Yazları istisnasız, her Salı ertesinde;
Bulunulurdu tıpkı bayram arifesinde.
Değişik bir heyecan, coşku içerisinde;
Genelde pekişirken dostluk arkadaşlıklar;
Araba yolu çıktı, bitti çarşambalıklar.
Kararlar verilirdi geleceğe yönelik;
Hasret giderilirdi üç ayda bir senelik.
Vaatler, kıyafetler değildi göstermelik;
Özenle kazınırken taşlara rumuz, adlar;
Araba yolu çıktı, bitti çarşambalıklar.
Tabana kuvvet deyip başlıyordu seyahat;
Asla iki nefesi geçmezdi istirahat.
Mucize demek doğru, kesilmiyordu tâkat;
İnişte tırmanırken yaşanan canlılıklar;
Araba yolu çıktı, bitti çarşambalıklar.
Kimi o gün gelirdi, kimi de bir gün evvel.
Anlamlandırmak için olacakları özel.
Tutar dalı kalmayıp, dökülene dek tel tel;
Gönlünce eğlenirken bekâr erkekler kızlar;
Araba yolu çıktı, bitti çarşambalıklar.
Edevatlar kişinin işini sevdirirdi;
Yanında hızar, balta, ip, sepet gezdirirdi.
Sırt ve omuzlarını palandan bezdirirdi;
Güneşe taşınırken tırpanlık, oraklıklar;
Araba yolu çıktı, bitti çarşambalıklar.
Güzergâh üzerinde mola yerleri vardı.
Ebatları tam çağlık, ne geniş ne de dardı.
Kanı kaynayanların sığacağı kadardı;
Şiddetle güldürürken atışma karşılıklar;
Araba yolu çıktı, bitti çarşambalıklar.
Suratlar asılırdı, geçilseydi Taşhana.
Omuz oynatacaklar dizilirdi yan yana.
Dikilirdi kulaklar kaydecinin ağzına;
Göz göze gelinirken başlayan sevdalıklar;
Araba yolu çıktı, bitti çarşambalıklar.
İlerledikçe ateş külhana dönüşürdü;
Birlikte ayrı ayrı ağlaşır, gülüşürdü.
Biri diğeri için herkesle dövüşürdü;
Hayalde edilmezken ölümsüz ayrılıklar;
Araba yolu çıktı, bitti çarşambalıklar’.
Dört koldan gelenleri Hlostra’dır buluşturup;
Sözüm var diyenleri yüz yüze konuşturup.
Yeni töremeleri bazen oldukça yorup;
Hevesle koştururken çiğnenilen azıklar;
Araba yolu çıktı, bitti çarşambalıklar.
Birer çeyrekten fazla sürmezdi atlama, düz.
Sululuk yapanlara verilmezdi öyle yüz.
Dağılıncaya kadar çıkmasın diye pürüz;
Gittikçe kızarırken şakak alın yanaklar;
Araba yolu çıktı, bitti çarşambalıklar.
Seyir, türkü demekti, sallama ise tempo.
Ağaca sıkanları gördü Temelikambo.
Bir defa olsun gitmez gözümün önünden o;
Keyifle haykırırken mutlu kalabalıklar;
Araba yolu çıktı, bitti çarşambalıklar.
Olmazdı candemir’siz, sıksaray’sız tur tamam.
Ancak vesile ile anlatılırdı meram.
Ha gayret denilirdi, Alafostra’da devam;
Dikkate alınırken Ağabeyler ablalar;
Araba yolu çıktı, bitti çarşambalıklar.
Büyük olmayan evde heleke kurulurdu;
Yüzüğü bulan taraf dayaktan kurtulurdu.
Yarın gece kimdeyiz diye de sorulurdu;
Sessizce dağılırken işmarlaşan aşıklar;
Araba yolu çıktı, bitti çarşambalıklar.
Karnı burnunda olup eğilemeyen hariç;
Yememiş olan dahil, sabahtan malez, haviç.
Sulent kuyu demeden dudakla, avuçla iç;
Bismille yudumlarken giderilen açlıklar;
Araba yolu çıktı, bitti çarşambalıklar.
Tavşankanı olurdu Ğavuş’da demlenen çay;
Yefirleri, semeri, Furniyaları da say.
Sıradan şey değildi başıma gelen olay;
Dillerde dolaşırken o delikanlılıklar;
Araba yolu çıktı, bitti çarşambalıklar.
Bağırandan aşağı kalmazdı Trandoçilav;
Gider Tribodamo’da kasap yanında manav.
Könöti’ye benzemez Mustoçıtak’daki av.
Şehitte çatışırken inekler ile kurtlar;
Araba yolu çıktı, bitti çarşambalıklar.
Toplayın torunları, derinden çekerek ah;
Kundika’yı, Nivet’i anlatın akşam sabah.
Konkoroş, İşmaliyos, Harzanlar dolu seyyah;
Külfetle yapılırken yayla, köy, komculuklar;
Araba yolu çıktı, bitti çarşambalıklar.
İz aramayı bırak, kervanı bulamazsın;
Yörende örf adetsiz, huzurlu olamazsın.
Konup göçeni yere göğe sığdıramazsın.
Maddeye dayanmazken komşu akrabalıklar;
Araba yolu çıktı, bitti çarşambalıklar.
Mehmet KABAOĞLU
27 TEMMUZ 2017
Emeğinize sağlık hemşerim teşekkürler