Yıl 1973, Trabzon’un küçük ilçesi Çaykara’nın en büyük köyü Şahinkaya… Karadeniz’de bitmek bilmeyen heyelanlar ve afetler nedeniyle sürekli göç veren bir köy. Şahinkaya köyünden 61 hane 1400 km uzağa Gökçeada’ya yerleştirilmek üzere, büyük bir devlet töreniyle kemençe ve horon eşliğinde uğurlanır.
Göç ederken insanlar, kendilerini sarıp sarmalayan doğayı, toprağı, kültürü geride bırakarak yola koyulurlar. Hem geride kalan hayatın hüznü hem de yeni bir başlangıcın heyecanı vardır içlerinde…
Bir acıklı yol hikayesidir göç. Yıl 1973, Trabzon’un küçük ilçesi Çaykara’nın en büyük köyü Şahinkaya… Karadeniz’de bitmek bilmeyen heyelanlar ve afetler nedeniyle sürekli göç veren bir köy. Şahinkaya köyünden 61 hane 1400 km uzağa Gökçeada’ya yerleştirilmek üzere, büyük bir devlet töreniyle kemençe ve horon eşliğinde uğurlanır. Adada sonradan geldikleri köyün adını alacak olan bölgeye yerleştirilirler. Göç en iyi şekilde organize edilmiş. Biz göçü hep tek taraflı olarak, yani Rum halkın cephesinden-gidenlerin çerçevesinden gördük, duyduk, izledik. Evet yaşananlar acı ve yüz kızartıcıydı zaman zaman. Ama adaya göçenlerin, yani gelenlerin cephesinden hiç bakmadık. Hele de Karadeniz’den 1400 km. uzağa nasıl, hangi koşullarda göçmüştü bu halk? Yaylalardan yayılan orman gülünün kokusunu almadan, kemençe sesi duymadan, derelerin çağıltısını hissetmeden geçen yıllara rağmen Karadenizli kimliğini korumaya çalışan yeni ada sakinleri… Bir Ada İki Göç belgeseli Karadeniz’den Gökçeada’ya uzayan hüzünlü, kimi zaman eğlenceli, kimi zaman coşkulu iki göçün hikayesini kahramanlarının ağızından anlatmaktadır.
(Videoda sadece Çaykara ile ilgili kısım yer almaktadır. Belgeselin tamamı Sürmene’den adaya yaşanan bir diğer göçü de anlatır)
Kaynak: TRT