Tekeoğlu Sinema Filmi Çekiyor

Karadeniz kadınını anlatan ‘İfakat’ belgeseli ile pek çok ödül kazanan Çaykaralı gazeteci Orhan Tekeoğlu bu kez “Bana Yalan Söyleme” sinema filmi ile dikkat çekecek. Dağılan Sovyetler Birliği sonrası Trabzon”a gelen Rus bir kadının yaşadığı aşkı anlatacak olan filmin başrolünü Yetkin Dikinciler üstleniyor. Tekeoğlu ile filmi konuştuk.

Esas mesleğiniz olan gazeteciliği bırakıp İfakat belgeselini çektiniz. Bu kadar büyük bir başarı bekliyor muydunuz?

25 yıl ekonomi alanında gazetecilik yaptım. Belgeselim için gazeteden ayrıldım. Orada benim bir derdim vardı. Karadeniz’in yüksek dağlarında yaşayan kadınların doğaya karşı verdiği mücadele. Bölgedeki yaşam koşullarını hiçbir ön yargı olmadan gözler önüne serdik. Bu benim birinci derdimdi. Ardından ikinci derdim beni rahatsız etmeye başladı. Bu da 90’larda Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra oraya gelen kadınların, bölgede yaşadıkları sosyal tramva. Bir anda sokaklar, caddeler Rus kadınları ile doluyor. Yeni ve kırık aşklar doğuyor.

– Hayatımıza Nataşa diye bir kavram giriyor değil mi?

Orada bir kadın var. Ona hep “Nataşa” dedik, farklı algıladık. O her defasında bizi tokatladı ve karakter dersi verdi. Öyle olmadığını ve buraya ekmek parası için geldiğini gösterdi. Hepsi de eğitimli insanlar. Mühendis, doktor, sanatçı, aklına ne geliyorsa… Hem iki dil biliyor, hem de iki enstrüman çalıyor.

“Senaryodaki delikanlı Yetkin Dikinciler için yazılmış gibiydi”

– Hikayeyi gerçek bir hayattan esinlenerek mi yazdınız?

Önce kadınlarla arkadaşlık kurmaya başladım. Benim avantajım o yörenin çocuğu olmamdı. O yüzden bana karşı daha rahat oldular. İsim açıklamayacağımı ve deşifre etmeyeceğimi söyledim. Erkekler daha rahat anlatıyor. Anlatırken pişmanlıklarını da söylediler. Bizimki tamamen yaşanmış bir aşk hikayesi. “Bir gönüle iki sevda sığar mı?” diyoruz. O nedenle hem karısına hem de sevgilisine yalan söylüyor, durumu kurtarmak için. Onun için filmin adı Bana Yalan Söyleme…

– Oyuncu seçmi nasıl oldu?

Başrolde Yetkin Dikinciler var. Rus oyuncu ile görüşme halindeyiz. Moskova Devlet Tiyatrosu’nda görev almış bir oyuncu ile görüşüyoruz. Biraz Türkçe çalışacağız onunla.

– Yetkin Dikiciler”i nasıl ikna ettiniz?

Senaryoyu çok beğendi ve sahiplendi projeyi. Güzel bir iş çıkaracağımıza eminim. İstiyorsunuz ki oynayacak kişinin karakteri, hayata bakışı, duruşu, mimikleri, refleksleri rolü yansıtsın. Senaryodaki

Karadeniz delikanlısı sanki Yetkin için yazılmış gibiydi. Onun aurası tamamen uyuyor.

“Yaşadıkları olaylar çok travmatik, bunları göstereceğiz”

– Kadın odaklı filmler çekmek sizi nasıl hissettiriyor?

Ekonomi muhabiriydim. O yüzden kadınlar konusunda ahkam kesecek değilim. Ama Karadeniz kadınlarının yaşam öyküsü ilgimi çekmişti. Kadınlar hayatta haksızlığa uğruyor. Rus kadınların bu bölgeye geldikten sonra oradaki erkekler ile yaşadığı hayatlar çok travmatik. Orada aileler parçalandı. Boşanmalar arttı mesela… Kaptırıyor kendini Rus kızına, unutuyor ailesini. Onun peşinden Rusya’nın çeşitli bölgelerine gidenler var.

– Şimdi durum nedir?

Eskisi gibi değil. Evli olanlar var hâlâ. Orada yeni bir melez ırkı doğdu. Türkçe konuşuyorlar, okullarına gidiyorlar. Türkiye’de 300 binin üzerinden Rus evliliği var. En fazla evlilik yapılan ülke insanı Rusya. Rus gelinler Karadeniz’de çoklar. Bir kısım erkekler de oraya gitmiş.

– Filmin komik yanları da olacak mı?

Tamamen duygusal ve dram olacak. Evet, biz komik insanlarız ama içimizde bir tarafımız ağlıyor. Bunu göstermeye çalıştım.

Gerçek bir olaydan alıntı yaptık

Karadeniz”in hikayesi bol. Birinin farkına varması gerekiyordu. 2010 yılında belgesel düşünüyorduk. Hemen arkasından film çekmeye karar verdik. Her sinemacının ilgisini çeker. Belki bundan sonra 5 film daha çıkar. Çalışmak için Trabzon’a gelen Elena’nın büyük dedesi ekmek parası için 1900’lerin başında Trabzon’dan Rusya’ya giden Mustafa Efendi. Onun iki kuşak torunu yeniden ekmek parası için Trabzon’a yolu düşüyor. Orada sevdalanıyor ve kalbi kalıyor. Büyük dedesi de Rusya”da evlenip, kalıyor. Ekmek parası için kaderin insanları nereye sürüklediğini gösteriyoruz.

Röportaj: EDA SOLMAZ / Vatan