RİZE’NİN yeni valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu görevine başladı. 8 aylık görev süresinin ardından merkez vali liğine atanan Zekeriya Şarbak’ın yerine Rize Valiliği görevine getirilen Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Seyfullah Hacımüftüoğlu, sabah saatlerinde ağabeyi Erzurum İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu’na ait özel otomobille Rize’ye geldi. Karşılama töreni yapılmaması için habersiz kente gelen Müftüoğlu, özel otomobili valilik makam aracının yanına park ederek Valiliğe girdi. Burada Valilik Özel Kalem Müdürlüğü’ne çıkan Müftüoğlu, kendisini tanıtarak makamına geçtiği öğrenildi. Müftüoğlu, Trabzon’un Çaykara ilçesi doğumlu olduğunu belirterek “Kendi memleketime geldiğim için gerçekten mutluyum. Rize benim yakından bildiğim, tanıdığım insanı ile rahatlıkla dostluk kurabildiğim, en iyi arkadaşlarımın olduğu il, Rize’nin meselelerini yakından takip ediyorum. Bundan sonra takip etmekle kalmayacağım, çözmekle uğraşacağım. Rize halkının desteği ile kıymetli hemşerilerimin katılarıyla Rize’nin üstesinden gelmesi gereken problemlerini hep birlikte çözeriz. Bu işler sadece valinin ya da kadrosunun yapacağı işler değildir. Tüm Rizelilerin bizimle birlikte hareket etmesi, onların istekleri doğrultusunda bizim de meseleleri çözme gayreti içinde olmamız söz konusu olacaktır. Birlikte olursak başarabileceğimizi düşünüyoruz. Rize halkını isteği olacaktır. Asla kişisel görüşlerimiz Rize halkının teveccühü olmadan pratiğe konmayacaktır. Kamu görevlilerinin istek ve talepleri değil, esas olan halkın istek ve temennileridir. Rize halkı ne diyorsa bize hangi görevi veriyor, hangi hususu çözmemizi istiyorsa onu yapma gayreti içerisinde olacağız.” dedi. Müftüoğlu, Rize’deki eğitim kalitesinin artırılması için de özel gayret sarf edeceklerini sözlerine ekledi. Kaynak: Günebakış
Karşılama töreni yapılmasını istemediği için habersiz geldiğini belirten Müftüoğlu, “Yapacak çok işimiz var. Karşılaşma ve uğurlama törenlerine ayıracak vaktimiz yok. Geçmişten beri bunu düşünüyordum. Eğer böyle bir görev nasip olursa nasıl başlarım diye, onu tahakkuk ettirdiğim içinde mutluyum. Katılamayanlar üzülürdü, katılanlar kendini ayrıcalıklı hissederdi, kimseye böyle bir imkan tanımamış olduk. Daha iyisi ne olabilirdi. Hiç kimsenin tercihini de tenkit edecek değilim. Karşılama da doğrudur, törenler yapmakta, yaptırmamakta doğrudur. Bu benim tarzım, bu böyle devam edecektir” dedi.