İnsan, vefası ve samimiyeti ile değer kazanır.
Hem insana karşı hem de doğduğumuz topraklara karşı vefamız önemlidir.
Bizim doğduğumuz topraklar: dağlık, kayalık, yamaç, onlarca vadi ile parçalanmış ve verimsiz olmasına rağmen bizleri bakıp büyütmüştür.
Her birimiz geçim derdine düşmüşüz. Bunun için ülkeler aşmışız.
Adımız “gurbetçi” olmuş. Gittiğimiz yerde tutunabilip açık alınla ayakta durmuşuz.
Belki bir KESER’le çıkmışız gurbete de hiçbir zaman namerde muhtaç olmamışız. Çok alın teri dökmüşüz, çok çalışmışız ve nihayetinde başarmışız da…
Yönetici olmuş, şirketler kurup iş vermiş kendi ekmeğimizi kazanmışız.
Bununla da yetinmeyip nice insanlara ekmek kapısı olmuşuz. Avrupa’ya işçi olarak gidip de Avrupalının bile patronu olan nice işverenimiz yok mudur?..
Tüm bunlar başarılmış, gittikleri yerlerde kalıcı olunmuş, hatta birkaç nesil bile oralarda doğmuştur.
Buna rağmen fikri, zikri ve düşüncesi aynı kalmış, vefasından zerre taviz vermemiş ilk fırsatta ülkesine ve beldesine koşar adım gelmiştir.
Bugün dışarıdaki temsilcilerimiz Çaykara nüfusunun birçok katıdır… Her biri de bizim medar-ı iftiharımızdır.
İlçemizden 50- 60 senedir ayrı kalmasına rağmen, “mezarım mutlaka bu kutlu beldede olsun” diye ısrarla tembihleyen hemen her büyüğümüzün vasiyeti mutlaka yerine getirilmiştir de…
Oğullar yanında torunları dahi bu konuda hassas görünce gerçekten çok mutu oluyoruz.
Uzaktan bakıldığında: Fazla eğimden dolayı toprağı bile yağmurlar- seller tarafından denizlere alıp götürülen her taraf yalçın kayalarla kaplı bir coğrafya…
Yakından bakıldığında: Bizim insanımız bu yalçın kayaları öyle okşayıp sever ki ona kendi ruhundan katar.
Seksen yaşında ki anamız o aşağılara dökülmüş toprakları sepetine koyar ve onu ta tepeye çıkararak orada yine ve yine bıkmadan patatesini- mısırını diker.
Dikmekle kalmaz ki o patatesle ona ek olarak yağı ve peyniri ile çocuğunu okutur, onu devletine armağan eder. Sonra da çocuğum vatanına hayırlı işler yapıyor mu diye de dikkatlice takip eder…
Şimdi o kutlu ananın bizim kalbimizde ki yeri Kâbe değerinde olmasın da ne yapsın?..
İşte o yüzdendir ki: o alın terinin, o samimiyetin, o vefanın hatırına Allah hep bizim yanımızda olur, başarımız da daim ve kutlu olur.
Yine işte o yüzdendir ki: beldemiz kutsal toprakların başında gelir.
Biz de bu köşeden bir hoş seda sunabilirsek ne mutlu bize…
Vira bismillah dedik ve başladık…
Ey Çaykara: güzel ve vefalı insanlarıyla, taşıyla, toprağıyla hepinize buradan merhaba…
Mehmet Eren
Güzel bir anlatım maalesef biz göç etmek zorunda kaldık iş sahası kısıtlı olduğu için biz ayrıldık çaykaramdan her neise ben çaykarali olmaktan çok mutluyum kururluyum selam ve sevgiler le hoçakalin
Hayırlara vesile olsun
Bizdende sımsıcak içten mehaba size ve ıçten duyguyu taşıyan tüm Çaykara lilara