Hatıra yazmak, ölümün еlindеn bir şеy kurtarmaktır der Andrе Gidе… Çok doğru bir söz. Aslında eli kalem tutan herkes hatıralarını yazmalı, bunu yapamayan konuşup ses kaydı veya video kaydıyla gelecek nesillere aktarmalıdır. Bu çerçevede bir hatıramı kaydederek ölümden bir şey kurtarmak isterim.
18 yaşımda olduğum zamanlardı. Yani 80’li yılların sonu gibi. Sultanmurat yaylasında Bayat’ın kahvesinin önünde 65-70 yaşlarında(belki daha fazla) olan iki amcanın sohbetini biraz kenardan takip ediyordum. Amcalardan biri, kendi yaşlılığından şikayetle bana bakıp kaç yaşında olduğumu sordu. 18 yaşımda olduğumu söyleyince muhatabı olan diğer amcaya döndü ve aralarında şöyle bir diyalog geçti:
-Olsam bu delikanlının yerinde…
-Gene bu yaşa gelecek miydin?
-Eee ona çare yok…
-O zaman ne anlamı var, o yaşta kalacak olsan tamam…
-O da doğru.
Geçmişi özler geleceğe umutla bakarız. Ancak hayat bu an’dan ibarettir. Geçmişten elimizde kalan bir şey, gelecekle ilgili bir garantimiz yoktur. Her anımızı güzel ve iyi işlerle geçirmeye gayret edersek an’ların birleşmesinden meydana gelen hayatımız güzelleşecektir.
Günlük tutan insan yaşamı programlı ve anlamlıdır. Gelecek nesillere ışık tutar. Yapılan hatalardan ders alınır. Maalesef günlük tutma konusunda çok eksiğiz.
Güzel bir konuyu ele aldınız. Teşekkürler
Babam ilkokula bile gitmedi ben ve ağbim ondan günlük tutmasını ondan öğrendik küçük yaştan beri günlük tutarız hatta bunu tutku ölçüsünde ECE marka cep takvimleriyle yaptık günlük insanın yaşamını güzelleştiren anlamlandıran çok önemli bir alışkanlık gelecek kuşaklar içinde önemli bir kaynaktır (okumayan bir toplumda biraz zor)