Çaykara´da yer adları Hemşehrimiz Eğitimci-Araştırmacı Yazar Yılmaz Keskin´in kaleme aldığı “Çaykara’da yeradları” adlı araştırma yazısını sizler için paylaşıyoruz
Yer adları; yaşadığımız yerin sembolleri, gösterge bilimsel karşılıklarıdır. Dolayısıyla yer adlarının varlığı bulunduğumuz veya daha önce hiç görmediğimiz ortamları anlamlandırır, görünür kılar, doğayla anlaşmamızı sağlar. Yer adlarına; yaşadığımız ortam ile bütünleşmemizi sağlayan ve ortamın ayırt etme niteliğini ortaya koyan değerli bilgi gözüyle bakmak gerekmektedir.
Yer adlarına sadece bilimsel bilgi gözüyle bakmak doğru olmayacaktır. Yer adları sadece maddi eserlerin, doğal varlıkların karşılıkları değildir elbette. Onlar, kültürel yapının karşılık bulduğu, ideolojik yapılanmanın tasarlandığı, mevcut yönetimin tasarrufta bulunduğu, dilsel ve bölgesel kimliklerin vücut bulduğu, özel şahsiyetlerin adlarının geleceğe kalması için araç olarak kullanıldığı, başlangıçta Allah’ın (Bakara Suresi, 31. Ayet), daha sonra ise insanoğlunun kendi eliyle oluşturduğu semiyolojik unsurlardır1.
MAĞLAKAMPOZ (Mağlanın Konak Yeri):
Sözcük, El –Kavanınü’l Külliyye Li- Zapbti’l- Lügati’t- Türkiyye adlı kaynakta “mağla”; Et-Tuhfetü’z-Zekiyye Fi’l-Lugati’t Türkiyye adlı kaynakta “manğla” olarak yazılmış; ancak her iki kaynakta da: Kıpçak Türkçesi sözcüğü olarak “Ezan okumak” anlamında kullanılmıştır 2. Bu adlandırmaya bakılarak yaylanın adı, Mağla-Kampos sözcüklerinin anlamı: ”Ezan okunan alan” ya da “ezanlıyer” olur diye düşündük.
Çambaşı Mahallesinin büyük bir bölümünün yayla yaptığı yerin adıdır. Yer, bir söylenceye göre: Mağla adında bir kadından, bir tava kuymak karşılığında alınmıştır. Bu nedenle yerin adı, Mağlanın konak yeri anlamına gelen ‘’Mağlakampoz’’ olarak anılır olmuştur.
LUSTRA (Turna ve Kırlangıç Balığı Gibi):
Çambaşı Mahallesinin yaslandığı dağın en zirve yerinin adıdır. Otunun kıymetli oluşu ile ünlenmiştir. Çimeni Turna Balığının derisine benzer. Sık ve rengârenk çiçeklerle örtülüdür. Bu çeşitliliği, lezzetli oluşu hayvanlar tarafından iştahla yenilmesine neden olmuştur. “Lustra” adı Rumca, çimeni Turna balığı derisine (Lutsos-lucos-Λούτσος), öteki ot türlerine göre besleyiciliği ve kalitesi oldukça yüksek olduğu için de Kırlangıç balığına(λυθρίνι-Lidrini) benzetilerek verildiği kuvvetle sanılmaktadır.
TU TİNKİL-TİNGİL (ÇİGİL) O KAYAS ( Tingil(Çigil) Taşı):
Zulkarneyn Argu ülkesine(Kırkızistan) geldiğinde bulutlar musluklarını açmış, yollar çamur içinde kalmış, yürümek güçleşmiş. Bunu gören Zulkarneyn “bu ne çamur” demiş ve orada bir kale yapılmasını emretmiştir. Kale inşa olmuş ve adına Çigil denmiştir3. Kuşkayasının karşısında yuvarlak yapılı Kale gibi duran sade taşın adı bu olaydan esinlenerek ve ağız farklılığı dikkate alınarak Çigil Taşı denileceği yerde Tingil Taşı denmesinden oluştuğu kuvvetle sanılmaktadır. Ayrıca taşın sahiplerinin cinler olduğu, cinlerle ilgili birçok olayın burada başladığı ve burada sonuçlandığı söylencesi de bölgede vücut bulmuştur.
MULDAT-MİGLANT
Çambaşı ve Taşkıran köylerine ait yaylanın ve onun karşısında bir zamanlar köy olan yerin adıdır Muldat. Bu adın Orta Asya’da Uygur Özerk Bölgesi’nde bulunan ve Divan-i Lukat’tit Türk’te de ‘’Miglant’’4 olarak geçen bir yerin adından geldiği kuvvetle sanılmaktadır.
ÇOROŞ
Sözlük anlamı: 1- Kağnı arabalarında birinci çift öküzün önüne koşulan ikinci çift yardımcı öküz. 2- Sapanı çeken öndeki öküz.Altay Türklerinin bir boyun adı da ‘’ÇOROS5 ’’ dur. Taşkıran Mahallemizin eski adının sözlük anlamından değil, Altay Türklerinin bir boyun adı olan ‘’ÇOROS’’tan geldiği kuvvetle sanılmaktadır.
UZUNGÖL (ŞERAH-SARAHO)
Bölgemizdeki söz varlığına bakıldığında Kıpçak-Kuman Türklerinin büyük bir etkisini görürsünüz. Yer adları ve lakaplar bunun açık bir kanıtı olarak ortada durmaktadır. ‘’Şerah’’ ya da ‘’Saraho’’ adı bunlardan biridir. Bu adın Kırım, Şaman – Önde gelen Fetihçi komutanlardan, hayatı boyunca aktif bir politika izlemiş, komşu milletlere korku salmış ve baskın düzenleyip köle alma konusunda oldukça başarılı Kıpçak Türk komutanlarından Şaraga (sarıcık)6 ile benzerliği tesadüf değildir. Çoğu kişilerin bu adın Rumca olduğunu zannediyor. Oysa Rumca Σεραχ (şerah) ya da Σαραχο(saraho) şeklinde yazılan sözcüğün Yunanca sözlüklerde hiçbir anlam taşımadığı görülür..
HUŞAGİLİ
Huşagili ailesinin çoğunlukta olduğu bir yerleşim yerinin adıdır. Ardahan ilimizin yakınlarında kurulduğu sanılan ‘’Huşa Ülkesi’’, Urartu Kralı II. Sarduri döneminde (M.Ö. 764-734) işgal edilip halkı sürgün edilmiştir 7.‘’Huşagilli’’ yerleşim yeri sürgün bir ailenin yerleştiği yer olduğu için tarih öncesindeki bu ad verilmiştir kanısındayız.
ŞAHİNKAYA (ŞUR-SİRRO)
Şahinkaya Mahallesinin eski adı “Şur ya da Sir” sözcüğü, büyük bir olasılıkla “Sır Derya”, Amu Derya (Ceyhun) ile Sır Derya(Seyhun) ırmakları arasında, büyük bir bölümü Özbekistan ve Tajikistan toprakları içinde kalan bölge adından gelmektedir. Bölgede savaşan Oğuz, Kıpçak ve Oğuz-Peçenek savaşlarından kaçıp Anadoluya, bölgemize gelip yerleşen Türklerin sözlü ve yazılı gelenekleri unutmayarak ve yeni geldikleri coğrafi alanlara geldikleri yerlerin adlarını vermelerinden kaynaklanmaktadır 8.
EĞRİDERE (ĞORĞORAS) MAHALLESİ
Eğridere (ĞORĞORAS) Mahallesi’nin adı ‘’Gorgor’’9 adlı Kıpçak Türk komutanının adından gelmektedir. Bölgemizdeki söz varlığı ve Kıpçak Türklerinin bulunduğu alanlar dikkate alındığında bu savın doğruluğu daha da pekişmiş olur. Özellikle bu mahallenin kuruluşunda buluna kişilerin bu Türk boyu ile geçmişi olduğu, ya da bu boya karşı büyük bir sempatisi bulunduğu bu nedenle onun komutanlarından olan ‘’Gorgor’’ adını mahallenin kuruluş adı olarak koyduğu kuvvetle sanılmaktadır.
KAYNAKLAR
Eğitimci Araştırmacı yazar
Yılmaz Keskin Yazdı
Bayram Bey, teşekkür ediyor, iyigünler, iyi çalışmalar diliyorum.
Yılmaz hocam,eline ve kalemine sağlık