Yeşilyurt lokantası, Lezzet lokantası, İmren lokantası. Bu yıllarda, Çaykara’nın merkez nüfusu Kadahor ve Kuczunka dahil 1100 idi. İlçemizde üç̧ lokanta vardı. Bu üç̧ lokantanın işletenleri aynı köydendi ama müşteri profilleri birbirinden farklıydı. Ama üçü de kendi alanlarında marka lokantalardı.
Yeşilyurt lokantası: Ruhsatında yazmazdı ama Çaykara’nın 1. sınıf lokantasıydı. Öyle ünlenmişti, ya da biz öyle sanırdık. Çaykara’nın Kaymakamı, savcısı, hakimi, müdürü̈- memuru, komutanı ve zenginleri (bize göre), yemeği Yeşilyurt lokantasında yerdiler. Ben ortaokulda iken öğretmenlerimizin çoğu (o zamanki algımıza göre solcu olan öğretmenler) Yeşilyurt lokantasının müşterisiydi. Hatta okulda bize hava atmak için, ” herkes, Yeşulyurt’ta yemek yiyemez” diyecek kadar görgüsüz ve kendini elit zanneden öğretmenimizde orda yemek yerdi. Hal böyle olunca bizim için Yeşilyurt lokantası, herkesin özellikle köylülerin girmeye bile cesaret edemediği erişilmez bir lokantaydı.
Lezzet lokantası: Çaykara’nın orta sınıfına hitap ederdi. Esnaflar, muhtarlar, lokantada abone olarak kaydedilmiş̧ öğrenciler, daha çok sağ̆ görüşlü memurlar ve köyünde paralı olarak bilinen bazı insanlar. Lezzet lokantası yenilikçi bir lokantaydı da. Örneğin; Çaykara’da döner kebabın ilk yapıldığı, köfte ocağının ilk kurulduğu bu lezzet lokantası, benzeri tüm çabalarına rağmen müşteri profilini bir türlü̈ değiştiremedi. Hep esnaf lokantası olarak kaldı. Ama varlığını Yeşilyurt lokantasından daha uzun zaman sürdürmeyi de başardı.
İmren lokantası: Çaykara’nın girişinde köprübaşında olan bu lokanta en çok işini Salı ve Cuma günleri yapardı. Bu özelliğine bakıldığında da görülür ki daha çok köylülerin müşteri olduğu bir lokantaydı. İmren lokantası Köylüler için adresti de. Dışarıdan gelen mektupların büyük çoğunluğu; “İmren Lokantası eliyle” diye gelirdi. Çaykara’da üç lokanta… Üçü de 3. sınıf birer işletme olmalarına rağmen ve hemen hemen her gün aynı mönü ile hizmet yürütmelerine rağmen nedense herkesin gözünde farklıydılar. Mercimek çorbası, sebzeli çorba, Kelle paça çorbası, Et haşlama, Kuru-taze Fasulye, Tas Kebabı, İzmir köfte, Biber dolma, Pirinç̧ pilavı , komposto. Tatlı olarak sütlaç̧… üçününde, en meşhur yemekleriydi.
Simdi düşünüyorum da o yıllarda , Çaykara’nın lokantaları sebze yemeklerine kapalıydılar sanki. En basitinden lahana sarma bile yapmazlardı. Lokantalar ramazanda gündüz kapatır, ama her gün iftar ve sahur saatlerinde hizmet verirlerdi. Üçü de bu hizmeti hiç bir yıl aksatmaz , müşterilerine ramazanda verdikleri bu hizmetle müşterilerinin devamlılığını da sağlamış olurlardı.
Bu gün bu lokantaların üçü de yok. İşletmecilerinden sağ̆ olanları da az. Ama üç lokantanındı isimleri, hala hafızalarda yaşıyor. Hala bu lokantalarla ilgili güzel anılarını anlatanlar var.
Ha bu anılar ne kadar daha anlatılır. Bu ayrı bir soru. Bana göre Cevap; Sanmam. Uzun sürmez. Çünkü bizim kültürümüzü yaşatmak, geçmişteki güzel değerlerimize sahip çıkmak ve bunları nesilden nesile taşımak gibi bir kültürümüz, maalesef yok. Bu eksiklik Çaykaramız da ki bir çok değeri aldı götürdü̈, yok etti zaten. Bu gidişle edecekte.
Son söz: Bir küçük müzemiz bile yok.
NACİ ALTUNCU