DERELERE KELEPÇE VURULMASIN!!
Tür
kiye’nin dört bir yanında şu anda HES inşaatları devam ediyor. Kiminin yapımı tamamlandı, üretime geçti, kimi de inşaatlar için son izinleri bekliyor. Kimi hâlâ formalitelerle uğraşıyor. DSİ’nin verilerine göre, Türkiye’de şu anda Çevre ve Orman Bakanlığı t
arafından hazırlanan Su Kullanım Hakkı Anlaşmasını imzalayan, müracaat eden veya başvuruda bulunacak olan kamu ve özel sektörün yapacağı HES sayısının genel toplamı 1601. HES projelerinin büyük kısmı Doğu Karadeniz bölgesi için düşünülüyor. Çünkü, dört mevsim eksik olmayan yağışları nedeniyle Doğu Karadeniz hidroelektrik konusunda büyük bir potansiyele sahip. Sadece Trabzon’da 119, Rize’de 64, Giresun’da 87, Gümüşhane’de 30 HES yapılması planlanıyor.
HES’lere karşı bölgesel mücadelelerse toplu mücadeleye dönüştü. Hafta sonu Rize’nin İkizdere ilçesinde Türkiye’nin 60’tan fazla ilinden gelen yaklaşık 200 kişi Su Meclisini kurdu. Doğa Derneği, Tema Vakfı, İkizdere Derneği ve Macahel Vakfı, Buğday Ekololjik Yaşamı Destekleme Derneği öncülüğünde gerçekleştirilen Su Meclisi’nin amacı ‘ekosistem ile bölgedeki ekonomik ve sosyal yaşamın su ihtiyacı, tarihte hiç olmadığı kadar tehlike altında’ olduğunu dile getirmek.
Su Meclisi’nin hafta sonu yapılan ilk kurul toplantısında Fındıklı’dan, Macahel’e, Fırtına Vadisi’nden, Solaklı Deresinden Sarıkeçililere kadar bölgede mücadele eden sivil grupların temsilcileri HES’lere karşı kendi bölgelerinde yapılan mücadeleyi anlattı. Solaklı deresinden genel kurula katılan Doç. Dr. Ali Kemal AYAN : “ Solaklı deresi Doğa Sporları ve Ekolojik Turizm noktasında ilerlerken şu anda her gün yeni HES ruhsat başvuruları sondaj ve şantiye çalışmaları ile karşı karşıya kalmaktadır. Herkesten gizlenen sayıda yerli ve yabancı şirketler derelerimizde ne aradıklarını halkımız çok merak etmektedir. Şirketler yaşamın kaynağı ve can damarımız olan Solaklı deremizi hiçbir planlama yapmadan ve kural tanımadan diledikleri gibi tahrip etmeye hazırlanmaktadır. Bunun adı kelimenin tam anlamıyla dere soykırımdır. Solaklı vadisinin insanları bu soykırıma izin vermeyecektir. Türkiye Su Meclisi bu soykırımın ve suyun doğadaki döngüsünü parçalayan her türlü müdahalenin önüne geçmek için kurulmuştur.” dedi.
Suyla ilgili yanlış uygulamaları engellemek amacı ile çalışacak Türkiye Su Meclisi, bilimsellik ve gerçeklikten uzak ‘su boşa akar’ düşüncesine karşın doğada tek damla suyun bir boşa akmadığı gerçeğinin savunucusu olacak.
Türkiye’nin dört bir yanında yürütülen mücadeleleri ulusal ve uluslar arası ölçeğe taşıyacak olan Türkiye Su Meclisi, yeni bir su çerçeve yasasının hazırlanması, Elektrik Piyasası Kanunu’nda tadilat yapılması, DSİ Teşkilat ve Vazifeleri Kanunu’nun değiştirilmesi ve suyun ekolojik etki ve katkısını esas alan entegre havza planlaması yapılmadan uygulamaya sokulmuş tüm projelerin durdurulması için çalışacak.
Türkiye Su Meclisi Yürütme Kurulu adına açıklama yapan Güven Eken, ‘
Genel Kurul sonucunda bir manifesto açıklayan Türkiye Su Meclisi’nin manifestosunda şu görüşlere yer verildi:
-Doğa kendi başına vardır ve insan doğanın sadece bir parçasıdır.
-Doğa bir nesne değildir. Kendi kadim kuralları doğrultusunda, değerli bir işleyişe sahiptir.
-Doğa ticari bir mal haline getirilemez.
-Su yalnızca doğaya aittir ve onun ayrılmaz bir parçasıdır.
-Su bulunduğu havzaya aittir. Doğal bir varlıktır, kaynak değildir.
-Su kendini ancak akarak var edebilir ve doğada tek bir damla su bile boşa akmaz.
-Suyun özelleştirilmesi ve suya efendi atanması kabul edilemez.
-Sürdürülebilir kalkınma, koruma, kullanma dengesi gibi ilkeler doğanın sömürülmesi için gerekçe gösterilemez.
-Yaşamın yegane kaynağı olan doğanın ‘Çevre’ diye tanımlanarak hayatın dışına çıkarılması kabul edilemez.
SU BOŞA AKMAZ ! TÜRKİYE SU MECLİSİ