Çaykaralı Hemşehrimiz Eğitimci-Araştırmacı Yazar Yılmaz Keskin’in kaleminden (Yazı, “Çaykara’da Söz Varlığı” Adlı Taslak Eserinden Alınmıştır.)
Söz varlığımızda kullanılan rumca ve Türkçe kelimeler.
Dilde “anlamı güçlendirmek için aynı kelimenin tekrarlanması, anlamları birbirine yakın, karşıt olan veya sesleri birbirini andıran sözcüklerin yan yana kullanılması” olayına ikileme denir. İlgili kavram için genelde „tekrarlar‟ olarak adlandırılan yapıların sesbirimsel, biçimbirimsel ve sözcük birimsel yinelemelerden oluştukları görülür. Bu yapılar, söz varlığında diğer yenilemeli/ikilemeli yapılarla karşılaştırıldığında oldukça yoğun bir kullanımla karşımıza çıkarlar.
Burada dikkate değer bir durumu belirtmek istiyorum: ‘’Birer birer’’, ikişer ikişer’’, ‘’üçer üçer’’, ‘’dörder dörder’’ ve ‘’beşer beşer’’ sayı ikilemelerinin dışında başka hiçbir Rumca sayının ikilemesi halkın dilinde yoktur. Niye? Gereksinmesi kadar öğrendi de ondan!
İkilemeler, Türkçede olduğu gibi yan yana getirilip söylenmektedir. ‘’Çabuk çabuk’’ ikilemesi ‘’βιαστικά’’(viastika): Alelacele olması gerekirken; çabuk anlamındaki ‘’γρήγορα’’(ğriğora) sözcüğü, ‘’çabuk çabuk’’ ikilemini oluşturmak için bozuk bir ağız söylemi ile ‘’liğora -liğora’’ şeklinde söylenmiştir. ‘’Geç’’ anlamındaki ’’αργά’’(arğa) sözcüğü ile ikileme oluşturduğumuzda ‘’αργά- αργά’’(arğa arğa) ifadesi gerçek anlamda ‘’yavaşça’’ anlamında iken bölge insanı onu ‘’geç’’ anlamında kullanıyor. Kısa anlamındaki ‘’ κοντο‘’ sözcüğü ile ’’κοντo κοντo’’ (konta konta) ikilemi oluştururken bizler ‘’kısa kısa’’ ikilemini kastediyoruz; oysa ‘’κοντο κοντο’’ sözcüğünün gerçek anlamı ‘’içli dışlı’’ olduğunu görürüz. Bakıldığında bu durum diğer ikilemelerin çoğunda da görülür. Bu da bizlere Rumcanın zorunluluktan, gereksinim duyulduğu kadar öğrenildiğini; öğrenilen sözcüklerin de Türkçenin yapısına uydurularak kullanıldığını göstermektedir. ‘’Güzel mi güzel’’ söyleminin Rumca karşılığı ‘’emorfo mi emorfo’’, ‘’Gelir mi gelir’’ söyleminin Rumca karşılığı ‘’erde mi erde’’dir. Bu örneklerdeki “mi” soru eki yukardaki savımızın doğruluğunu gösteriyor. Dil bilimciler, bu işin daha aydınlatılmasını mutlaka sağlayacaklardır.
Birer birer ya da teker teker anlamında kullandığımız Apenan apenan (απεναν ) ikileminin Yunancası ανά ενα(ana ena)’dır. Apodiyo apodiyo ( ikişer ikişer) şeklinde kullandığımız ikilemenin Yunancası ανά δύο(ana dio)’dur. Apotriya apotriya ( üçer üçer) şeklinde kullandığımız ikilemenin Yunancası ανά τρία(ana tria)’dır. Apotesara apotesara (dörder dörder) şeklinde kullanılan ikilemenin Yunancası ανά τέσσερα(ana dessera)’dır. Apopende Apopende (beşer beşer) şeklinde kullanılan ikilemenin Yunancası ise ανά πεντε (ana bente)’dir.
Aşağıdaki ikilemeleri Çaykara’da söylendikleri gibi yazıyorum.
Areya areya – aralıklı aralıklı .
Arğa arğa- geç geç .
Cinkota cinkota:- inim inim.
Çırıhta çırıhta -zırlaya zırlaya.
Duğoma duğoma -Kararlı kararlı.
Efendi efendi- efendi efendi .
Eliğa eliğa- azar azar.
Eliğora eliğora- çabuk çabuk.
Emorfa emorfa -güzel güzel.
Enkalas enkalas- kucak kucak .
Futulo futulo- dengesiz dengesiz .
Feli feli -dilim dilim.
Ğala ğala- yavaş yavaş .
Haye haye- böyle böyle.
Hortağmenos hortağmenos- doymuş doymuş.
İlaka ilaka -Aheste aheste .
Kala kala- iyi iyi .
Komeno komeno- kesik kesik .
Konta konta- kısa kısa .
Krahta krahta- bağıra bağıra.
Lafra lafra- hafif hafif .
Leğna leğna- ince ince.
Makreya makreya- uzun uzun.
Maremenos maremenos- Halsiz halsiz.
Mikra mikra -küçük küçük.
Milincista milincista- inleye inleye .
Miroloğa miroloğa- ağlaya ağlaya.
Munkrihta munkrihta- gürültülü gürültülü .
Parakaleta parakaleta-yalvara yalvara.
Paşeya paşeya- kalın kalın.
Pinazmenos pinazmenos -aç aç.
Tromahta tromahta -titreye titreye.
Vareye vareya- ağır ağır.
Vuras vuras- avuç avuç .
Zankota zankota- sallana sallana.
Zista zista- sıcak sıcak .
Trana trana -büyük büyük.
SESBİRİMSEL SÖZCÜKLERE ÖRNEKLER
OLOMAVRO- SİMSİYAH
OLASPRO -BEMBEYAZ
OLOKOÇ(K)İNO KIPKIRMIZI
KONTA MONTA- KISA MISA
KONTO ÇE(KE) TENTO -KISA ve GERGİN
BİÇİMBİREYSEL SÖZCÜKLERE ÖRNEKLER
E-XA ÇU-ÇE-XA– VAR-UM DA YOK-UM.
SÖZCÜKBİRİMSEL SÖZCÜKLERE ÖRNEKLER.
KALO-İPE KALO-AKU İYİ-SÖYLE İYİ.
İŞİT LES U-LES DER-SİN DE-MEZ.
SİN ENAN DİYO BİR İKİ .
TRİYA PENTE ÜÇ BEŞ.
İPA Ç(K)E UÇİPA DEDİM DE DEMEDİM.
EMORFO Mİ EMORFO GÜZEL Mİ GÜZEL.
ERDE Mİ ERDE GELİR Mİ GELİR.
ERDE LAĞA UÇERDE GELİR NASIL GELMEZ .
ERDE ÇE(KE) PA GELİR ve GİDER .
Dİ ÇE(KE) EBER ALIR VERİR.
PANTA YOK HER ZAMAN YOK.
EN ÇE(KE) UÇ(K)EN VAR DA YOK.
Yunan kökenli olabilme ihtimalinde ne var bu kadar korkutucu olan da böyle zorlama yorumlara gidiyorsunuz anlamıyorum. Bu ülkenin tamamı türklerden oluşmuyor, neden kendinizi bu kadar zorluyorsunuz türk olabilmek için. Ortada yüzlerce yıldır türkçenin baskısı altında, ana kütle yunancadan kopuk yaşayan bir dil söz konusu. Ana dilinizi sahiplenmek onu korumak yerine küçük görüp, unutmaya, unutturmaya çalışmak niye ?
Rumca konuşuyor olmaktan, belki de siz okuyucumdan farklı olarak bu dili konuştuğum gibi de yazıyor olmaktan, bu dilin Rumca türkülerimle daha uzun yaşamasına katkı yapmaktan rahatsızlık duymuyorum. Aksine onur duyuyorum. Ancak doğru bildiğimiz yanlışların, yanlış bildiğimiz doğruların ortaya çıkarılması hem dini değerlerimizin hem de çağdaş düşüncenin emridir.
Değerli okurum, KÖLÜNĞ(KOLİMP)
Bu sözcük Divani Lukatit Türk adlı eserde, kuşların indiği su birikintisi, gölcük anlamındadır. “Kölünğ” sözcüğü Çaykara’da “kolimp” olarak bedenlenmiştir. Unutulmuş ya da uyuşturulmuş olan bu Türkçe sözcük Rumca olarak bilinmeye devam edilmektedir. Oysa Yunanca’da su birikintisine λακκούβα(lakuva) denir. Bu örnekte görüldüğü gibi sözcüğün küçük su birikintisi sözcüğü “kölünğ” ve bizdeki kullanımı olan “kolimp” ile “”lakova” sözcüğünün hiçbir ilgisinin olmadığı görülmektedir. Bu gerçek açık tabak gibi, ortada kaba gibi dururken hala “ doğru kişinin yanlışına doğru; yanlış kişinin de doğrusun yanlış diyen” bir kişilik olmaya ısrar etmek niye?
Sevgi ve saygılarımla…
Yılmaz hocam eline ve kalemine sağlık, araştırmalarında ve çalışmalarında başarılar dilerim.
Ekleyebilecekleriniz benim için çok önemli. Saygılarımla…