Yazı siyasi olmaktan çok “nasihat ve vasiyet” amaçlı olduğundan yayımlamakta bir beis görmedim..
Niyetim 7 Hazirana çeyrek kala karakucak güreşen beceriksiz muhalefete son defa bir güzellik yapmaktı….
Siyasete bir denge, bir kalite gelsin istedim..
Her ne kadar beni ciddiye almasalar da..
Diyorum ki..
Ak Parti her geçen gün % 52 yi kendi ekseni etrafında sıklaştırıyor, safları domine ediyor, kemikleştiriyor..
Bu % 52 lik bloku, çözmenin Ak Parti yandaşlığından koparmanın ve hükümetten kurtulmanın yolu tekniği taktiği bu değil diyorum..
Duyan yok..
Yaşadığımız 9 seçim yanlış yolda olduğunuzun en somut ispatı ve göstergesi diyorum..
Ne gam..
Sen de sen işit..
Diyorum ki..
Faraza bu büyük kitle makarnayla Marmaray’la kandırıldı..
Hızlı trenlerle, havaalanlarıyla hastanelerle aldatıldı..
Bölünmüş yollarla, sosyal yardımlarla uyutuldu koyunlaştırıldı sürüleştirildi..
Ama ne olursa olsun oy yüzdenizin artması da hükümetten kurtuluşunuzun da tek yolu, söz konusu bu seçmen kitlesine ulaşmak ve bu “sürü’den” bir kaç milyon koyunu tarafınıza kanalize etmek değil midir arkadaşlar..?
Uganda’dan ya da Yeni Gine’den seçmen ithal etmeyeceğinize ve size hayat öpücüğü sunacak kesimin Ak partili seçmen tabanı olacağını bile bile , söverek, onları aşağılayarak, onlara hakaret ve küfürler ederek, onları “koyun” “sürü” diye müstehzi ifadelerle, nefret söylemleriyle kategorize ederseniz, bu kitleden değil bir oy almak, AKP nin oylarına oylar ilave edersiniz ancak…
Çünkü neden..?
Çünkü matematik ilmi der ki..
Elinizdeki % 40 ı % 50 yapmanın yegane yolu karşıdaki % 50 den alabileceğin % 10 oyla mümkündür..
Çünkü siyaset bilimi de der ki..
Bu % 10 u söverek sayarak, hakaret ederek, aşağılayarak değil daha güzel şeyler vaat ederek, daha kuşatıcı söylem ve eylemler geliştirerek alabilirsiniz..
Çünkü Fizik biliminin “etki-tepki” yasası der ki..
Ne kadar etki o kadar tepki..
Çünkü reel politik der ki..
Keskin sirke küpüne zarar..
Çünkü siyaset bilimi şunu der bir de..
“Kılavuzu karga olanın burnu pohtan çıkmaz imiş”..
“Paralel” karga bugüne kadar ne dediyse her defasında tam tersi tecelli etmiştir nitekim..
Tek bir şey hariç..
O da şu..
Paralel darbenin iddianamesinde geçen ” dönemin başbakanı” ibaresi..
Keza..
Kelepçe takacaklarına kesin gözüyle baktıkları “Dönemin başbakanı” bugün gerçekten “dönemin başbakanı”..
Çünkü o şimdi Cumhurbaşkanı..
Sadece onda yanılmadılar…
Hülasa..
Bu son atağım son şutum…
Gene de gol değil diyorsanız…
Ki “değil” dediğinizi duyar gibiyim..
O zaman sövmeye, iftiraya, salisen “müebbet muhalefete” devam…
Diyen gitti..))
7 Haziranın Milletimiz ve demokrasimiz, bölge barışı ve ümmet dünyamız için hayırlara vesile olması dileği ve duasıyla..