Trabzon Çaykaralı Ak Parti Milletvekili Ayşe Sula Köseoğlu son günlerde yaşanan terör olayları ve koalisyon kurma çalışmaları hakkında Taka Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Harun Yavruoğlu’na açıklamalarda bulundu.
*Muhalefetin ‘yapmam-yaptırmam-yıkarım’ anlayışı yatırımların önündeki en büyük engeldir.
*Günü kurtarmak için kurulacak olan bir koalisyon hükümeti faydalı olmayacaktır.
* MHP’nin bugüne kadar sergilediği tavır bir koalisyonun içerisinde olmayı istemediğini gösteriyor.
TAKA: Sayın Köseoğlu Trabzon’un tek kadın milletvekilli olarak meclise gittiniz. Çalışmalarınız nasıl gidiyor? Neler söylemek istersiniz?
KÖSEOĞLU: Ben sadece Trabzon’un değil Doğu Karadeniz’in tek kadın milletvekiliyim. Ekstra bir performans harcamak durumdayım. Kadın kimliğinin toplumda daha fazla etkin olması önemli bir görev. Ben gerçekten Ak Parti’de kadın kimliğinin iyi bir seviyeye geldiğini ve çok başarılı kadın siyasetçilerimizin olduğunu görüyorum ve gurur duyuyorum. Trabzon’da da kadınlarımız çok önemli görevler üstleniyor ve başarı sağlıyorlar. Kadın elinin değdiği her işteki farklılığı sektörel bazdaki meslek kuruluşlarında görüyoruz. Az önce Kızılay Bölge Müdürlüğü’müzü ziyaret ettik. Oranın bölge müdürü bir kadın doktorumuz. Görev süreci içerisinde Trabzon’u birinci sıraya getirmiş bu da çok gurur verici bir şey. Bu tür örnekleri arttırmak bizim görevimiz.
Uzun Hedefleri Olan Partiydik
Gelinen süreç tabii ki de hükümetin kurulamayışı ister istemez insanlar önlerini görebilmek için bizden bir sonuç bekliyor. Sandığa yansıyan irade noktasında bir hükümet oluşmasını bekliyorlar. Bu noktada genel başkanımız, CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile önemli bir görüşme gerçekleştirdi. Genel Başkanlar düzeyinde 4,5 saatlik toplantı, insanlara bu görüşmeye ne kadar önem verildiğini gösteriyor. Umuyorum ki uzun vadeli olacak, günü kurtarma değil de ülkeyi kurtarma imkânı olur. Ak Parti olarak uzun hedefleri olan bir partiydik. Geleceğe yatırım yapmak amaçlıyorduk. Ama o hedeflerde ortak bir paydada buluşabileceğimiz bir hükümetin oluşması önceliğimizdir. Bu hafta şekillenecek. 23 Ağustos verilen sürenin son günü. O tarihe burada 10 günlük süre kaldı. Yüzde 70’lik bir anlaşma oldu yüzde 30’luk sorunun taraflar arasında giderilip giderilemeyeceği iki tarafın iradesine bağlı. Ben kurulabilme ihtimalini yüzde 50’ye yüzde 50 görüyorum. Sorunlar çözülemeden kurulma imkânı yok. Günü kurtarmak için bir hükümet kurulması faydalı olmayacaktır.
TAKA: İki farklı tabanı olan partilersiniz. Ak Parti tabanı, CHP ile yakınlaşmaya nasıl bakıyor? Liderlerin Örnek Tavırları Topluma Yansımaktadır
KÖSEOĞLU: Siyasi nezaketin üst düzeyde olması toplumdaki uzlaşma kültürünü de artırıyor. Liderlerin bu anlamdaki örnek tavırları topluma yansımaktadır. Tabi tabana baktığınızda belki Karadeniz’deki halkın düşüncesiyle Eğe’deki Akdeniz’deki halkın koalisyona bakış düşüncesi çok da aynı olmayabilir. Karadeniz’de halktan aldığımız tepkiler şu şekilde: “Biz Ak Parti’ye bir uyarı olsun dedik ama bu kadar olacağını düşünemedik diyor. Uyarının dozunun fazla kaçtığını dediler. Biz hep alandayız.” Seçimden seçime halka giden bir anlayış seçmiyoruz. Vatandaşlarıma seçimden seçime değil de her zaman beraber yolda yürüyebileceğimizi söyledik. Bunu da uyguluyoruz. Seçim sürecindeki aynı ziyaretleri devam ettiriyoruz. Bu şekilde de vatandaşın nabzını iyi şekilde tutuyoruz. Bizim bu ziyaretlerimizden halkımız büyük memnuniyet duyuyor. Kopmadan onlarla birlikte oluyoruz.
Kendi tabanımızdaki insanlar tekrar seçime gidilirse daha yüksek oyla gelinebilir ama başınızı dik tutun sırf hükümeti oluşturmak için yürümeyecek bir koalisyon girmeyin telkininde bulunuyorlar. Ama Sayın Başbakan’ımızın bu anlamda tüm artı ve eksileri değerlendiriyor. Karadeniz bandında MHP ile olabilecek bir koalisyon olabilir diyorlar. Yetkili organlarımız hem CHP hem MHP hem de HDP ile ilgili olabilecek koalisyonun araştırılması yapıldı. Tabanın ne istediğinden ziyade koalisyona hazır olan partinin kim olduğunu da önemli. MHP bugüne kadar sergilediği tavırla birlikte bir koalisyonun içerisinde olmayı istemiyor. Her parti iktidarda olmak amacıyla siyaset yapar ama şu anda MHP muhalefet olmak amacıyla siyaset yaptığını görüyoruz. MHP’nin tabanında da çok hoşnut karşılanmıyor. Bunu anlamakta güçlük çektiklerini ifade ediyorlar. En sıcak adımı CHP’nin atması bekleniyor. Uzun vadeli bir koalisyon olacaksa bu gerçekleşecek bu da bu hafta içerisinde netleşecek. İnşallah hayırlısı olur. Türkiye olarak doğru bir koalisyon yaşamadığımız için insanların içerisinde bir koalisyon burukluğu var. İnşallah uyumlu bir koalisyon olabilir.
Hiçbir Partinin Cumhurbaşkanına Haklarını Kullanma Deme Hakkı Yoktur
TAKA: Sizde iki partinin zorlandığı yerler hangi konulardır? CHP ile nerede iş sıkışıyor?
KÖSEOĞLU: Eğer kurduğunuz zemini anayasal düzende kurarsanız Sayın Cumhurbaşkanı’nın kullandığı görev ve yetkiler anayasal görev ve yetkileridir. Bu yetkileri kullanma deme hakkı yok hiçbir partinin. Bir cumhurbaşkanına bir parti şunu yap veya şunu yapma diyemez. Cumhurbaşkanı o partiye bağlı değil ki. Yetkili organlar var. Bu organlar yetki dışına çıkıldığında gerekeni yapar. Siz düşünebiliyor musunuz cumhurbaşkanı bir partinin demesiyle birlikte görevini sürdürsün. Bu olamaz tabii ki. Sayın Cumhurbaşkanımız siyasi bir hayattan geldiği için milletimizin de ona bakışı siyasidir. Siyasi kimliğini yok saymanız mümkün değil. O yapıyorsa yanlıştır diye reflekssel bir davranış var. Anayasal sınırlar çerçevesinde yetkilerini kullanır. Bu davranışları bir partinin koalisyon şartı olarak koymaları doğru değildir. Son nokta konuluncaya kadar bir umut var. Bu umut da bu hafta içerisinde netleşecek ve hep birlikte göreceğiz.
Vekillik Nasip İşidir
Biz vekil olmanın nasiple şekillendiğini biliyoruz. Şu anda mecliste 550 vekil için en iyi insanlardır demek yanlıştır. Bu bize nasip oldu. Erken seçim olursa listede de olamayabiliriz. Ama ben seçim akşamı seçildiğime sevinemedim. Çalışmalarımı sizler biliyorsunuz bu çalışmalarımızım taçlanması belki de milletvekilliğiydi. Milletvekili oldum fakat ona bile sevinemedim. İki gün çok üzüldüm sonra şunu söyledim. Biz hep Allah’tan hayırlısı istedik. Hayatımızın her alanında hayırlısını istedik. Her kavşak noktasında, milletvekilliğimim her noktasında da eğer hayırlısıysa olsun dedim. Bunda da bir hayır var dedik. Burada da hayrı nasıl gördük. Ak Parti kendisini sorgulamadığı kadar süreci sorguladı. Neyi eksik yaptık neyi daha iyi yapabilirdik diye sorguladı. Bu da önemli bir süreçtir. Eğer siz bu durumlarda bunu sorgulayabiliyorsanız bu da sizin için bir zaferdir. Bir seçime gidildiği takdirde isimler önemli değil. Ülkede sıkıntı varsa bu isimler burada hiçbir şey yapamaz. Dolayısıyla öncelik bu ülkenin birliğini dirliğini koruyacak bir hükümetin oluşması ondan sonra buna katkı verebilecek insanların da orada olabilmesidir. Hükümet kurulamadığı için etkin bir çalışma yapamıyoruz, lokal çalışmalar yapabiliyoruz. Yapabildiklerimiz buradaki çalışmaları takip etme noktasında. Çünkü yeni yatırımlar için hükümetin oluşması komisyonların çalışması gerekiyor. Biz idmanlı bir partiyiz. Ufukta seçim varsa burada bizim olup olmamız önemli değil bir ekip ruhuyla Ak Parti’nin tek başına iktidar olabilmesi noktasında teşkilatlarımız ayakta. Bunu görmekten de büyük memnuniyet duyuyorum. Bugün Ortahisar’dayız eksik yaptıklarımızı tamamlayıp yeniden devam edelim modundayız. Ama hükümet kurulursa da sorumluluklarımızı alma noktasında iyi bir çalışma oldu.
TAKA: Türkiye’nin öncelikleri birden bire değişti. Terör geri geldi. Canımız acıyor. Hatta Trabzon’a canlı bomba geliyor diyorlar. Siz ne düşünmüyorsunuz?
Zayıf Noktadayken Vurmak İstiyorlar
KÖSEOĞLU: Bu konuda grup tarafından partinin merkezi tarafından bilgilendirmeler yapılıyor. Ama zaten gerekli her türlü açıklamayı genel başkanımız ve genel başkan yardımcılarımız yapıyor. Çok sesliliğin önüne geçilmek anlamında, parti sözcülerinin dışında ülkenin emniyetiyle birlikte detay açıklama yapılması uygun görülmüyor. Doğru da değil. Bu bir kaotik ortamın oluşmasına katkı verebilir. Ama görünen şu Karadeniz üzerinden korku oluşturma çabasıdır. Karadeniz’e de girilirse tamamdır diye düşünülüyor. Bizdeki herkes canlı bomba. Herkesin ülke menfaati için kanımızın son damlasına kadar vefa edebilecek bir yapısı var. Ama tabii ki bu ülkenin, şu anki hükümetinin kurulamayışından nemalanmak isteyen dış güçler var. Zayıf noktadayken vurmak istiyorlar. Bu kalleşçe uygulamalar gerçekleştiriyor. Türkiye’de çok ciddi gözaltılar ve operasyonlar sürüyor. Türkiye bu anlamda tüm çalışmalarını gerçekleştiriyor. Belirsizlik sürecini bir an önce aşarak umut besleyenlerin o umudunu kursağında bırakmak gerekir.
Projeler Hayata Geçirmeliyiz
Trabzon’a katkı sağlayacak projeler hayata geçirmeliyiz. Bireysel gelen işler çok. Ama genel olarak istihdamı artıracak farklı projeleri hayata geçirebilirsek bundan memnuniyet duyarım. Belediyelerin hizmetlerini artırabilirsek memnuniyet duyarım. Toplumun tamamını kuşatabilecek işler yaparsak vekilliğimizin anlamı var. Burada 100 kişinin işini yapabilsen geri kalan binlerce insanın hakkı kalıyor. Ama doğru işlerle, çalışmalarla on binlerce kişinin hayatına kalite getirebilirsek bu bizim aldığımız vekâletin doğru kullanılması demektir.
Güçlü Bir Yerel Basınımız Var
Bütün basın kuruluşlarıyla birlikte bir organizasyonda buluşmak istiyorum. Geneli konuşmaktansa daha detaylarda ne yapabiliriz konuşup beraberce sorgulayabiliriz. Beraberce yol haritası çizelim isterim. Çok güçlü bir yerel basınımız var. Bu basınımızın gücünü hem kaliteyle pekiştirmek hem de imkânlarını artırmak için çalışmalar yapmalıyız. Bu da güçlü basın güçlü reklam demektir. Basın sağlık ve pozitif amacıyla eleştiri yapıyorsa benim için saygıdeğerdir. Trabzon için yapılabilecek ne varsa katkı bekliyorum.
TAKA: Son dönemlerde büyük tartışmalar yaşatan Yeşil Yol Projesi hakkında düşünceleriniz nedir?
Bölgeyi Kalkındıracaktır
KÖSEOĞLU: Bence yapılması gerekene karşı çıkmak yerine yapılabilecekleri yapmak fakat getirebileceği problemler noktasında denetim mekanizmasını kurmak gerekir. Bunlar sıfırdan yapılmış yollar değildir. Mevcut yolların genişletilmesi, rehabilite edilmesi bir kısmı da yeniden yapılması projesi. Yayla yollarının birbirine bağlanması projesi. Bu proje olmadan da imarsız yolların olduğunu görüyoruz. Bu yola karşı çıkmak değil yolun yapılmasını desteklemek gerek. Trabzon’un bacasız sanayisi turizmdir. Bunu gelişmesi noktasında da gerekenleri yapacağız. Bizim oraları kazanmamız gerekir. Yoksa yapmayız, yaptırmayız, yıkarız mantığıyla birlikte bu ülke yıllarca geri bırakıldı. Yeşil Yol’un mantığı Karadeniz Yaylaları’nı birbirine bağlayarak daha kaliteli bir ulaşım sağlamaktır. Geçen yayla şenliğine gittik. İnanın 17 kilometreyi bir saatte gittim. Yeşil Yol projesi bölgeyi kalkındıracaktır.
Kaynak: Taka
çok cahilce yaklaşım Karadeniz canlı bomba olarak görmek yanlış milliyetçiliklerin faturaları ağırdır 15 Yıldır trabzonda yaşıyorum Rizeli trabzonluyu Trabzonlu samsunluyu bırakın Şehirleri yormalı arsinliyi Oflu çaykaralıyı ilçeleride bırakın kendi köyüm Çaykara Ulucami ikiyüz hane üçmahalledir bu üç mahalle birbirine Kendi mahallesinden ilçesinden şehirinden olmayanları sevmez hor görür Ayrımcılık yapar bunları elinizi vicdanınıza koyup doğru olup olmadığını söyleyin onuda bırakın trabzonda yaşıyorum diğer Şehirlerde olduğu gibi her mahallede sözünü zorbalıkla dinleten Çeteler haraççıları bilmemezlikten gelen tüm siyasileri anlamak mümkün değil işte yanlış tutum yanlış siyasi kavgalar bilinçsizliklerin toplum Üzerindeki negatif yapının bence Terörden hiç farkı yok zira kardeşlik birlik beraberlikler Işık Hızı gibi yok olup gidiyor Ülkemin siyasetçileri halen çıkarlarınıza uygun ortamlardan halk için mücadeleci olmadığımız süre içinde böyle yanlış bilinçsiz beyanatlarla toplumu daha çok terörleştiriyorsunuz
Karadenizli ne alaka CANLI BOMBADIR. Bu sözün düşünülmeden sarfedildiğini kabul etmek en mantıklısı. Zira böyle sözler KARDEŞ kavgalarına ön zemin hazırlar. Ancak böyle gelir geçer söz ve EYLEMLERE örnek perdeden kefenler ile TRABZON Hava alanına gelenler MÜSTESNA. Onlar her AÇILILIM sürecince sergiledikleri tavırlar sebebiyle Şivan PERVER ile Diyarbakırda MEĞRİ MEĞRİ dahil her şey yakışır. Bölgemizde ki HES, YEŞİL YOL ve TURİZME gelince. …..Bilenler bilir. Büyük şehirlerde MAHALLE kültürü ortadan kalkmış. Yerine büyük SİTE kültürü gelmiş. Her SİTENİN sanki birer devletmişler gibi bir yönetim şekilleri var. SİTENİN içinde CAMİ, havuz AVM, okul spor salonu vb her şey var. Örnek olarak O sitelerden birindeki CAMİYE Namaz kılmak yada yakınınızı ziyarete gideceksiniz . Güvenlik sizden ANNENİZİN kızlık soyadı na kadar sorup bir tek içeri giriş PASAPORTU istememiştir. Şimdi küçük bir SİTEYE girmek için bu kadar PROSEDÜR varken. Bizler DERE, MERA, ORMAN ve ÇAYIRLARIMIZDA sabah kalktığımızda İŞ MAKİNALARI ile gelmiş, hiç AŞİNA olmadığımız insanlarla karşılaşabiliyoruz. Sahi bizim oralar HACIBOBA TEKKESİMİTÜR. Bu SOLAKLI VADİSİ yol geçen hanımıdır ki her tarafı NAVALUGA tarlası gibi DELİK DEŞİK edilir. Küçük bir SİTENİN kendini KORUMA hakkı var iken YÜZ YILLARDIR bu toprakların sahibi bizler YOK sayılarak her türlü tasarruf yetkisini İŞGALCİLER kendilerinde bulur. Bizler yoksa oralarda bunların gözünde YOK HÜKMÜNDEMİYİZ. Sevgili Hemşehrilerim. Hepinize selam ve saygılar.