MHP’den Çay-Der’e Ziyaret

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Eski Devlet Bakanı Faruk Bal, beraberinde MHP Trabzon Milletvekili Süleyman Latif Yunusoğlu ve  İl Başkanı

Nihat Birinci ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile Trabzonda bulunan Çaykara-Dernekpazarı Kültür ve dayanışma Derneğini ziyaret etti.

Çaykara-Dernekpazarı Kültür ve dayanışma Derneği Başkan yardımcısı Osman Abanoz Derneğın yönetim kurulunu tanıttıktan sonra yaptığı kısa konuşmada yapılan ziyaretten memnun olduklarını belirterek derneğin faaliyetleri konusunda kısaca bilgi verdi.

Abanoz; Derneğin 1200 üyesinin olduğunu, ayrıca öğrencilerin barınacağı biri Erkek,diğeri kız yurdu olmak üzere iki tane yurt inşa ettiklerini ve faaliyete geçirdiklerini belirtti.

MHP Trabzon Milletvekili Süleyman Yunus Latifoğlu yaptığı konuşmada; Trabzonda bir porgram çerçevesinde Tüm dernek,Meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarını, ziyaret ederek herkese ulaşabilmek istediklerini, bu anlamda Çaykara ve Dernekpazarlıların Tahsil dereceleri yüksek, bürokrat, akademisyenlerin en yoğun olarak yetiştiği İlçeler itibarı ile dişarıda yaptığınız sosyal çalışmalarınızdan dolayı sizleri kutlamak istiyorum dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal,Yaptığı konuşmada, Çaykara-Dernekpazarı Kültür ve dayanışma Derneği üyeleri ile beraber olmaktan son derece mutlu olduğunu belirterek Çaykara’nın şöhretini yetiştirdiği çok değerli şahsiyetlerden belli olduğunu belirtti.

Bal; Dernek olarak yurtlarda öğrenciler için sağlanan imkanlar ve eğitime verdiğiniz desteği hayranlıkla dinledim.İnanın çok mutlu oldum.Keşke diğer dernekler sizin yaptığınız bu önemli hizmetleri yapabilse. Aslında devletin öğrencilere destek veren dernekleri ekonomik olarak desteklemesi gerekmektedir.

Türkiye’nin dört bir yanında yaşanan ekonomik bağımsızlık, üretkensizlik ve kalitesizlikle 21. yüzyılı kucaklayamayacağını söyledi.

Seçimlerin her demokratik ülkede iki temel unsuru ortaya koyduğunu ifade eden Bal, şöyle devam etti:

”Bunlardan bir tanesi milletin yönetim yetkisi verdiği iktidarların kendilerinin hesap vermesi. Eğer kendileri hesap vermiyorsa, seçmenin kendi talepleri doğrultusunda iktidarın hesap verme noktasındaki sorumluluğunu yerine getirmesini talep etmesi. Yani hesap sorması. İkincisi de seçimlerin dürüstlük, hakkaniyet ve eşitlik kuralları içerisinde yürütülmesi. Tabi bu kuralları önümüzdeki süreçte göreceğiz. Ama AKP’nin her iki noktada da sicilinin bozuk olduğu bilinen bir gerçektir. Türkiye’yi 8.5 yıldır tek başına yöneten ve şimdiye kadar da züccaciye dükkanına girmiş fil gibi her şeyi kırıp döken AKP iktidarından hesap sormanın zamanı gelmiştir. İşte bu hesabın sorulabilmesi ve kırılıp dökülen züccaciye dükkanındaki kırık döküklerin yerine, ülkemizi refaha, huzura ulaştıracak, özürlü bir ülke olmaktan çıkarıp haysiyetli bir dış politika izleyecek olan MHP’nin sesini sizlerle paylaşmaya geldik.”

Türkiye 8,5 yıl AKP tarafından yönetilmektedir. Büyük çoğunlukla çok güçlü desteğe sahip oldu. Bu süre içinde yapmak istediğini yapamadım diye bir mazereti yok. Bu ülkenin bir çok temel sorunları varken, onların yaptığı sadece bölünmüş yol haricince hiçbir şey yapılmamış. Ülkemizin maalesef 2011 yılında geldiği nokta birlik ve beraberliği bozulmuş ülkeyi 32 etnik gruba ayırarak, ülkemizin geleceği ile ilgili çok riskli ve tehlikeli bir sürece girmiştir. Bin yıl boyunca bir arada yaşamış, aynı kaderi paylaşmış, aynı kabeye dönmüş. Fakirlik ve zenginlik çoşkusunu birlikte yaşamış, ortak değerleri paylaşmış insanları lime lime yaparak kargaşaya doğru sürüklemek kimin ne yararına olmuştur. En son yapılan referandumda ülkede terörle mücadelede analar ağlamasın deyip etnik yapılanmaların bu kargaşayı ilerdeki çatışmaya dönüştürecek açılımlara fırsat vererek PKK açılımına dönüştürüldüğüne şahit olduk. PKK 30 bin civarında anaları ağlattı. Bunun içinde 5 bin asker, öğretmen, sivil.”Türkiye’de AKP iktidarı döneminde terörle mücadele olmaktan çıkarıldı, terörle müzakele haline dönüştürüldü” Maalesef son günlerde devletin kanallarında bile Abdullah Öcalan’ın ev hapsine nasıl tutulacağı ile ilgili tartışmalar yapılmaktadır. Türkiye de mozaik politikası bizzat sayın Başbakan tarafından başlatılmıştır. Bu durum büyük ortadoğu projesinin bir parçasıdır. 4 devlet üzerinden toprak alarak bir devlet yaratmak çabası yatmaktadır ve maalesef bu parçanın 2 nci. bir parçası olarak Trabzon’u da içine alacağı 2 nci bir safhası var.

Ekonomik olarak Türkiyenin değerini değerlendirecek olursak AKP ülkeyi 8,5 yıl boyunca devleti ve insanları borçlandırarak izledikleri politilar neticesinde Türkiyenin 220 milyar dolar borcunu 8,5 yıl sonra 500 milyar dolara çıkartarak, ayrıca ülkemizin birçok kaynağını satarak elde edilen 35 milyar dolar paraları göz önünde bulundurursak bu paraların nerelere harcandığını sormak sizin hakkınız değilmi? Bu ülkede eğer bu paralar değerlendirildiyse işsizlik neden bu safhadadır. Tarımda gelinen noktayı herkes görüyor. Ülke kurbanlıklarını dahi ithal etmek zorunda kaldı. Onlarda hastalıklı çıktı. Pancar yerine tatlandırıcılar ithal edilerek ülkedeki tüm üretim neredeyse durma noktasına geldi. Fabrikalar kapandı. Fındık üreticileri bitmiş, Trabzon’da 8,5 yıl süre içeserisinde bir tane fabrika yapılmamış, Trabzon’un genelinde 1 milyon olan nüfusu, 250 bin göç vererek 750 bine düştü. Bunu siyasi iktidardan sormanızı istiyorum.

MHP’nin projelerinden bahseden Faruk Bal, “Türkiye, Trabzon’da ve Türkiye’nin dört bir yanında yaşadığı bu ekonomik bağımlılık, üretkensizlik, kalitesizlik ile 21. yüzyılı kucaklayamaz” uygulanacak tüm politikaların temellinde ülke yararı gözetilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:

Trabzon’un ticarette, özellikle de fındık ihracatındaki payı çok büyüktür. Ama daha çok üretmek ve daha çok satabilmenin hesabını yapmalıyız. Bunun için de üreteceğiz, Pazar bulacağız, teknoloji kullanıp marka yaratacağız. Dünya piyasasında stratejik değeri olan bir ürünü üretiyoruz.  Bunun için her şeyin en iyisini yapmalıyız.  Fındıkta üründen ürün üretmeliyiz.”

MHP üreten bir ekonomiyi marka üretim teknolojisini hayata geçirecek 100 yıl vizyonu ile bir proje hazırlayarak yoksullukla mücadelede muhtaç durumda ailelerin en az bir ferdine bir iş imkani sağlayacak, iş sağlanana kadar asgari ücretin yarısı kadar 320 TL aile sigortası yardımı sosyal koruma uygulaması yapacaktır. Her yoksul vatandaşın sağlık sigorta primleri devletçe ödenecek, kamuya ait arazilerden kullanılabilir alanları tarımsal üretim ve istihdam amaçlı olarak işsiz ve yoksul vatandaşlara tahsil edilecek. Bununla ilgili sosyal alanda birçok projelerimiz var. Zamanımız kısıtlı olduğu için onları açıklama imkanım bulunmamaktadır. Sadece şunu söylemek istiyorum; Türkiye petrol ithal eden bir ülke. Türkiyede satılan pompalardan çıkan petrolun ithal edilen petrolün 2 katıdır. AKP iktidarı petroldeki vergilendirmede 4 lira olan benzinde 330 kuruş vergi almaktadır. Dolayısıyla bu ülkede yılda Kimin cebine girdiğini bilmesine rağmen 35 milyar dolarlık petrol kaçağı için hiç bir çalışma yapmamaktadır.1 haftalık çalışma ile bu kaçağı durdurabilir.

Sözlerime son verirken bu nazik misafir perverliğinizden dolayı hepinize teşekkür ediyorum, dedi.

Daha sonra dernek yönetimi ziyaretinden dolayı eski devlet bakanı Faruk BAL’a çeşitli hediyeler verdi.

FotoHaber: Kemal Çuman/Çaykara Gazetesi