ÇaykaraDernekpazarıÇaykara KöyleriÇaykara Köyleri HaritasıÇaykara NeredeUzungölÇaykara nedirWhatsApp Link Oluşturma
DOLAR
36,2225
EURO
38,0047
ALTIN
3.352,91
BIST
9.877,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
reklam

Gurbet ve Kırıkhan-Çaykara hattı

21.11.2021 02:16
A+
A-

Genelde Karadeniz’in, özelde Solaklı Vadisi ve Çaykaramızın kaderidir gurbet…

Doğanın engebeli yapısı, yetersiz arazi, zorlu yaşam koşulları, işsizlik bölgenin realitesi.

Ataerkil ve geleneksel aile yapısı gereği, evin parasal ihtiyacını karşılamak erkeğin sorumluluğundadır. Bu durum erkeği arayışa iter ve sonuçta bu bölgede tek yolun gurbet veya okumak olduğu gerçeği ortaya çıkar. Yeni evli genç çoğu zaman eşini ailesinin yanına bırakarak uzun ve hasretli yolculuklara çıkar.
Bu gurbet yolculuğu 60’lı yıllarda çoğunlukla Almanya veya iş alanlarının yoğun olduğu batı illerimize olurdu. Aylar olur, bazan yıllar süren bir ayrılıktır gurbet.. Bu süreçte tek iletişim aracı olan mektuplar yazılır, bazan da mektupların kenarları yakılır; okunur mektuplar bir solukta, hasret giderilir damla misali..

Bazen de müjdeli haberler verilir gurbetçiye.. hava durumundan, köyde olup bitenlerden, kuzulayan koyunlardan, doğum yapan ahırdaki Karakız’dan bahsedilir, büyüklarin ellerinden küçüklerin gözlerinden öpülürdü .. ve gurbet dönüşü mutlu buluşmalar olur, bayram yaşanırdı bu evlerde…

Gurbetçinin tahta bavulundan hangi hediyelerin çıkacağı heyecan yaratırdı. Komşular da bu heyecana ortak olurdu çoğu zaman.. Kimi zaman baba, gurbette iken doğan çocuğunu ilk kez görme heyecanı yaşarken, çocuğunu, eşini kucaklamayı doya doya yapamaz, saygısızlık görülürdü, töre bu ya.. Bu arada genç annenin çektiği hasret bi tarafa, evin yükü de sırtındadır.

Aklında hep bir gün eşiyle kendi evinde bağamsız olarak şehre taşınmak vardır haklı olarak.. Şöyle evini dizip henüz açmadığı göz yorgunu ceyizini sandıktan çıkarıp dizeceği evin hayelindedir. Çoğu zaman geç de olsa amaca ulaşılır ama sandıktaki çeyizler solmuş sararmış, kullanımları tedavülden kalkmış yeni modellere yenik düşmüştür. Artık torunlara hatıradır ceyiz sandıkları ve içindekiler.
Ayrılıkların ve gurbetin getirdiği acılar, travmalar, özlemlerin en güzel anlatımı türkülerimizde, manilerimizde, şiirlerimizde yer bulmuştur. Her dönemde yaşanan bu ayrılıklar için Karacaoğlan bir dörtlüğünde diyor ki;

Gurbet eli bizim için yapmışlar

Çatısını çok muntazam çakmışlar
Ölüm ile ayrılığı tartmışlar
Elli dirhem fazla gelmiş ayrılık.

Bölgemizde özellikle sel felaketleri sonrasında çok sayıda aile ülkenin değişik bölgelerine devlet tarafından iskana tabi tutulmuş. En geniş kapsamlı göç, 1965’te 408 hanenin Çaykara köylerinden Hatay-Kırıkhan’a yerleştirilmesidir. Diğer bölgelere gidenlerden farklı olarak Kırıkhan iskancıları ayrıldıkları Çaykara ile bağlarını hiç koparmadılar. Kırıkhan’da yeri olanları önemserdik çünkü şehirli olmuşlardı. Kırıkhan’da yeri olmak, kız vermek için önemli bir referanstı o yıllarda.

Kırıkhan göçünün ilk yıllarındaki hasretliği, aynı evden bir kardeşin iskan olması, diğer kardeşin köyde kalması şeklinde yaşanan ayrılıklar vardı. Burada Şahinkaya köyünden Mehmet Uysal, köyde kalan kardeşine Ahmet Uysal’a köydeki evine, arazisine uğrayıp bakmadığı sitemini mektupta şöyle dile getiriyor:

Zati beri merağum
Yedi kardaş lafina
Bir mektup da yazmadi
Ya bakun insafina
Bekida uğramadi
Evumun etrafina.

Bu maniler üzerine köydeki kardeş Ahmet Uysal evini baktığını, köyde hızarcılık yaptığı hızarın tavanda olduğunu, odada asılı sarığı ve bırakıp gittikleri kedinin mutfak raflarında aç aç dolaştığını, günahını da gerdanına yüklediğini, Rumca ile karışık manileştiriyor:

Yazayirum bir mektup
Kusurumun affina,
Kimseyinden hersum yok
Bakma elun lafina
Açtum kapiyi gezdum
Evun her tarefina
To kol hizari cide (uyuyor)
Tavan butuğanina (köşesinde)
Sade to şarfis kradi (asılan)
Odanın kukarına
i kadas mnazce lancev (kedi, gidip geliyor)
Ekmeksiz oflanuna
Borbadi meto limo (geziyora aç aç)
Günahi gerdanuna.

Ayrılıklar, hasretler, özlemler Karadeniz insanının kaderidir. Bu sıkıntılarını bazan manilere bazen de nükte ve fıkralara yansıtarak durumu kurtarmaya, acısını unutmaya çalışır zekice, ustaca..

Kırıkhan’a ilk kez 1978 yılında gitmiştim. Çok beğenmiştim. Kalabalık, hareketli, canlı bir hayat vardı. Özellikle pamuk ekilen tarla faalyetleri, yaşanan zorluklar, yük taşımak hariç Çaykara’daki çileli hayatın devamı gibiydi. Sabah namazı sonrası cami yanından kalkacak muhtelif zamanlarda hizmet veren kamyonculara yetişeceksin. İlk akla gelen Hacı Kılıç, Dursun Kama, Aydin, Saffet Tiryaki, Astoş, Kohman, Hanefi Çordan, ünlü kamyonculardı. Ölenlere rahmet diliyorum.

Gurbet ve Kırıkhan-Çaykara hattı 1

1965 yılında Çaykara’dan 408 ailenin iskan olduğu Kırıkhan 408 Evler Mahallesinin 1970 yılındaki bir fotoğrafı

Sonra da sıcak ve uzun yaz günlerinde tarla faaliyeti, çapacı kadınların ve sabaha kadar sulamada kalan erkeklerin çilesi romanların konusu olsa da, bütün bu sıkıntıların toplanan pamuğun kamyona yüklenmesiyle son bulduğu söylenirdi.

Şimdilerde, geçen zaman içinde artan mirasçılar dolayısıyla mevcut tarlalarnın yetersiz kalmasıyla çoğu satılmış, bölüşülmüş, geride bir miktar bahçe ve çoğunluğu düzensiz evler kalmış. Haliyle 3. ve 4. neslin büyük çoğunluğu iş bulma amaçlı buraları terk etmiş.

Bir zamanlar mahalledeki ilköğretim okulunun yüzde 80’i 408 evlerdeki öğrencilerden oluşurken, şimdilerde bu oran yüzde 30’un altına düşmüş. Cumartesi gezdiğimiz mahalle aralarında rastladığımız üç beş çocuğu merak edip sordum. Suriyeli göçmen çocukları olduklarını öğrendim.
Mahalle sanki terkedilmiş bölge gibi. İşi olmayan veya emekli birinin başka da bir işi yoksa yapacağı rütin iş Hassa caddesini turlayıp kahveye takılmak ve evine geri dönmek.

Karadenizli yaylasız yapamaz ona da çözüm getirilmiş. Alan yaylasında çoğu insanımız yayla sahibi olmuş. Bu arada eski vatan Çaykaramızın bu insanlar tarafından yeniden keşfedilmiş olması, evlerini yenileyerek kalıcı olarak yerleşmeleri şahsen beni mutlu ediyor.

Kırıkhah kent olarak gelişen büyük bir ilçe, 408 evlerin bulunduğu alan çok mükemmel yanlız, acilen kentsel dönüşüm kapsamına alınmalı.
En beğendim yer de mezarlıkların bulunduğu alan, burada planlı, düzenli temiz haliyle örnek bir mezarlığın var olması çok güzel. Şöyle bir dolaştık, mezar taşlarındaki isimlerin, köydeki Raşı mezarlığının bir devamı gibi, çoğunu tanıdığım bu insanların ismini okurken kendimi geçmiş yıllara taşıdım. Bir dönemin insanlarının yattığı buradan çok etkilendim.

Ceneze evlerinin önünde kurulan taziye çadırları üç gün boyunca hareketli, Kur’an-ı Kerimin okunması, cenaze evine komşularca taşınan yemekler ve dayanışma mükemmel.

Göçten günümüze 55 yıl geçmesine rağmen son nesil çocukların dahi halâ Karadeniz şivesiyle konuşması, yaşam biçimi, töreler aynen kalmış. Kültürümüz asimile olmamış. Yanlız yemek kültüründe acılı, biberli yiyeceklerin menüde hakimiyet kurmuş olduğunu gözlemledim.
Trabzonspor-Hatayspor karşılaşmasında bizimkilerin ne hissedecekleri, kimden yana olacakları da ortada duruyor.

Pazara gözlem yapmak için uğradık. Gıda fiyatları söylendiği gibi çok ucuz değildi. Pazar ortamı çok düzensiz, özensiz adeta Suriye’de, bir semt pazarı. Mobilya ve züccaciyede fiyatlarını çok makul gördüm. “TATLICI iDRiS” tabelası biraz da mizahla ilgimi çekti. Hafızamda kaldı.

Geçmişte Çaykara Kırıkhan yolculuğu çileli uzun zorlu bir yolculuk olarat anlatılırdı. Biz özel arabamızla seyhat ettik. Yollar düzgün olunca seyhat bir zevke dönüşebiliyor. Biz bunu yaşadık.
20/11/2021
TRABZON

Not: Kırıkhan’da kaldığım süre içinde bizi ağırlayan amcaoğlu Ahmet Ataman’a ve ilgi gösteren arkadaşlara teşekkür ediyorum.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar
× YASAL UYARI ! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.