ref: refs/heads/v3.0
ÇaykaraDernekpazarıÇaykara KöyleriÇaykara Köyleri HaritasıÇaykara NeredeUzungölÇaykara nedirWhatsApp Link Oluşturma
DOLAR
39,8299
EURO
46,9839
ALTIN
4.252,27
BIST
9.948,51
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
reklam

Bir Tabak Sevgi: Hünkar Beğendi (Evliliğimizin ilk yılları)

1967 yılında Çaykara Ulucami Mahallesi’nde doğdum. İlkokulu Ulucami’de, orta ve lise eğitimimi ise Çaykara’da tamamlayarak 1984 yılında mezun oldum. 1985’te İstanbul’da ticaretle uğraştıktan sonra 1989-1991 yıllarında askerlik görevimi yerine getirdim. 1993 Mayıs ayından bu yana Almanya’nın Mannheim şehrinde yaşıyor, memleketim Trabzon, Çaykara ve köyüme olan sevgimi her daim kalbimde hissediyorum.
12.12.2024 20:09
A+
A-

Bir Tabak Sevgi: Hünkar Beğendi (Evliliğimizin ilk yılları)

Hayatın bazı anları, en sıradan olaylardan çıkıp bizi farkındalıkla buluşturur.

Bizim mutfak tartışmalarımız da böyle bir hikayeye dönüştü.

Hemen hemen her evde olduğu gibi, bizim evde de “Bugün ne pişireyim?” sorusu sık sık gündeme gelir. Benim klasik cevabım; “Kafana göre yap bir şeylerdir.”

Ancak bir gün, bu cevabım beklediğimden farklı karşılandı. Hanım yorgun ve biraz sinirli bir şekilde, “Eğer bir şey söylemezsen, yarın yemek yapmıyorum!” dedi. Durumu toparlamak için yanına gittim, biraz düşündüm ve şöyle dedim:
“Tamam, yarın Hünkar Beğendi yap. Beklediğimden sakin bir cevap geldi: “Tamam.”
Sanki her zaman yaptığı bir yemekmiş gibi bir tepkisi vardı.

Sabah işe gittim, yoğun bir günün ardından eve döndüm. Ben dün söylediğimi unutmuşum, namazımı kıldım, rutine uyarak masaya oturup her zamanki gibi yemeği beklemeye başladım.
Ama bu sefer farklı bir durum vardı. Normalde sofraya önce bir çorba gelir, ardından ana yemek sunulur. Hanım önüme dolu bir tabak koydu. Tabaktakilere baktım, çözemedim. Şaşırmış bir halde sordum:

-Bu ne?

Gülümseyerek cevap verdi:

-Hünkar Beğendi.

O anda dünkü konuşmamızı hatırladım. İçimden “Eyvah!” dedim ama iş işten geçmişti. Daha önce hiç yemediğim bir yemekten bahsetmiştim ve nasıl bir şey bekleyeceğimi bilmiyordum. İlk lokmayı aldığımda lezzeti hiç de fena değildi. Bir iki derken, tabağın tamamını keyifle bitirdim.
“Eline sağlık, çok güzel olmuş,” dedim.

Hanıma tarifini nereden bulduğunu sordum.
Kütüphaneden, Türkiye’den getirdiği yemek kitabını çıkarmış. Kitabı bir gün lazım olur diye almış.

O gün fark ettim ki hayatta bazen mutluluğun sırrı sadece sofraya koyulan yemekte değil, o yemeği bizim için hazırlayan sevgide saklı. Hanımlarımızın fedakarlıkları, bu gibi anlarda fark ediliyor. Biz “Yarın ne pişireyim?” diye basit bir soru duyarken, onlar bu sorunun ardında saatlerce emek harcıyor. O günden sonra sofrada ne olursa olsun, her lokmada biraz merak, biraz mutluluk, biraz da hanımın sevgisini buluyorum.
Çünkü her yemeğin tadı, içine katılan sevgiyle güzelleşiyor.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar
× YASAL UYARI ! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.