İğneyi de çuvaldızı da kendimize batıralım batıralım ki nasıl can yanar nasıl içimiz acır önce biz tadalım o duyguyu.
Sözlerimizle yaptıklarımız ; konuştuklarımızla hayat tarzımız arasında tam yüzseksen derece fark var. Bu ne , perhiz.bu ne lahana turşusu neden böyleyiz ?
Mevlana’da aynı konudaki şikayetini asırlar öncesi dile getiriyor ; ”Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol “ diyerek Niçin hep yapmacık yaşıyoruz ; hep sordum bunu kendime. Cevabını halen bulamadım.. Bizler, nedense iğneyi hiç kendimize batırmıyoruz. Haydi biraz batıralım.
Canımız acıyınca belki uykudan uyanırız. Özümüz sözümüz bir değil. Şimdi bir çok kişi alınacak bu sözlerime. Beni kınayacaksınız ama birilerinin kral çıplak demesi lazım.
Toplumu oluşturan tek tek bireyleriz. Birey aksayınca toplum topallıyor.
Nedense iğneyi hep başkalarına batırırız. İş kendimize gelince ya örfe, ya dine, yada hayatın gerekleri der çeşitli bahanelere sığınırız. Zihnimiz kendi kendine yalan söyleyerek,bizi kandırmaya çalışır. Bunda da başarılı olur. Kendimize sanal bir gerçeklik yaratır vede bu gerçekliğin doğru olduğuna inanırız. Kendi kendimize yaratmış olduğumuz bu sahte alemde, vicdanımızı rahatlamış hissederiz. Ama aslında içimizin derinliklerinde bir yerde , hep bir eksiklik duygusunu hissederiz. Nereye kadar ? Sanırım sadece ölüm döşeğinde gerçeklerin farkına varırız. Ne yazık ki artık çok geçtir.
Önce ben değişmeliyim,ailem, ülkem, sonra da dünya değişir diyerek önce kendimizden başlayalım. Haydi.Bir cesaret! İğneyi hemen şimdi, hem de defalarca kendimize batıralım. Özümüz vede sözümüz bir olsun. Mevlana’nın dileğini yerine getirelim. OLDUĞUMUZ GİBİ GÖRÜNELİM. YÜZÜMÜZDEKİ MASKELERİ SÖKÜP ATALIM.
Evet sevgili dostlar bugünlükte bu kadar yüzünüzden tebessüm hiç eksik olmasın iyi bakın kendinize ve sevdiklerinize Hepinizi YÜCE MEVLAMA emanet ediyorum. Saygılarımla