ZEYNEP
Ne çabuk bitirdin dünya işini;
Demek bırakmadı ecel peşini.
İki ekim günü kız kardeşini;
Kaybeden ablalar ağlıyor Zeynep.
Bisiklet bahane, vâden dolmuştu;
Vücudun buz kesmiş, yüzün solmuştu.
Haberi okuyan, duyan koşmuştu;
Künyen sınırlardan taşıyor Zeynep.
On birinde böyle cemaat saf-saf;
Helallik verirken titredi etraf.
Çaykara diledi yaratandan af;
Yenice, Taşören inliyor Zeynep.
Nasıl kaldı ayak, baş ucunda taş;
Bilmem ondan daha ağır bir uğraş.
Teninin değdiği zemin iken yaş;
Üstüne yağmur, kar yağıyor Zeynep.
Gönüllerde yangın, sinede alev;
Çöktük yapılırken sana son görev.
Korkutmuyor derdin yazılı, ödev;
Kitaplar, defterler duruyor Zeynep.
Okulunda adın yaşatılacak;
Hasretine mecbur katlanılacak.
Sonunda başarı kazanılacak;
İmam Hatip mezun veriyor Zeynep.
Evde yatağın boş, okulda sıran;
Hayalindir hep göz önünde duran.
Her fırsatta koşup, yanına varan;
Toprağına kurban oluyor Zeynep.
Annen geleceksin gibi bekliyor;
Baban biriciğim cennette diyor.
El kabullenmekte zorluk çekiyor;
Resmini öpüyor, kokluyor Zeynep.
Boğdun aileni, bizi acıya;
Güç ver Rabb’im; ÇİFTÇİ Mehmet hocaya.
Onun için artık canlılık rüya;
Kabrinde ağıtlar yakıyor Zeynep.
Mehmet KABAOĞLU
09/10/2018
eline saglik zeynep kardesimizede allahtan rahmet anasina babasina sabirlar ihsan eylesin