Mısır bizim hikayemizdir. Yöremizde hayat mısırla var olmuştur. Onun içindir ki kolay kolay vazgeçemeyiz ondan. Yerine alternatif bir ürün de düşünemeyiz. Analarımızın organik, ekonomik ve stratejik ürünüdür. Ekilmesi, biçilmesi, soyulması, öğütülmesi, kurutulmasıyla; selisiyle, sapıyla, kolivası, kuymağı, ırgatıyla kültürümüze şekil vermiştir mısır.
Evlerimizin mimarisi mısıra göre; doğum, evlenme gibi önemli günlerin tayini de hep mısır üzerinden yapılır. Misal, evlerin balkonları mısırın kurutulmasına müsait, mabeynlerin üzeri seren olacak şekilde düzenlenmiş, yine sahile yakın yerlerde inşa edilen serenderler hep mısır içindir.
Eskiler doğum günlerini de hep mısır ile tanımlardı: “Ne zaman doğdun?” sorusuna cevaplar hep mısır üzerindendir: Biçmeklerde, kihanlarda, ikilemelerde, kazmaklarda vb doğum tarihlerini geride bıraktığımız çok değil daha.
Hayat mısır üzerinden şekillenirdi eskiden. Sevdalıklar mısır ırgatlarında, toprak kaldırma ırgatlarında temellenir ve sıcak yuvalara dönüşürdü. Onun için kolay vazgeçemeyiz mısırdan. Yerine alternatif bir ürünü de aklımızdan geçirmeyiz. Kütürel etkileri ve tarihi kökleri vardır bizde. İlla da vazgeçilecekse fındığa terk eder yerini. Ama yine de bir kolivalık bir parçamız, kuymaklık mısır unu yapacak kadar bir mısır tarlamız olur her zaman..