ÇaykaraDernekpazarıÇaykara KöyleriÇaykara Köyleri HaritasıÇaykara NeredeUzungölÇaykara nedirWhatsApp Link Oluşturma
DOLAR
32,5707
EURO
34,7707
ALTIN
2.491,02
BIST
9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Trabzon
Az Bulutlu
18°C
Trabzon
18°C
Az Bulutlu
Cuma Parçalı Bulutlu
17°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
19°C
Pazar Açık
20°C
Pazartesi Açık
19°C
reklam

Yusuf’un Yerinde devlet zirvesi: Bakanlar, valiler…

Yusuf’un Yerinde devlet zirvesi: Bakanlar, valiler…
19.07.2015 08:56
A+
A-

Ramazan Bayramı dolayısıyla memleketi Trabzon’a gelen İçişleri Bakanı hemşerimiz Sebahattin Öztürk ile Adalet Bakanı Kenan İpek ve Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Trabzon Valisi A. Celil Öz, Rize Valisi Ersin Yazıcı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dünürü Sadık Albayrak ve Gazeteci Mustafa Karaalioğlu Trabzon’un dünyaca ünlü Sultanmurat Yaylasında bir araya geldi.

Mini bir devlet zirvesine dönüşen sohbet toplantısına Trabzon ve Rize Emniyet Müdürleri de katılırken ev sahipliğini ise Dernekpazarı Belediye Başkanı Mehmet Işık yaptı. Çayların içildiği, kavalların çalındığı mini toplantıda yayla sohbeti eşliğinde devlet meselelerinin konuşulduğu kaydedildi.

yusufun yerinde devlet zirvesi (2)

yusufun yeri (2)

yusufun yeri (1)

Erhan Esaspehlivan / 61saat

Yorumlar
× YASAL UYARI ! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

  1. EYÜP IŞILDAK dedi ki:

    Maalesef ilk iki son ikiyi ne seçiyor, nede seçmesi için alan bırakılıyor. Sebebi ise ilk ikinin son iki kadar örgütlü olamayışlarıdır.

  2. hasan uzan dedi ki:

    Tarihin derin sayfalarında depolanmış her hedefe kurşun atabileceğiniz mermileri çok rahat bulabilirsiniz… yani rastgele atabilirsiniz… önemli olan; ilk 2 maddeye çok değer verdiğim halde, 3. Ve 4. Maddeleri kime teslim edeceğinizdir. .. bir millet ki; kendi tarihinde ticarette ahlakı kurumsallaştırarak Ahilik ve lonca teşkilatını kurmuş… asırlar boyunca da insanlık tarihi boyunca en adaletli devlet anlayışını temsil edebilmiş olmasına rağmen… hayır ; biz ticateti , yahudiye …idareyi ingilize verelim diyecekmisiniz… ancak bu sayfalarda her sorunun bir cevabı da vardır… neticede son 2 maddeyi ilk madde seçmiyormu ?

  3. EYÜP IŞILDAK dedi ki:

    BN HALDUN……İbn Haldun, geçim şekilleri ve kazanç yollarını başlıca dört kısma ayırır;

    1- Zirâ’a (tarım, çiftçilik/maddi üretim),
    2- Sınâ’a (ilim, kültür, el sanatları/manevi üretim)
    3- Ticâre’ (alım-satım)
    4- İmâre’ (emirlik, yöneticilik)

    İbn Haldun’da bu sıralama aynı zamanda üstünlük sıralamasıdır da.

    Ziraat mahiyeti icabı diğer tüm maişet yollarından önce gelir. Zira ziraat/çiftçilik teorik düşünceye ihtiyaç göstermeyen basit, tabiî ve fıtrî bir geçim yoludur. İbn Haldun’a göre çiftçilik genellikle bedâvet aşamasında kalan toplulukların mesleğidir. İlk, en eski ve tabiî olması sebebiyle çiftçilik aynı zamanda Hz. Adem’in de geçim yolu olmuştur.

    Sanatlar, çiftçilik gibi tabiî/basit değil mürekkep, ilmi, fikir ve nazar (düşünce) gerektiren bir uğraştır. Yani, kafa yorma, el sanatı, zihni uğraş, ilim, kültür ve yetenek gerektiren bir iştir. Bu haliyle sanatlar (sınaî) bedâvet aşamasını geçmiş hadâret aşamasını yaşayan toplulukların geçim yoludur. Bu işlerin piri ise aynı zamanda ilk terzi olan Hz. İdris’tir.

    Ticaret ise İbn Haldun’a göre ziraat ve sanatlar gibi üretici değil; üretilenleri alıp-satıcı bir meslektir. Bu açıdan ticarette kurnazlık ve hilekarlık çok görülür.

    İmaret ise geçinmek için siyasi gücü ve idari makamı kullanarak kahren başkasının malına el koymak yoluyla olur. Dolayısıyla İmaret (devlet işi) tabiî bir geçim yolu değildir. İbn Haldun, imaret dediği devlet işlerini tabiî geçim yolu olarak görmez. Devlet işinde çalışan memurları kendi başına iş yapamayan, kadınımsı (acz ve muhannes) insanlar olarak tavsif eder. Başkasının işinde çalışmayı adamlık (erkeklik) nokta-i nazarından iyi bir şey olarak görmez. İbni Haldun’a göre sermayesini korumak ve zengin olmak için devlete yanaşmayanlar, kendi tabiriyle “boyun eğip yaltaklanmayanlar” servet sahibi olamazlar. Çünkü makam mal getirir. Kim iktidar makamlarını ele geçirirse veya iktidarı elinde tutan asabiyet sahiplerine yanaşırsa (yaltaklanırsa) zenginleşir… Öyle anlaşılıyor ki İbn Haldun iktidar sınıfını, siyasi/askeri güçleriyle sırf yöneticilik yaparak geçinen yiyici, asalak bir sınıf olarak görmektedir. (shf. 890-92)

    İbn Haldun’un bu dört temel geçim yolundan ilk ikisine iyi, diğer ikisini de kötü baktığı anlaşılıyor. Ona göre ziraat ve sanatlar kişinin doğrudan kendi emeği ve alın terine dayandığı için en muteber geçim yoludur. Ancak her iki muteber (ve asil) geçim yolu genellikle insanları zengin etmez. Bunun için insanlar zenginleşmek için ya devlete yanaşıp yaltakçılık (mudâhene) yaparlar ya da ticaret kurnazlıklarıyla zengin olmaya çalışırlar. Bu sebeple Kur’an en çok imaret (iktidar/devlet) ve ticaret (alım-satım) işiyle meşgul olanların haksızlıklar yaptığını bildiği için sürekli olarak bu kesimlere ahlaki öğütler verir, adalete, doğruluğa, dürüstlüğe ve erdemli davranışlara çağırır. (shf. 889-92)…….
    .

    NOT. Haber değeri olan 1 ve 2 nci maddeyi kapsayan insanların NERDE ZİRVE yapıp BAYRAMLAŞTIKLARIDIR