ÇEVRE Kültür Girişimcileri Derneği ile Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği tarafından organize edilen ‘HES’ler ve Çevre’ konulu panelde konuşan Doç. Dr. Oğuz Kurtoğlu, HES’lere karşı olmadığını ancak HES sayısının doğal yaşamı, ekosistemi korumak için mutlaka azaltılması gerektiğini söyledi. Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Kurtoğlu, Doğu Karadeniz’deki Hidroelektrik Santrallerinin (HES) sayısının azaltılması gerektiğini savundu.
Kurtoğlu, Doğu Karadeniz Çevre Platformu’nca düzenlenen ‘HES’ler ve Çevre’ konulu panelde yaptığı konuşmada, insan hayatının en önemli varlığının doğa ve doğal varlıklar olduğunu belirtti. Bu doğal varlıkların başında da suyun geldiğini ifade eden Kurtoğlu, “Türkiye su fakiri bir ülkedir ve küresel ısınmayla birlikte yakın bir gelecekte bu sorun daha da artacaktır. Doğu Karadeniz Bölgesi’nin önemi de daha fazla artacaktır” dedi.
Bölgenin iklim, bitki ve fauna çeşitliliği ile dünyada koruma öncelikli 25 ekolojik alandan birisi olduğuna vurgu yapan Kurtoğlu, bu özel alanın ana tamamlayıcısının ise su olduğuna işaret etti. Bölgede HES yapımı sırasında ciddi bir ekolojik katliam yapıldığını ileri süren Kurtoğlu, “Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporu konusunda önemli yanlışlıklar yapılıyor. Lisans başvurusu sırasında EPDK’nın bölgedeki yerel yöneticilerden fikir sormaması bir başka yanlış. Lisans alan firmalara ’40 ayda bitireceksiniz’ diye bir süre konuluyor. Şirketlerde bu nedenle hızlı bir şekilde ve acımasızca çalışmalara başlıyor. Şu anda izin süreci tamamlanmamış ama bitme aşamasına gelmiş HES’ler var. Dereye bırakılacak cansuyu konusu bir sisteme oturtulmuş değil. Bu miktarın her derenin habitat zenginliğine göre ayrı ayrı belirlenmeli ve mutlaka oradaki canlı yaşamı etkilemeyecek şekilde ayarlanmalıdır” diye konuştu.
Santrallerin bir havza boyunca toplanmasının da hata olduğunu kaydeden Kurtoğlu, her havzada bir tane ve mansaba yakın yapılması gerektiğini dile getirdi.
HES’lere karşı olmadığının altını çizen Kurtoğlu, “En önemli temiz enerji kaynağı olan sistemlerden birisi olduğunu düşünüyorum. Ama HES’lerden korunmuş, bozulmamış vadilere, ekosistemlere de ihtiyaç var. Bu nedenle bölgedeki HES’lerin sayısının mutlak surette azaltılması gerektiğine inanıyorum” dedi.
Bilndiği gibi Çaykara’da bir HES faaliyete geçmiş durumda ve proje aşamasında olan sayısı ona yakın HES projesi bulunuyor.
Kaynak: Günebakış