uzungöl’ü ziyaret ettiklerinde kendilerine durumu arz ettik. Sağ olsunlar ilk adım olarak 300 Milyar Lira ödenek gönderme sözü verdiler. Projeler hazırlandıktan sonra bu ödeneği bakanlıktan talep edeceğiz. Bu konuya benden sonra da Çaykaralılar ve işadamları da gereken önemi göstereceklerdir. Çünkü YİBO Çaykara için çok önemli. 21. yüzyılda beş sınıfın bir arada ders görmesi çağ dışı kalmıştır. YİBO açıldığında her açıdan bize sağlıklı ve çağdaş eğitim imkanı sunacak.
Çaykara’nın en önemli özelliklerinden birisi de geçmişte eğitimde sağladığı başarıdır. Bu başarı sayesinde bu gün Ankara’ya gittiğinizde hemen her noktada bir etkin Çaykaralıya rastlayabiliyorsunuz. Bu Çaykara adına bir şanstır. Ama bunun devamını sağlamak gerekiyor. Bunun için de yeni nesillere iyi eğitim imkanı sunmak lazım. Çaykara son yıllarda eğitimde arzu edilen düzeyde değildi. Geçen yıl Zeki Bilge İlköğretim’de ve Çok Programlı Lisede hafta sonu kursları açıldı. Okul müdürlerinin ve öğretmenlerimizin de üstün çalışmasıyla beklediğimizin üzerinde bir başarı sağlandı.
Çaykara-Sizin eğitimin yanında turizm, yerel kültürü canlandırma, şenliklerin karakter değiştirmesi ve bir festivale dönüştürülmesi yönünde de çok önemli hizmetleriniz oldu. Bu konudaki görüşleriniz alabilir miyiz?
Akın Ağca: Burası Uzungöl’le beraber turizm anlamında önemli bir başarı sağlamış durumda. Fakat bununla beraber özellikle Sultanmurat, Kurtdağı ve Şekersu gibi turizm potansiyeline sahip yaylalarımızın da turizme açılması lazım. Biz ilk olarak Sultanmurat Yaylası ile ilgili bir dosya hazırladık. Sultanmurat turizm merkezi ilan edilecek. Bunun için Ataköy’deki kadastro çalışmasının sonuçlanması ve bakanlıkla yazışmalarımızın neticelenmesini bekliyoruz. Sultanmurat turizm merkezi ilan edilirse devlet oraya altyapıyı götürecek. Beraberinde turizm yatırımı yapılma imkanı doğacak. Özel teşebbüsün önü açılacak. Bu çok önemli. Planlı ve doğayla uyumlu yapılaşma olacak ve Sultanmurat yeni tesisler kazanacak ve bu sayede tam bir turizm merkezi haline gelecek. Yayla şenliklerinin şeklini
değiştirmeye gelince, bunun nedeni; Trabzon’da kırk, elli civarında yayla şenliği var. Her ilçeye iki üç şenlik düşüyor. Biz bu kalıptan çıkmayı ve ses getirmeyi düşündük. Bu anlamda dağ bisikleti, yerel yemek yarışması ve yayla yürüyüşü gibi diğer şenliklerde olamayan etkinlikler düzenledik. Özellikle yayla yürüyüşü çok güzel oldu. Bir de bu yürüyüşün turistik niteliği vardı. Özellikle yürüyüş sırasında yaşanan vaybeni geleneği çok hoştu. İnsanların yayla yolunda kol kola girip türküler söylemesi görülmeye değerdi. Bunun devamı çok önemli tabi. Bu bir ilkti. Bu devam ederse Çaykara hep bir adım önde olacak. Sultanmurat’ın potansiyeli ve tarihsel birikimi çok yüksek. Bunun değerlendirilmesi diğer yaylalarımızı da etkileyecektir. Bu yıl bazı farklılıklar yapmamıza rağmen bu değişikliklerin ilk kez yapılmasından kaynaklanan aksaklıklar oldu. Mesela; Dağ bisikleti tam istediğim gibi olmadı. Ancak bundan sonraki yıllarda daha iyi olacaktır. Bu bir tecrübe oldu.
Çaykara-Buradaki göreviniz sırasında yönetimdeki temel felsefeniz neydi? İnsanların genelde sizin hakkınızda olumlu kanaat beslediklerini biliyoruz. Bunu nasıl sağladınız? Bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Akın Ağca: Yönetimdeki temel prensip deyince bunun vatandaşla olan ve personelle olan yönü var. Benim Çaykara’ya özel değil de genelde bir anlayışım var: Sonuçta makamların geçici olduğunu düşünüyorum. Biz de kendimizi dışarıdaki vatandaşın yerine koyarak ona göre davranmaya çalışıyoruz. Yani dışarıda makama girmek için bekleyen vatandaş ben de olabilirdim. Kader bizi bu makama getirdi. Benim memleketim Dörtyol’da da benim annem babam kaymakamlığa gittiğinde onlara nasıl davranılmasını arzu ediyorsam, buraya gelen insanlara o şekilde davranmaya çalışıyorum. Birinci unsuru bu. İkinci unsuru; Her kademedeki memurun görevi olduğu gibi kaymakamın da görevi vatandaşın sorununu çözmek ve hizmet üretmektir. Kamakam bir ilçede çözümün son noktasıdır. Kaymakam da çözemezse o sorun ya çözümsüzdür, ya da üst makamlarda çözülmesi gerekiyordur. Biz vatandaşımızı burada rahatlatmayı, sorununu burada çözmeyi düşünüyoruz. Mümkün olduğunca vatandaşımızın derdini de anlamaya kendimi onların yerine koymaya çalışıyorum. Sonuçta buranın insanı
suistimale meyilli değil. Hakkı olmayan bir şeyi talep etmiyor. Mesela, Yeşil Kart oranını Türkiye geneliyle karşılaştırdığımızda çok düşük. Bunun sebebi vatandaşın bunları suistimal etmemesidir. Muhtarlar toplantısında fakir fukaranın bize yönlendirilmesini istiyoruz. Buna rağmen faydalanan çok az. Dolayısıyla bana gelen taleplerin tamamının doğru olduğu düşüncesiyle hareket ediyorum ve karşılamaya çalışıyorum. İnsanımız da sorunlarına çözüm bulmaya çalıştığımızın farkında.
Çaykara-Burada bulunduğunuz süre içerisinde iki büyük felaket yaşadık. Siz de mülki amir olarak bu felaketleri yaşadınız. Krizleri başarıyla yönettiniz. Son yüz yılın en büyük felaketleriyle ilgili neler söylersiniz?
Akın Ağca: Her şeyden önce zor günlerdi. Allah bir daha yaşatmasın. Açıkçası görmeseydim, yaşamasaydım ve böyle bir şey oldu diye bana anlatılsa herhalde inanmazdım. Köylerdeki dere yatakları artık vadiler boyutuna ulaşmıştı. Çok şükür afetin büyüklüğü ile karşılaştırdığımızda bizi teselli eden yanı can kaybının fazla olmaması oldu. İnşallah böyle bir felaket yeniden yaşanmaz. Ama şu var; afetin büyüklüğüne rağmen devlet buradaydı. DSİ, Karayolları, Özel İdare ve Özel Sektörün araçları gerçekten etkin biçimde çalıştılar. Bu konuda yapılması gereken çok iş var. Belki vatandaşımız son dönemde işler yavaş gidiyor diye serzenişte bulunabilir. Ancak şunu unutmamak gerekir ki afet sadece Çaykara’da olmadı. Dernekpazarı, Of, Hayrat, daha sonra Rize afeti yaşadı. Dolayısıyla araç gereçler işin aciliyetine göre tüm afet bölgelerine dağıtıldı. Bizim uzun vadeli amacımız dere yataklarını tamamen ıslah etmek, gelecek yaza afet riskini azaltmış bir Çaykara’yı hazırlamaktır.
Çaykara-Yakın bir zamanda Çaykara’daki göreviniz sona erecek. Bu ayrılık kendi talebinizle mi oldu, yoksa devletin bir tasarrufumudur. Bu konuda bilgi verir misiniz?
Akın Ağca: Öncelikle şunu söyleyeyim. Gidişim kendi isteğimle olmadı. Burada kalmak isterdim. Hatta bu bana sorulduğunda kalmak istediğimi de belirttim. Hem ailevi nedenlerle, hem Çaykara’daki ortamdan memnun olmam nedeniyle benim tercihim kalmaktan yanaydı. Ancak bakanlığın bir sistemi var ve bu sistem kişilere özel değil. Biz ataması aynı anda yapılan 59 kaymakamız. Birlikte atandığımız 59 kişi de doğuya görevlendiriliyor. Bu bir bayrak yarışıdır. Bayrağı bir buçuk yıl burada taşıdık. Artık teslim etme zamanı geldi. Dolayısıyla gidişimiz bizim isteğimiz dışındaydı.
Çaykara-Gitmeden önce “keşke Çaykara’da şunu da yapsaydım da öyle gitseydim” diyeceğiniz, içinizde ukde olarak kalan bir şey var mı?
Akın Ağca: Görüşmelerini tamamladığımız ve finansmanını da hayırsever vatandaşımızın sağlayacağı kız öğrenci yurdunu tamamlayıp açılışını yapmak ve YİBO’nun da temelini atmak isterdim. En fazla isteyeceğim şey bu olurdu. Bir de yakında doğacak çocuğumun benim için özel bir yeri olan Çaykara’da doğmasını ve nüfus cüzdanının doğum yeri kısmına “Çaykara” yazmasını isterdim.
Çaykara-Doğacak çocuğunuz için şimdiden tebrik ediyor, YİBO’nun ve kız yurdunun da inşallah açılışında bulunmanızı diliyoruz. Son olarak Çaykara’dan
ayrılırken Çaykara’ya ve Çaykaralılara ne söylemek istersiniz? Duygularınız nelerdir?
Akın Ağca: Bu benim için cevaplaması zor bir soru. Söylenecek o kadar çok şey var ki. Öncelikle Çaykara’yı ve Çaykaralıları çok severek ayrılıyorum. Gönlümdeki yerleri farklı olacak. Ben de bir fahri Çaykaralıyım artık, kendimi öyle hissediyorum. Kars’ta da Çaykaralıların olduğunu öğrendim. O benim için bir mutluluk oldu. Bunun dışında Çaykara’nın Çaykara dışında çok önemli bir gücü ve potansiyeli var. Bu güç ilçe için önemli bir noktaya kanalize edilebilirse önemli sonuçlar doğurabilir. Bunun üzerinde çalışmalar yapmak lazım. Bizim buna fırsatımız olmadı. Çünkü buradaki bir buçuk yılda ancak bu potansiyeli tanıma fırsatımız oldu. Önümüzdeki dönemde özellikle YİBO ile ilgili olarak bu potansiyeli harekete geçirecektik. Artık bunu Çaykaralılar ve bizden sonra görev alan kaymakamlar yapacaktır. Çaykara’ya ilk geldiğimde halkın geçmiş kaymakamlarla ilgili olumlu ya da olumsuz değerlendirmelerini duyuyordum. Değerlendirmeyi neye göre yaptıklarını sorduğumda aldığım cevabı ilginç bulmuştum. Vatandaşlarla sohbet eden, çay içen gezip tozan kaymakamlar iyi, biraz daha resmi olan kötü kaymakam olarak anılıyordu. Bence bu kriter yanlıştı. Çaykaralının kaymakamını yalnız insani ilişkileriyle değil de yaptığı işlerle değerlendirmesi lazım. Elbette ki vatandaşla olan ilişkiler de çok önemli ama bu tek kriter olmamalı. Önemli olan bir görevlinin bu ilçe için ne yaptığıdır. Bu durum sadece kaymakamlar için değil tüm memurlar için geçerlidir. Bu sadece ilçe için değil, ülke için de önemli. Çaykara’da böyle bir anlayış var. Değerlendirmeler genelde kişisel
ilişkilere göre yapılıyor. Bunun yerine Çaykara’ya ne kattığının önemli olması gerekir. Bunları söyleyebilirim. Çaykaralıların dayanışmalarını devam ettirmelerini diliyorum. Onların gönlümde ayrı bir yeri olacaktır.
Çaykara-Bütün bu değerlendirmeleriniz ve Çaykara’ya yaptığınız hizmetler için size Çaykaralılar adına teşekkür ediyor, yeni görev yerinizde başarılar diliyoruz.
Akın Ağca: Ben de sizlere teşekkür ediyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Röportaj: Sami AYAN
2005 Çaykara