Yöremizde iki kişi arasındaki diyaloğu geri dönüşü olmaksızın sonlandırmak için kullanılır bu ifade. Türkçe’de ‘gemileri yakmak’ ya da ‘köprüleri atmak’ deyimlerine karşılık gelir.
İnsanın iletişimde bu noktaya gelmesi son derece hazin bir durumdur. Bir insanın cenazesine dahi katılmayacak hale gelmek diyalogda son noktadır kuşkusuz.
Son zamanlarda insanlar arasında yüz yüze ilişkiler hayli zayıfladı. Ama bunun yerine yeni bir etkileşim alanı olan sosyal medya ortaya çıktı. Bu alanda birbiriyle hiçbir geçmişi olmayan insanlar derin ilişkiler, arkadaşlıklar kurabiliyor. Sosyal medyada insanların birbiriyle iletişime geçme nedenleri arasında gözlemlerime göre aynı memleketten olmak ve aynı siyasi dünya görüşüne mensup olmak önemli iki etken olarak göze çarpıyor. İkisi bir arada olunca daha da tadından yenmez muhabbetler kuruluyor.
Sosyal medyanın bir başka özelliği de insanların birbirlerine yüz yüze söyleyemeyeceği sözleri, paylaşmayacağı fikirleri, yapamayacağı hakaretleri rahatça paylaşabilmesidir. Sosyal medyada arkadaş olduğumuz bazı kişilerle hiç tanışmıyor sadece birbirimizi takip ediyoruz. Bazılarıyla bu mecrada tanışmamıza rağmen ciddi boyutta fikir paylaşımında bulunabiliyoruz. Fakat bunlar arasında bazılarıyla günlük hayatta karşılaşınca tanışmıyor gibi davranışlarla da karşılaşabiliyoruz. Bu duruma da bir mana verebilmiş değilim doğrusu.
Son zamanlarda ülke gündeminin de etkisiyle sosyal medyada en çok paylaşım yapılan konu referandum ve buna ilişkin görüşler…
Doğrusu şahsen sosyal medyayı oldukça fazla kullanan biri olarak bu konulara hiç girmemeyi tercih etsem de ortamda bundan başka konu da yok. Hatta konu öylesine keskin ifadelerle ele alınıyor, karşı tarafı öylesine tahrik edici cümleler kuruluyor ki iletişimde her an son nokta olan “cenazene gelmem cenazeme gelme” noktasına varılacak hale geliniyor.
Şunu yine gözlemlerime dayanarak söylemem gerekir ki bu güne kadar sosyal medyadaki bir paylaşımdan etkilenerek düşüncesini değiştiren kimseyi görmedim. Ama şu açık ki karşı fikre ne kadar saldırırsanız o fikir sahibini kendi fikrine o kadar sabitlersiniz. Siyasiler kendi siyaset alanlarını tahkim etmek için keskin ifadeler kullanabilir. Onlar için de doğru bulmam ama bunu bir siyaset tarzı olarak benimseyebilirler. Fakat bizler aynı camide omuz omuza, aynı ulaşım aracında yan yana, aynı iş yerinde kader birliği içinde, aynı stadda aynı golle coşarak, aynı kemençe havasıyla horon oynayacağız yine. Birbirimizin düğününe cenazesine katılacağız.
Siyasi görüşlerimizi savunmak ve desteklemek elbetteki hakkımızdır. Ancak bunu yaparken ilkeli olmaya, diğerini incitmemeye gayret göstermek millet olarak sorumluluğumuzdur. Zira seçim bitince hayat normale dönecek, şah da piyon da aynı kutuya konacak biz kırdığımız ve kırıldığımızla kalacağız.