Salı Günleri Çaykara
Günümüzde olduğu gibi Çaykara’nın haftası 80’li yıllarda da Salı günleri kurulurdu. O zaman pazarın kurulma yeri bu günkü belediye binası ile parkın arasındaki alandı. Ağırlıklı olarak Ofluların faal olduğu pazarın günümüzde kurulan pazardan fazlaca bir farkı yoktu. Zaten pazarcılar da bu günkü pazarcılarla aynı kişiler ya da onların bir önceki nesliydi.
Salı günü özellikle köprü ayağı hareketli olurdu. O zamanlar Salı günleri bu günkü Salı günleri ile kıyaslanmayacak derecede kalabalık olurdu. Zira o dönemde Dernekpazarı Çaykara’ya bağlı bir belde olduğu için günümüzde Dernekpazarı’na bağlanan köyler de hafta gününü o dönemde ilçeleri olan Çaykara’da geçirirlerdi. Özellikle Holo köylerinin tamamı Çaykara’da olurdu. Salı günü tam bir karnaval gibiydi. O gün Çaykara’da birisini kaybeden kimse cep telefonu da olmadığı için bulmakta hayli zorluk çekebilirdi. O derece kalabalıktı. Köylerdeki tarımsal üretimin mahsulü Salıdan Salıya Çaykara’da satılığa çıkardı.
Neydi bu tarımsal üretim; Sayalım:
Büyük ve küçükbaş hayvanlar, yağ, peynir, bakla, tavuk, yumurta, odun, buzağı derisi vs…
Bu mahsullerden özellikle yağ-peynir ayrı bir ilgi görürdü. Hayvan alıcıları ve yağ-peynir alıcıları köylülerin geliş istikametine doğru hızlı adımlarla yürüyerek gelen mahsulü satın alma yarışına girişirlerdi. Bu esnada köylülerle alıcılar arasında ilginç diyaloglar yaşanırdı. Bir misal:
-Yağ-peynir var mı?
-Kaçe aluyusun yaği?
-Kilosi 100’den
-Sana vermeyeceğum oni. Geçen hafta baş-ayak yedun peynirumi. Badehava aldun oni. 1000 Lira da versen vallah sana vermeyeceğum oni
Tut-vur yağlar-peynirler daha köprüden Çaykara’ya giriş yapmadan satılmış olurdu. Aynı şeyler fındık zamanı fındıklar için yaşanırdı tabi. Köylülerin mahsulünü ve büyükbaş hayvan alım-satımını ağırlıklı olarak Koldere(Vahtanç)köylüleri yapardı. Ama herkes onları “Paçanlılar” diye bilirdi. Halbuki Paçanlıların bu işlerle alakası yoktu. Mahsulü satan ya da Paçanlılara kaptırtan(!) köylüler artık haftalık alışveriş için pazarı dolaşır varsa kendi köylüsü dükkânlardan yoksa bir tanıdıktan alış-verişini yapar öğlen saatlerinde yaya ya da köyüne ait kamyonla köyünün yolunu tutardı.
Öğleden sonra Holo, Hopşera, Zeno, Şur, Paçan, Holaysa, Fotinos, Ğorğoras, Anoso, Şinek, Şerah, Ogene, Alisinos, Çoroş, Yente, Haldizen, tüm köylerden gelenler bir şekilde köylerine dönmek üzere yol tutarlardı. Özellikle uzak köylerden gelenler bazen yakın köylerdeki tanıdıklarına bir akşam önceden misafir olur haftaya öyle inerdi. Aynı durum bazen köylere geriye dönüşte de yaşanır uzak köylerden gelenler yakın köylerden gelen tanıdıklarına dönüşte de bir akşam misafir olurlardı. O dönemde köylüler bu güne oranla birbirini daha fazla tanırdı. Mesela Karaçam’dan, Uzuntarla’dan gelen birisi Çaykara’ya yakın olan köylülerle yakinen tanışabilirdi. Bu gün bu durum o kadar sık rastlanan bir durum değildir. Bunda Salı günü öncesi ve sonrasında yaşanan misafirliklerin de etkisi vardır.
O dönemde Çaykara dışında Sarmaç, Alçakköprü, Kondu, Coroş, Şinek, Ogene, Harheş gibi yerlerde ufak ticaret merkezleri olmasına rağmen Salı günleri rağbet Çaykaraya idi. Gurbete gidecek olan Salı günü gider, gurbetten gelecek olan Salı günü gelirdi. Her şey Salı’ya göre ayarlanırdı.
Salı’ya görüşuruk
Salı’ya hesaplaşuruk….
Salı’ya gelurum
Salı günü gideceğum…
Salı günü…
Salı’lar bir karnaval, bir şenlik bir eğlence bir hayattı Çaykara için….
Yazı dizimizin son yazısında 80’li yıllarda Çaykara’da eğitim kurumları ve öğrenci öğretmen ilişkilerini ele almaya çalışacak, liseler arası rekabete değinmeye çalışacağız….
Bu dönemler -insan ikişkileri ile-yeni nesil tarafından tanınmalı öğrenilmeli,bunun için geç bile kalındığı söylenebilir.Yeni neslimiz o dünya hakimi toplumu olmuş un hayat tarzını mücadele ruhunu insan sevgisini gerçek aydın insan tipini tanımaya çok ama çok ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.Kaleminize kuvvet çalışmalarınızda başarılar dilerim.Yazınız çok güzeldi.