Şiddetinin arkasında şefkat, hiddetinin arkasında merhamet vardı. Öğrencilerin Gavuş amcasıydı o. 21. Yüzyılın “ahi”si desek abartmış olmayız sanırım.
Günümüzde Çaykara Park Restoran ve cafenin bulunduğu yer 80’li yıllarda Çaykara’nın merkezi ve ana çarşısıydı. Zira orada Alay amcanın(Gavuş) dükkânı vardı. Oradan Gedikoğlu Fırınına doğru Altın kasap, ayakkabıcı Hilmi Uygun, bir dönem yorgancı Sadoğlu amca ve Dinçer Ayakkabı..
Gavuş amcadan camiye doğru bitişikte karışık, kapısına kadar dolu ve ne sattığı belli olmayan Ali Kaya’nın dükkânı ile köşe başında kolsuz Mustafa Şenel’in ÇBS boyaları, çeyiz malzemesi, iplik, düğme vs satan dükkânı vardı.
Etrafını bu şekilde hatırladıktan sonra birlikte Gavuş amcanın dükkânına girelim.
Alaybey Aslantürk’e ait olan ve herkesin “Gavuş” olarak bildiği bu dükkân paralı ve parasız(!) öğrencilerin vazgeçilmez alış-veriş durağıydı. Alay amca öğrencilere zaman zaman kızsa, onları azarlasa da onun şiddetinin altındaki şefkati fark etmelerinden olacak ki o dükkândan hiçbir öğrencinin ayağı kesilmezdi. Kapısında tebrik kartlarının döner sergisi, kavanoz ve kavanoz kapaklarının bulunduğu dükkânın tentesinde futbol topları, bidonlar vs asılır, içeride bilumum kırtasiye ve kantariye çeşitleri bulunurdu. Alay amca dar bir koridordan girilen dükkânın arkaya doğru olan bölümünde oturur, tepesinde bir ışık yanar ve müşteriyi oradan yönetirdi. Kendisi yerinden kalkmaz istenen şeyi müşteriye buldururdu:
– Alay amca müzik defteri var mı?
– Var
– (Müşteri de zaten duruma alışmıştır) Nerde?
– Arkanı dön beş adım ileri git, usten aşağa ikinci rafa bak. Orda var…
– Ama amca bunlar 40 sayfa!
– Temaaam o var başka yok. Şimdi dön geri bay bay!
– 60 sayfası yok mu?
– Bay baaay!
Alay amca Çaykara’nın esnaf tarihi yazılacak olsa herhalde adı en başa yazılacak nadide insanlardan biridir. Okullarda okuyan öğrenciler öğle arası ve akşam saatlerinde, boş saatlerinde Alay amcanın dükkânındaydı. Öyle anlar olurdu ki dükkânın içerisinde adım atacak yer olmazdı. Buna rağmen Alay amca çok önemli bir durum olmadıkça tepesindeki ışığın altındaki masasından kalkmadan durumu idare ederdi. Bazen bağırırdı, çağırırdı, azarlardı ama bu hiddeti öğrenciler üzerinde hiç etkili olmazdı.
Alay amca sert görünümlü ama yumuşak kalpli bir esnaftı. Bir malın en uygun fiyatı onda olurdu. Diğer esnafa yönelik olumsuz bir tavrı, menfi bir tutumuna da bu satırların yazanı tanık olmamıştır.
Kendine has bir işletmeciydi Alay amca. Her öğrencinin adeta amcası, velisi gibiydi. Allah uzun ömür ve sıhhat versin. Çaykara’ya ve Çaykara’da okuyan öğrencilere çok büyük hizmeti geçmiştir. Seksenli yılların tamamını buradaki ahşap ve kalabalık dükkânında geçirmiştir. Sonra orası yıkılıp park halini alınca bir iki yer değiştirdiyse de oradaki havayı yakalayamadı. Hem şartların hem mekânın değişmesi bunda etkili olmuştur sanırım.
Son zamanlarda çeşitli rahatsızlıklarla mücadele eden son devrin Ahi’si Zelekalı Alay amcayı hatırlamak benim gibi Çaykara’da uzun bir süre öğrencilik yaşamış ve onun dükkânının müdavimi olmuş herkesin özlemidir sanırım. Kendisine sağlık sıhhat, şifa ve afiyet diliyorum.
Ahilik: Osmanlı ve Selçuklu döneminde var olan ve günümüzün esnaf odalarına benzer bir işlevi olan Ahilik iyi ahlakın, doğruluğun, kardeşliğin, yardımseverliğin kısacası bütün güzel meziyetlerin birleştiği bir sosyo-ekonomik düzendir.
GAVUŞ çaykara da bir ekol ticarette bir efsane dir. Halk dilinde bizlerde mizahi olarak (git GAVUŞ tan al )
Selam OLSUN
Yıllarca çaykara da görev yaptım. Harika bir kişilik. Bende bazen muhtarlarima makine desteğinde yetisemedigim zaman GAVUŞ ta var ona git derdim.
Selamliyorum.
Ben de Çaykara’da 11 yıl okudum, Gavuş amca nın dükkanı bizim her gün mutlaka uğramak zorunda olduğumız bir mekan gibiydi. Paramız olsun ya da olmasın…Çok fırçasını yemişizdir ama hakkaten bu sinirli halinin altında hep bizden yana olan bir tavrı vardı. Ona gücenmek alınmak aklımıza bile gelmezdi,çünkü o öğrencilerin babasıydı. İlgilenmiyormuş gibi umarsızca ince ince ailemizle ilgili okulla ilgili sorular sorar durumumuz hakkında bilgi alıp haberimiz bile olmadan bize yardımcı olurdu. Ona olan sevgim saygım hala tazeliğini korur. Allah sağlık, uzun ömür versin.
DEĞERLİ DOSTUM SAMİ, 80 LI YILLARIN GAVUŞ AMCASINI VE OZAMANIN ESNAFLARINI ÇOK GÜZEL ANLATARAK NOSTALJI YAPMIŞSIN .ELİNE VE GÖNLÜNE SAĞLIK DİLİYORUM.
Allah saglik sihhat afiyet versin. Cavuş amca olarak bilirdik adini 10 oğrenciden ücü bildigini sanmam. Kirmaci Hüseyin amxa da duayyenkerdendur. Mekani cennet olsun.
Şu an 38 yaşındayım 10 yaşındayken bana haksız yere okkalı bir tokat attı ve hakaret etti. Çaykaraya her gelişimde aklıma o olay gelir. Ne diyeyim bilmem ki……
-Çocuk sorar: alay emice bu kaç lira,
Çocuğun parasının yetmeyeceğini anlayan alay amca çocuk mahcup olmasın diye yüzünü başka yöne çevirip elini çocuğa açıp cevap verir ,
-Ne kadar paran var ise okadar.
Çaykara’da okuyup da ĞAVUŞ’un dükkanından nasiplenmeyen varmıştır ki. Biz Alaybey’den daha gerilere gidebiliriz. Ellili yıllarda rahmetli esas ĞAVUŞ’un şefkatine Nail olmuştuk. Alaybey o zamanlar genç bir delikanlıydı. Babasının yanında çalışırdı. Her ikisinin de tatlı ve güleryüzleri vardı. Alaybey’in bir küçüğü sınıf arkadaşımızdı. Bir daha da karşılaşmak nasip olmadı. Alaybey’e sağlıklı günler dilerken büyük ĞAVUŞ’a da Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Ne mutlu olsun geride güzel bir geçmiş bırakanlara.
Öğrencisine, hastasına,mağduruna yardım etmeyi görev adleden,