Erkekten hallice, nasır tutmuş elleriyle şefkat gösterirken bile karşı tarafı istemeden inciten, en ağır yükleri en sarp yamaçlardan pamuk yüklenmiş karınca misali taşıyan, firavunun kölelerini dahi gıpta ettirecek şekilde çalışmayı şiar edinen; onca derdin kederin, huysuz kocanın, asla memnun olmayan...
Mustafam… 15 nisan öğleden sonra telefonumun çalmasıyla almıştım haberini, her ne kadar inanmak istemese de insan; takdiri ilahi , “İnnalillahi ve innaileyhi raciğun” demekten başka bir şey düşmezdi payımıza haddimiz de değildi ilahi emre hadsizlik etmek. Bir iki telefon teyidinden...
Nerdesun dedemun kemerli evi Oflana koyduği tasi kalmadi Dört omuz çatisi, saray bağlari Zamana yenildi başi kalmadi. Dile gelsa, anlatsa çektuği yasi O zamanlar herkesun tatli rüyasi Fukaranun ömrinde hayal dünyasi Silinmiş gözinden izi kalmadi. Çektiler çilesini bir çati içun...
Ahhh sofraga… 5 kardaştık çocuktuk, otururduk etrafına dizilirdik inci mercan gibi; her dem, her seferinde hemen hemen menüsü aynı olan, bir ayağı yamalı, bir kenarı makarna kesmekten oluklaşmış ve her öğünde üzerine konan mütevazi aş’ları her zamanki aşk la bizlere...
BOBA OLMA!!! 85’ yılının son günü, son demi, son gecesi karlı bir yılbaşında, soğuğun kırık dökük evlerin aralıklarından arsızca girip sobada yanan ateşle kavga edişinin en şiddetli günlerinde gelmişim dünyaya. “Boba olma” ! Der, hep babam “Boba olma” Yalın bir...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için Çerez Politikasındaki amaçlarla sınırlı olmak üzere çerez kullanmaktayız. Daha fazla bilgi