Olmaz ki, böyle de yapılmaz ki!

Başkan Erdoğan’ın şahsı ile tanışıklığım olmadı hiç..
Yakından görmedim..
Tokalaşmadım..
Ne bir resmini paylaştım..
Ne bir şiir yazdım..
Ne bir methiye dizdim..
“Yeni Türkiye” kapsamında verdiği cesur ve amansız mücadeleyi sevdim sadece..
7 düvele karşı tek başına ve ölümüne verdiği “istiklal ve istikbal savaşı” oldu beni enterese eden hep…
90 yılın sonunda “yerli ve milli” bir lider olarak ortaya çıkışını, “İlahi ilkeler ve milli ülküler” bağlamında vahşi dünya’ya “bir dakika” deyişini sevdim yalnızca…
Kafa denkliğini, bizim mahallenin uşağı oluşunu, bizim yer sofralarımızda “bağdaş” kuruşunu, bizimle aynı secdeye baş koyuşunu sevdim yani ..
Yani..
Erdoğan’ı değil, onun sevdiklerini sevdim, sevmediklerini ben de sevemedim velhasıl..
Kişiler fani, “ilkeler ve ülküler” baki bağlamında bir sevgi benim ki anlayacağınız…
Bu meyanda “Türkiye’yi sevmeyenler Erdoğan’ı da sevmiyor” gerçeğinin altını çizelim
Ve gelelim bizimkilere…
Erdoğan’ı Türkiye düşmanları sevmiyor siz de sevmiyorsunuz..
Esed, Netanyahu, Putin, Sisi, . hiç sevmiyor siz de hiç sevmiyorsunuz..
İngiliz-Fransız- Amerikalı çok nefret ediyor siz de çok nefret ediyorsunuz..
PKK, DHKP-C, DAİŞ, PYD kan kusarken siz de kin kusuyorsunuz..
Karayılan’lar Bayık’lar tehdit ederken siz de tehdit ediyorsunuz..
Küresel üst akıl Erdoğan’ın üstüne şeddeli bir çarpı çekti, sizin çarpınız da şeddeli… !!
Tıpkısının aynısı..
Ne bir eksik ne bir fazla..
Yahu Allah aşkına..!
Arada bir “bi ayrılın” arkadaş..
Gavuroğlu gavurlarla “yapışık ikiz” misiniz ?
Ruh ikizi mi..?

OSMAN ŞAHİN