“Yeni” kelimesi her zaman ve her yerde insanda bir heyecan uyandırır doğası gereği…
Yeni ev, yeni araba, yeni elbise, yeni bir hayat, yeni bir mekan vs.
Ve yeni Çaykara!
Evet, Dernekpazarı ilçesini de içine alan eski Çaykara’nın alışveriş, nahiye ve ilçe merkezidir Kadahor çarşısı. 1948’de ilçe olarak resmi gelişimini tamamladı. Fiziki gelişimi ise sürekli dinamik. Aslında coğrafi yapısı gereği çok fazla değişikliğe de açık değildir Çaykara. Solaklı ve Baltacılı dereleri arasına sıkıştı uzunca bir süre. Bir de Hopşera pazarı vardı derelerin dışında. 80’lerin ortalarından itibaren İmam-Hatip Lisesinin orada yapılmasının da etkisiyle Hurmalık hareketlenmeye başladı. 90 ve 2000’lerden itibaren iyice gelişerek Çaykara’nın en önemli gelişme alanı oldu burası.
Çaykara Lisesi, Çaykara’nın kuzey tarafında Kadahor Mahallesi sınırlarında 60’ların sonunda(sanırım 1969’da) açıldı. Sağlık Ocağı ve daha sonra hastaneye dönüşen yapı, İlçe Jandarma ve Zeki Bilge İlköğretim okulu bu bölgede yer aldı. Bu resmi binalar bu bölgede yer almasına rağmen burası ancak 2000’li yıllardan sonra gelişti.
2004 yılında Of-Çaykara Uzungöl yolunun geçtiği Çaykara’nın giriş kısmında yer alan Hopşera Pazarı yıkıldı. 2010’lardan sonra Çaykara Kadahor Mahallesi ve Maraşlı yolu istikametinde gelişim ve yayılmasını devam ettirdi.
Ama asıl Çaykara hep köprüden girişle iki derenin arasında kalan kısım oldu. Burasının silüeti 100 yıldır aynı kaldı sayılır. Bir fark Baltacılı deresi kenarında 2008’de açılan kinci köprü ve 2013’te açılan yeni cadde oldu.
Çaykara’nın ilk betonarme binası eski hükümet konağıydı
Çaykara’nın elimizde bulunan en eski fotoğrafları 1940’lı, 50’li yıllara aittir. Bu fotoğraflarda da aynı silueti görürüz. Köprüden giriş ve merkez camii yanından caddenin ikiye ayrılması. İlk fotoğraflarda tüm binalar ahşaptır ve en fazla üç katlıdır. Yerel mimarinin en güzel örneklerinin sergilendiği butik bir ahşap kasaba görünümündedir Çaykara. İlk betonarme binası Çaykara Hükümet Konağı 1964’te yapılmıştır. Daha sonra 70’li yılardan itibaren ahşap yapı yerini beton yapılara terk etmeye başlar. 1969’da o zaman ilçe merkezinin biraz dışında olsa da Çaykara Lisesi betondan inşa edildi. 70’lerin sonunda ilçenin en büyük toplu konutu olan belediye lojmanları hükümet konağının hemen yanında yerini almıştır. 90’lardan sonra ise ilçe merkezinde dört ve beş katlı binalara izin verilmiş ve ilçe hızla betona evrilmiştir. 2010’lardan günümüze kadar ise Kadahor, Maraşlı yolu, ilçe merkezi ve Hurmalık bölgelerinde modern apartmanlar yükselmiş ve ilçe neredeyse tamamen betonlaşmıştır.
Çaykara’nınmevcut tarihi binalarından Kırmacı Otel
Şimdi 2018 itibariyle TOKİ ve Belediye işbirliğinde yeni bir değişime hazırlanılıyor. Uygulanacak kentsel dönüşümle Çaykara baştan aşağı yeni ve modern bir görüntü kazanıyor. Modern konutlar, modern işyerleri ile adeta geniş bir siteye benzeyeceği görünüyor Çaykara’nın. Yenilik iyidir çoğu zaman. Ancak özellikle değişiklik bir mekânla ilgiliyse orada geçmişle bağ kuracak, orada yaşanmış hatıraları yok etmeyecek bir yapılanma tercih edilmelidir kanaatimce. Tüm orta ve lise hayatı Çaykara’da geçmiş ve ilçe merkezinde uzun yıllar yaşamış birisi olarak hatıraların korunmasının da önem arz ettiğini düşünürüm. Mesela Kırmacı’nın kahvesi korunsun isterim. Mesela Ayaz ve Okurlar’ın halen ayşap olan ve ilçenin tam ortasında bulunan dükkanları orada dursun derim. Bana kalsa Gavuş amcanın dükkanının anıtı dikilmelidir Çaykara’da. Mahmut Usta’nın lokantası, Kılıçların yüz yılı deviren fırını orijinalliğini bozmasın isterim. Hatta Hopşera pazarını nasıl diriltiriz diye de geçer aklımdan. Eski halk eğitim binasını ve onun önündeki eski arabaları da koyalım yerine derim belki. 100. Yıl Kütüphanesine can verelim yeniden. Can verelim ki hatırlarımız hayat bulsun. Fakat dünle birlikte gitti cancağızım, artık yeni şeyler söylemek lazım…
Tabi ki gelişimin önüne geçmek mümkün değildir. Tüm hatıralarımızı yaşatmak da bu yüzden imkânsızdır. Mekânlarda imkânsızdır ama hayallerde yaşanmaya devam eder hatıralar. Hiç mi bir şey yapamayız. Yapabiliriz. Belirleyeceğimiz bir alanda Çaykara’nın tarihi gelişimini ve değişimini gösteren miniapark örneğindeki gibi her on yılda bir yaşanan değişimleri gösteren birer Çaykara maketi yapabiliriz.
Bir de ahşap bir çarşı…
Orada hediyelik eşyalar satılır ve gelen turistleri meşgul eder bir süre. Ve bizim de ağaçla olan bağımızı korur, hatıralarımızı yaşatır bir süre daha. Sadece bunu istemek ve planlamak lazım.
Yeniliğe ve yenileşmeye direnemeyiz fakat eskiyi de tamamen çöpe atamayız.
Çaykara’nın yeni yüzü hayırlı olsun.
Çaykara’nın bugün ki şehir yapısına getirdiğiniz eleştirel bakışa sonuna kadar katılıyorum. Biz modernleşeceğiz diyerek beton bloklarla doldurduğumuz bu kenti kimliksiz bir hale getirerek İstanbul’un veya Ankara’nın varoşlarının kötü bir kopyası haline soktuk.Köprüden Çaykara içeriye girdiğimiz o eski zamanlarda yol caminin önünden ikiye ayrılır ,sağlı sollu o ahşap dükkanlar kente ayrı bir hava katardı. O zaman gözüme çirkin gelen tek şey şimdi yıkılan hükümet konağı yanında sanki Çaykara’ya ait gibi durmayan devasa bina idi.Şimdi bir şansımız var sizinde ifade ettiğiniz gibi kentsel dönüşümle burayı devasa bir siteye çevirmeden insan odaklı mütevazı bir kimliği olan bir çarşı haline getirmek.
YAŞA SAMİ HOCA. ESKİ GÜNLERE GÖTÜRDÜN BENİ. ÇAYKARA İLE İLGİLİ GÜZEL DÜŞÜNCELERİNİ DE PAYLAŞTIN.ALLAH RAZI OLSUN.