HAK AŞIĞI AKSİYON ADAMI MERHUM ALİ KEMAL SARAN’IN ARDINDAN
Mehmet Mutluoğlu Boğazkale Milli Eğitim Müdürü
11 Aralık 2010 tarihli Milli Gazetede Sıra Dışı bir Hizmet Eri Başlığıyla Merhum Ali Kemal SARAN imzasıyla bir yazı okuduk. Bu yazıyı Ömrünü Hak ve Millet mücadelesine adamış Hak aşığı, hizmet eri medrese arkadaşı, köylüsü, çocukluk arkadaşı Önder Vakfının kurucularından Y. Ziya SULA’nın babası Emekli Müftü Ali Şükrü SULA i Hoca Efendi için kaleme almıştı. Ben de Hak aşığı Aksiyon adamı başlığıyla yazıyorum bu yazımı Merhum Ali Kemal SARAN Hocaefendi için.
Kendileri 10 Aralık Cuma günü Merhum Ali Şükrü Sula Hocaefendi’nin cenazesinden sonra dizüstü bilgisayarında hazırladığı bu yazısını Milli Gazeteye internet üzerinden göndermek için yaptığı çalışmayı tamamladıktan sonra caddeye çıkarken zalim trafiğin ağına yakalandı. Yazısında trafik kazası sonucu irtihal eden Merhum ve mağfur Ali Şükrü Hocaefendi’nin ölümünden söz ettikten sonra “Hepimiz nihayet aynı sonla bu fani dünyadan ayrılmayacak mıyız.” şeklinde yazmıştı. Ve arkadaşının ardından 10 Aralık günü yazdığı yazıyı 11 Aralık tarihli Milli Gazetede okuyoruz ama Ali Kemal SARAN Hoca’nın da Trabzon Çaykara’da kılınacak cenazesine gidiyoruz Ankara’dan 11 Aralık günü hareket ederek.
Kendisi yazısında, Ali Şükrü Hoca için şehit diyordu. Alemler Sultanı Hz Peygamberimizin(SAV.) hadisine dayandırıyordu bu düşüncelerini. Kendisi de kendi anlattığı Alemler Sultanı Hz Resulullah’ın(SAV.) bu beyanıyla şehittir inşallah.
Zira Çarşamba günü İstanbul’a gitmeden önce yaptığımız telefon görüşmesinde Çaykara Sultan Murat Yaylasında yapmayı planladığı; içinde konferans salonları, eğitim merkezleri bulunacak ve bir külliye şeklide düşünülen Sultan Murat Camiini yaptırma projesini anlatmıştı bana. Nitekim İstanbul’a bunun için gitmiş ve birçok cami ve hayır müessesesinin yapımında aktif rol almış arkadaşı Ali Şükrü Hoca Efendiyi de dernek yönetimine alarak imzasını almıştı.
Merhum ve mağfur emekli Müftü Ali Kemal saran kelimenin gerçek manasıyla Hak aşığı, aksiyoner bir dava adamıydı. Her gün bir hayır peşinde koşardı. İnsanların dertlerine çare aramak, çare bulmak O’nun en büyük zevkiydi. Ama bunu asla gösterişe kaçmadan, sade ve samimi bir şekilde yapardı. “İki günü müsavi olan aldanmıştır.” Hadis-i Şerifi bir an olsun aklından çıkmazdı. Onun için dur durak yoktu. 78 yaşında 18 yaşındaki bir gencin idealizmi içindeydi hep. Daha iki ay önce kalp ameliyatı olmuş, 3 damarı değiştirilmişti. Hastalıktan kalkmadı istirahat ediyor düşünürken Sultan Murat Şehitliği Külliyesi için 78. Yaşına, ameliyatına aldırmadan İstanbul’a gitmişti.
Sayısız makalesi olan Emekli Müftü Ali Kemal SARAN Hocaefendi’nin son eseri Cumhuriyet Döneminde Bir Medrese Talebesinin Hatıraları OMUZUMDA HEMENÇE kitabında kendi otobiyografisini yazdı.1. Baskısı bir solukta biten kitabın ikincisi yapılmıştı. Oğlu Malatya Valimiz Sayın Ulvi SARAN Beyefendi’nin Kurucusu olduğu Ankara KURTUBA’nın en çok alıcı bulan eseri. Eseri ben de zevkle okudum. Otobiyografinin yanında doğduğu ve yaşadığı Köy Akdoğan ve Çaykara ile ilgili hikâyelere, deyimlere, tarihi olaylara ve ilginç resimlere yer veriyor; otobiyografinin yanında Folklora (Halk Kültürüne) yer vererek otobiyografi türüne yeni ve orijinal bir tarz kazandırıyordu. Aynı zamanda Türkiye’nin ilmi ve manevi dünyasına çok önemli katkılar sunan Çaykara’nın son 100-150 yılına da ışık tutuyordu.
Ali Kemal SARAN Hocaefendi eski Hocalarımızdan. 1934 Çaykara Akdoğan (Hopşera) Köyünden. Çok genç yaşta hayatı tanımış BİR MÜTEFEKKİRİMİZ AYNI ZAMANDA. 8 yaşında, bir yandan 11 kilometrelik köyünden ilçe merkezinin üstündeki ilkokula giderken; bir yandan da Eski Çaykara Müftüsü Meşhur Alim Yusuf Bilgin’den hafızlık dersleri alıyordu. 11 yaşında Hafızlık icazeti aldı. Peşinden Meşhur Hacı Hasan Rami Yavuz Hocaefendi’den medrese usulü Arapça ve ilim tahsil etti. Of Çufaruksa (Uğurlu Kasabası)da Merhum Mehmet Aşık KUTLU Hoca Efendi’den de Ferayiz dersleri alır ki, bu 1960 yılında Meşhur Diyanet İşleri Başkanı Ömer Nasuhi Bilmen’in riyaset ettiği ikinci kezki müftülük imtihanında çok işine yarar. 1958 yılında Müftülük imtihanını kazanarak Konya Cihanbeyli Müftülüğüne atanır. Çankırı Orta Müftülüğü, Kastamonu Çatalzeytin Müftülüğü, Erzurum Horosan Müftülüğü, Trabzon Arsin Müftülüğü ve şimdi il olan Bartın Müftülüğü görevlerini yürütür. 1982’de emekli olur.
Ama Ali Şükrü Hocaefendi için yazdığı gibi bir din adamı için emekli olmak söz konusu bile olamaz. Ve asıl hizmet ondan sonra başlar.
1982-1986 yılları arasında Almanya ve Avusturya’da Milli Görüş teşkilatı içerisinde aktif irşad görevine devam eder. 1992 yılında Amerika Birleşik Devletlerine peşinden iki kez de Kanada’ya gider. Onun için dur durak yoktur. Hiçbir engel tanımaz. Ne yaşı, ne sıhhati, ne de bir başka engel onu Hak hizmetinden bir an olsun geri bırakamaz. 2010 Ramazanında da Berlin Şehitlik Camiinde görev yaparak 2010 Nisan ayının başında yurda dönmüştü. Rahmetli Necip Fazıl, Osman Yüksel SERDENGEÇTİ, kendi köylüsü olan Prof Osman TURAN, Nureddin Topçu, Bedüüzzaman Said Nursi, Cevat Rıfat ATİLHAN’la görüşmelerini ve sohbetlerini anlatırdı bana.
Kendisinin yazdığı Otobiyografisi niteliğinde OMUZUMDA HEMENÇE kitabını okumanızı isterim. Bir Dava adamının, bir Hak aşığının, bir aksiyon adamını tanımamız için.
O’nun Sultan Murat’ta düşündüğü o külliye’yi O’nun ve arkadaşı Merhum Ali Şükrü Hocaefendi’nin bir vakfiyesi olarak evlatlarının ve sevenlerinin gerçekleştireceğine inanıyorum. İnşallah Allah ömür verirse ben de o eserin tamamlanmasında görev almak isterim.
Muhterem Müftüm son yazısında sadaka-i cariyeyi anlatmıştı. Üç hususun sadaka-i cariye kapsamında olduğunu ifade etmişlerdi.Allah aşkı ve muhabbetini anlatan eserler bıraktın, hem biri halen Malatya Valimiz Sayın Ulvi SARAN Beyefendi olmak üzere ,Biri hukukçu,biri ilahiyatçı,kızı da doktor olan hayırlı evlatlar, bizim gibi binlerce talebe yetiştirdin.Camilerin eserlerin hakeza. Sadaka-i cariyenin üç çeşidini de sığdırdın kısa ama anlamını bilerek yaşadığın bu fani dünya hayatına.
12 Aralık Pazar günü Çaykara merkezinde kıldığımız cenaze namazı da binlerce gönül erinin katıldığı, Hocamızın kendi deyimiyle cemm-i ğafir, feyizli bir uğurlama oldu.
Muhterem Müftüm,Senin bir ömür tükettiğin Yüce idealler, Allah aşkı, Resulüllah muhabbeti, hizmet aşkı; bizim de ideallerimiz olacak. Hak’kın mührünü Sultan Murat Şehidliği’nden başlayarak yeryüzüne ve çağa vuracağız inşallah.
Şeb-i Aruz(Düğün Günü)ün, Rabbine yürüme günün mübarek olsun. Mevlam yar ve yardımcın olsun. Mekanın cennet olsun Muhterem Efendim.