Kırklı yaşların “ohooo o kadar yaşasak daha ne isterdik” denecek kadar uzun bir ömrü ifade etmediğini,
Kırklı yaşlar insanın kendisini yeniden keşfettiği,
Tanıdıklarından hayatta kalanların, hayattan göçenlere oranla azalmaya başladığını gördüğün yaşlardır.
Hatıralarının hayallerinin önüne geçtiğini, çocukların olduğunu ve artık büyüdüklerini anladığın;
İnsanların tamamının dost olmadığını yaşadığın yaşlardır.
Siyaset ve ticarette dürüstlükle yol almanın çok zor olduğunu kavradığın, hastalara, vefatlara daha bir kulak kesildiğin,
Kırk yaşının normal yaşında evlilik yapanlar için dedelik – ninelik yaşı olduğunu gördüğün yaşlardır.
Kırklı yaşlarda yaylaların daha bir tat verdiğini,
20-30 yıllık sürelerin çok uzun süreler olmadığını, 20-30 yılda çok şeylerin değişebileceğini, anne babanın kıymetini, memleketin değerini…
40’lı yaşlar gençlik yıllarında idealini kurduğun dünyanın sadece ideal düzeyinde kaldığını; adalet, eşitlik, dürüstlük ve güzel ahlakın hâkim olduğu dünyanın bu dünya olmadığını anladığın yıllardır.
Yetişkin delikanlıların, genç kızların sana “amca” “teyze” diye hitap ederek gönül yaşının beden yaşına eşit olmadığını hatırlattığı…
Çocukluğunun geçtiği mekânların ve çocukluğunu paylaştığın insanların daha bir anlam kazandığı…
Şakaklarındaki akların belirginleşip bedeninin eskime işaretlerinin iyiden iyiye belirginleştiği yıllardır…
40’lı yaşlar “ah bu kafayla yeniden çocuk olsam da hayatımı yeniden ve daha doğru bir şekilde planlayabilsem” dediğin,
40’lı yaşlar adam akıllı ağabeylikten amcalığa geçiş;
40’lı yıllar artık “dede”, “nine” diye hitap edeceğin kimselerin kalmadığı, “amca” diye hitap edeceğin kimselerin azaldığı, önünde sadece ağabey ve abla durumundaki nesillerin kaldığı yıllardır…
40’lı yaşlar artık 50’li 60’lı yılları gençlik yıllarından saymaya başladığın,
İnsanın ruhsal, fiziksel donanım ve akli melekeler olarak zirveyi yaşadığı…
40’lı yaşlar insan için ne yapacaksa yaptığı, ne olacaksa olduğu, dünyevi planlarının sınırlarını gerçek anlamda gördüğü yaşlardır.
40’lı yaşlar hayat yokuşunda zirve yaptığın ve yokuştan aşağı dönmeye başladığın,
40’lı yaşlar dünya hayatında bir misafir olduğunun yüzüne çarpıldığı,
40’lı yıllar artık bir mezara ihtiyacın olduğunu derin bir şekilde kavradığın yıllardır vesselam ….