Merhaba
Allah’ın selâmı mağfireti ve bereketi okuyucularımızın üzerine olsun.
Uzun denecek bir aradan sonra, çoğu ben merkezli sebeplerden ötürü ayrı kaldığım köşeme kavuşmama ve de siz değerli okuyucularımızla tekrar bizi bir araya getiren Rabbime şükrediyor bu çalışmalara vesile olan kardeşlerimize de şükranlarımı sunuyorum. Tamamen gönüllü olarak, kendilerinden de her türlü maddi ve manevi feragati göstererek yaptıkları bu kültür hizmetinin takdire şayan olduğunu belirtmeyi ayrıca kendimde bir görev olarak addediyorum.
Yüce Kadir-i Mutlak olan Rabbimizin imkân ve fırsat verdiği müddetçe düşünce ve duygularımızı âcizane olarak sizlerle paylaşmaya, burada kaldığımız yerden devam etmeye gayret edeceğiz. Gayret bizden Muvaffakiyet Allah’ tandır.
Hemen belirtmem gerekirse sitemizin çok değerli kalem erbabı köşe yazarlarıyla aynı sütunları paylaşmak benim için hem büyük bir şeref hem de onur verici bir durumdur. Birbirinden değerli yazarlarımıza o kıymetli yazılarından ötürü teşekkür ediyor, kalemlerinin mürekkebinin tükenmemesini diliyor, okuyucularımızın da istifade etmesini temenni ediyorum.
Efendim zaman hızla geçip gidiyor. Yüce Allah’ın bize bahşetmiş olduğu ömür sermayesini hızlı bir şekilde tüketmekteyiz. Günübirlik yaşantılarımız, değişik kaygılarımız bizi o büyük final diyebileceğimiz sona doğru hiç de fark ettirmeden sürüklemektedir.
Allah dostlarından meşhur İbrahim b.Ethem Hazretleri bu dünyaya geliş ve gidişini bir odanın bir kapısından girip öbür kapısından çıkışına benzetmiştir. Merhum ve Mağfur dedem H.Nazım Kurşun yüz yedi yaşında Rahmeti Rahman’a kavuşmuş, ölmeden önce de bizlere hep şu tavsiyeyi yapmıştı.”Evlatlarım ömrümün yaklaşık bir asrını çok iyi hatırlıyorum. Başımdan çok olaylar geçti. Çok sıkıntılar geçirdim. Bunları anlatmakla bitiremem. Bütün bunların yanında anlamadığım tek şey ömrümün bir asırlık hayatı ne zaman gelip geçtiğidir. O sebeple aman ha! Zamanınızı, gençliğinizi, imkânlarınızı iyi kullanın ki, eğer Allah’ın bana verdiği ömür gibi bir ömür size verilirse bu düşüncelerimle karşı karşıya kalmayın.
Hayatımızda bir çok şeyi erteliyoruz. Ertelediğimiz bazı şeyler var ki onları geri dönüp yerine getirmeye kaldığımızda da mümkün olmadığını görüyoruz. Yetmiyor pişmanlık duyguları ile baş başa kalıyoruz. Çoğu zaman da bu pişmanlıklardan ders çıkartmıyor aynı hatalara tekrar tekrar düşüyoruz. Bu noktada sizlere birinden bahsetmek istiyorum. Görev yaptığım yerde Almanya’da uzun yıllar işçi olarak çalışmış, emekli olunca da kendi köyüne yerleşmiş 83 yaşında ki Mehmet Amca’dan… Ve ondan aldığım üç öğüdü de paylaşmak istiyorum. Mehmet amca İlkokul mezunu bir insan. Ama hayatı ve insanları öyle okumuş ki; Kendi ifadesiyle bulunduğu ortamdaki eğitim seviyesi yüksek insanlara ‘Siz üniversiteye gitmişsiniz orda eğitim almışsınız. Ben ise Hayat Üniversitesinde okudum okumaya da devam ediyorum. Ölünce de mezun olacağım.”İşte bu sözlerin sahibi ki kısa sürede ondan çok şey öğrendiğim Mehmet amca bana hep şu öğüdü yaptı. ”Hocam hayatında karşılaştığın zorluklar karşısında şunları unutma”.
“Asla Üşenme’’
“Asla Erteleme’’
“Asla Vazgeçme’’
Hakikatten bu üç unsuru düstur edinerek, görev yerimde bu Âkil insan Mehmet Amca ile yaklaşık yirmi yıllık yapılamayan işleri başarmış olduk.
Burada kendimden bahsetmiş olma gibi bir hissiyatın okuyucularımızda oluşmamasını özellikle istirham ediyorum. Vurgulamak istediğim aslında hiçbir şey için geç olmadığı ve olmayacağıdır. İstedikten sonra her yaşın ve her ortamın öğrenmek için uygun olacağı, herkesten bir dersin alınabileceğidir.
Sevgi ve Saygılarımla…