Belediye Başkanlığı seçimleri yıllardır Çaykara’nın kanayan yarasıdır. Her seçim döneminde uğrunda büyük çekişmeler ve tartışmalar olur. Ama sonuç her zaman için önceden belli gibidir. Zira Çaykara’ya belediye başkanı olabilmek için üstün liyakat sahibi olmak, işinin ehli olmak, becerikli olmak, eğitimli olmak ya da dünyada çığır açacak projeler hazırlamak gerekli değildir. Çaykara’ya belediye başkanı olabilmenin bilinen bir tek geçerli şartıvardır. O da Çaykara’nın Işıklı Mahallesinden ya da Kadahorlu olmaktır. Zira nüfus yoğunluğu bu mahallededir ve bu mahalle halkı belediye başkanlığı için her zaman tek vücut olmayı başarmıştır. Her seçim döneminde belirledikleri adayı kazandırmasını bilmişlerdir. Bazen Çaykara’nın sorunlarını yeteri kadar bilmeyenler, bu konuda bir hazırlığı olmayanlar dahi Çaykara’daki bu faktörün etkisiyle belediye başkanı olabilmişlerdir. Sonuçta ortaya çıkan gerçek şudur ki Çaykara, 2012 yılının arifesinde bulunduğumuz bu günlerde 1950’lerin Çaykara fotoğrafı ile hemen hemen aynı görüntüyü vermektedir.
Her dönemde kabiliyeti ve yeteneğini çeşitli platformlarda ispatlamışkişiler yeteneklerini Çaykara için kullanmak üzere belediyede görev almayıdüşünmüşler ama malum gerekçe yüzünden bu hevesleri başlamadan bitmiştir. Sonuçta kaybeden onlar mı olmuştur? Tabiî ki hayır. Kaybeden her zaman Çaykara ve hangi köy ve mahalleden olursa olsun Çaykara’da yaşayanlar olmuştur. Seçim dönemlerinde Çaykara sokaklarında “şu köy bu köy, Kadahor ve diğerleri” ayrımınıyapanlar Çaykara dışında kurdukları hayat düzenlerine devam ederler, olan Çaykara’da yaşayanlara olur. Seçim sonrası Çaykara’nın dört yıl daha gelişme umudunu rafa kaldırmasına mı yansınlar, seçim nedeniyle arayı bozduğu komşularına mı?
Bu devran Çaykara kurulduğundan beri böyle sürüp gitmiştir.İşte en son yerel seçimlerde yukarıda zikrettiğimiz gibi bilgi ve becerisiyle temayüz etmiş bir kişi, bilgi ve birikimini Çaykara’nın hizmetine sunmak, İller Bankasında kazandığı belediyecilik tecrübesini memleketinin emrine vermek için iktidar partisinden Çaykara Belediye Başkanlığı için aday adayı olmuştu. Aday adaylığı sürecinde kendisi ile birlikte çok sayıda aday adayı vardı. Sürece bir programla dâhil olmuş ve Çaykara’da ne yapmak istediğini ortaya koymuştu. Bir programı bir projesi vardı ve bu projeyi yürütecek imkânları hazırlamıştı.Ancak süreç tamamlandı. Çaykara’da aday olamadı. Kendisi durumu kabullendi iktidar partisinin adayını destekledi. Eski görevinde çalışmalarına devam etti. Aday olamamasının nedeni Çaykara’daki siyasi dengeler yanında blok olarak karşısında duran Kadahor oylarını geçemeyecek olmasının orta yerde durmasıydı. Nitekim kendi partisinden aday gösterilen Hanefi Tok da bu bloku geçememişti. Bu kişi daha sonra İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğüne atanan doktorasını tamamlamak üzere olan İnşaat Yüksek Mühendisi Uğur Serencam’dı. Kendisi burada da güzel hizmetler gerçekleştirdi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın dikkatini çeken bu genç bürokrata Ankara yolu gözüktü. Yeni kurulan bu bakanlıkta Yapım Daire Başkanlığı görevi yanında İller Bankası Yönetim Kurulu Üyeliği görevleriyle taçlandırıldı.
Özellikle İller Bankası Yönetim Kurulu Üyeliği görevi dikkat çekici. Tüm belediyelerin kaynaklarına yön verecek yedi kişiden biri konumuna gelen Serencam’ı bizim Çaykara’da Belediye Başkanlığı açısından değerlendirmeye bile gerek duymamamız ironik bir durum arz ediyor. Şöyle ki; Çaykara’ya Belediye Başkanlığına layık görülmeyen bir kişi ülkenin belediyelerine yön vermekle görevlendirildi. Aslında bu durum bile Çaykara’da özlenen ve beklenen gelişmenin neden sağlanamadığının bir kanıtı değil midir? Bunları söylerken belediye başkanlığı yapmış ve yapmakta olanları eleştirmek amacında değiliz. Onlar da mutlaka iyi niyetle Çaykara’ya hizmet etmiş ve etmektedir. Bizim amacımız ve özlemimiz Çaykara’nın yöneticilerinin bağımsız kriterlerle belirlenecek günlere kavuşmasıdır. Bir kabileden bir bölgeden, köyden ya da mahalleden olmanın yönetmek için yeterli olmayacağı, projenin ehliyetin ve liyakatin öne geçeceği bir düzene geçilmesidir.
Trabzon’un büyük şehir olma süreci tamamlandığında artık Çaykara’yı yönetmek için tüm Çaykara halkını ikna etmek gerekecektir. Bu daşuralı buralı olmakla değil yetenek, ehliyet ve proje ile; vizyon ve misyon ortaya koymakla olacaktır. Daha büyük ve daha gelişmiş bir Çaykara için yakın görünen bu günleri bekliyoruz.