Tekfurdağından İlhami Özcan Aygün İsimli CHPli Vekil Ne Dedi?
Trabzon 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet Han tarafından fethedildi.
Trabzon’a İslam, Hz. Ömer zamanında geldi. Kayseri Hz. Ömer zamanında İslam Devletine katılmıştı. Rum Tekfurların yönetiminden memnuniyetsizlik halkı Müslüman olmaya itiyordu. Müslümanlık yayılmaya başladı.
O yıllarda Haldızen Bölgesinde (şimdiki ismi Çaykara’da Demirkapı) yaşayan bir Rum Beyi adamlarıyla Trabzon Rum kralına isyan etti. Savaşı kazandı. Rum Kralı oldu.
Kral olmakla kalmadı. Ne kadar Müslüman varsa onları katletti. 700’lü yıllardı.
Trabzon tarih boyunca İstanbul’un küçük bir prototipiydi. İstanbul’u aldığımız zaman Bizans Rum İmparatorluğu’nun mirası Trabzon Rum devletine geçmişti.
Fatih Sultan Mehmet Trabzon’u almakla Bizansı yok etti. İmparator oldu.
Fatih Trabzon’u fethedince fetih gereği Rumlara dokunmadı. Dinlerini ve dillerini korudular. Ama Trabzon’da Müslümanlar egemen oldu. Yaşayış olarak, ilim olarak, Medeniyet olarak bu ilde diğer medeniyetlerin üzerinde bir varlık kurdular.
Yerli halk Müslüman oluyor, göçlerle Müslüman Türk halkı Trabzon’a yerleşiyordu.
Trabzon o yıllardan Cumhuriyete kadar Rize, Bayburt, Gümüşhane, Ordu, Giresun, Samsun’a kadar olan bir bölgenin merkeziydi.
Fatih Sultan Mehmet vefat edince Cem Sultan vakasında Trabzon bölgesi Cem Sultanı destekledi. Bursa’da 2. Bayazid’ın ordusunu yenen Cem sultan hutbe okuttu, sikke bastırdı.
Trabzonlular geçici olarak geri döndüler. Trabzon Valisi 2. Bayazid’ın adamlarınca tutuklandı. Maiyeti derdest edildi.
Dedelerimiz daima birlik ve beraberliğin yanında oldu. Yavuz Sultan Selimin Gürcistan, Kafkasya, Erzincan Bölgesi seferlerinde cihat anlayışı ve disiplin milletimizin ruhuna yerleşti.
Şah İsmail hadisesi Yavuz’un maharetiyle bölgede taban bulamıyordu. Yavuz devletin gidişatını iyi görmüyordu. Kırım Hanı dayısıydı. Oğlu Kanuni Sultan Süleyman Kefede valiydi.
Yavuz Sultan Selim 300 parçalık donanmasını oluşturan kuvvet bizim dedelerimizdi.
Trakya’da babası 2. Bayazid’in ordusunu karşılayanlar erler, komutanlar Yavuz Sultan Selim’in emrinde savaşanlar bizim ceddimizdi.
Orduda gösterdikleri disiplin, savaşçı ruh, cihat anlayışı Yeniçerileri etkilemiş. Osmanlı merkez ordusu dedelerimizin Yavuz’a olan bağlılığı ve performansı ile Yavuz Sultan Selim Padişah oldu.
Milletimiz daima sarayımıza faydalı oldu. Önemli görevlerde bulundular. En büyük padişahımız Kanuni Sultan Süleyman’ın sütkardeşi Allah dostu Yahya Efendi Türk Deniz hayatının mimarı idi.
Trabzonlular: Mert, dinini yaşayan, yayan, yemeğini paylaşan insanlardır.
1850 yılında Sultan 2. Mahmut zamanında Avrupalı Devletlerle imzalanan Baltalimanı Antlaşması ile devletin yapısı değiştirildi.
“Gavura gavur denmeyecek” anlayışıyla sermaye, ticaret Rum, Ermeni ve Yahudilerin eline geçti. Trabzon’da 450 yıl hizmet vermiş Şatıroğlu Konağından başka Türk kaynağı yok. Rumların, Ermenilerin konaklarıyla Trabzon donandı. Atatürk Köşkü bile bir Rum eviydi.
Hristiyanlar yurdumuzun her tarafına kolejler açtı. Trabzon’a en yakın kolej Bayburt’ta açılmıştı. Bu kolej bölgemizdeki Hristiyanların çocuklarını yeni bir anlayışla misyonerler tarafından yetiştiriliyorlardı.
Buna karşı dedelerimiz de yurdun her tarafını mektep ve medreselerle donatmaya çalıştılar. O yıllar Sultan 2. Abdulhamit Han zamanlarıydı.
Ziyaeddin Gümüşhanevi Efendi ve onun en aktif talebesi Hacı Ferşat Efendi gibi insanlar ümmet gelişmesi için çok gayretler sarfettiler.
Avrupalı Devletler ve Rusya bizim aleyhimizde birleştiler. Her an devletimiz 3-4 cephede bu emperyalistlerle savaşıyordu.
1916 yılında Ruslar Trabzon’u işgal etti. Rusların mihmandarı Ermenilerdi. İlk iş olarak vilayet arşivi yağmalandı. O yıllarda Trabzon’a 40 bin Ermeni yerleştirildi. Ermeniler Ruslarla işbirliği içinde
Trabzon’u Ermenistan’a bağlama hazırlığı vardı.
O yıllarda Trabzon’da 100 bin civarında Rum yaşardı. Bu boşlukta Rumların papazı İngiltere ve Fransa’ya gitti. Tekrar bir Rum Devleti kurma aşkıyla çalıştı. Yapamadı. Bu sefer Ermenilerle Rumlar birlikte kuralım anlaşması yaptılar. Başaramadılar. Niye!…
Müslüman Halk daima baskın güçtü. Osmanlı Devleti Lazların silahlı gezmesini serbest bırakmıştı. Halk silahlıydı.
Rumlar bizim bölgelerde katliam, baskın yapamadılar. Onlar bu tip anarşik olayları Samsun, Tokat bölgesinde yaptılar.
Ermeniler o yıllarda Rusları arkalıyarak milletimize zulüm ettiler. Trabzon’da bu olaylar olurken Rusya’da Bolşevik ihtilali oldu.
Rus orduları ve donanması bölgeden ayrılmaya başladı. Trabzonlular şehirlerine sahip oldular.
KURTULUŞ SAVAŞI
Kurtuluş savaşı yılları başladı. İlk savaş Kazım Karabekir Paşa’nın Ermenilere karşı yaptığı iki büyük savaştı. Bu savaşlarda ordumuz galip çıktı. Ermenilerle Gümrü antlaşması yapıldı.
Bu orduda bizim milletimiz vardı. Benim köyüm Çaykara Eğridere’den bu orduya 81 delikanlı katıldı. Babamın amcası Mustafa Bey, bu savaşa giderken Ermenilerce pusuya düşürüp katledildi.
T.B.M.Meclisinin korumasını bizim bölgemizin insanı yapıyordu. Babamın dayısı Rahmetli Ömer Keskin (Şuara dayı) orada görev yapıyordu.
Trabzon Mebusu Ali Şükrü Bey öldürülmüştü. Topal Osman’ın yaptığını söylediler. Çankaya’dan Topal Osmanı yakalama emri verildi.
Topal Osman’ı buldular. Onu yakalayacakken babamın dayısı “Biz ona ateş etmedik. Onu başkaları vurdu.” “Konuşmaması için” derdi.
ZOR YILLARDI
Erzurum Kongresi toplanacaktı. Delegeler Mustafa Kemal Paşa’ya güvenmiyordu.
Trabzon Delegeleri gecikmişti. Erzurum Delegeleri Trabzonlular gelmeden kongre olmaz diyorlardı.
Trabzon Delegeleri geldi. Erzurum delegeleri ve kongreye katılan Doğu vilayetleri heyecanla çalışmaya başladılar.
Delegasyon Mustafa Kemal’i tanımıyor. Kazım Karabekir Paşa’ya güveniyorlar. Trabzon-Erzurum Delegasyonu Kazım Karabekir’in kefaletiyle Mustafa Kemal Paşa’yı Kongre Başkanlığına seçiyor. Bu gelişmeler Nutuk’ta ve Kazım Karabekir Paşa’nın İstiklal Savaşımız adlı hatıratta bellidir.
Trabzonluların fikir, eylem, kararlılık, fedakarlık anlayışı Anadolu insanı tarafından daima takdir görüyordu.
CUMHURİYET KURULDU
Yunanlılarla anlaşma yapıldı. Bu anlaşmada Yunanistan’da Türkçe konuşan kim varsa Müslüman, Yahudi, dönmeler Türkiye’ye gönderilecek. Ölçü Türkçe konuşmaktı.
Türkiye’den Yunanistan’a Hristiyan olan Rumlar gönderilecekti. Türkçe konuşup dini Hristiyan olanlarda Yunanistan’a gönderilecek. Dini Müslüman olup Rumca konuşanlar yurdumuzda kalacaktı.
Ermenilere gelince onlar “Biz Türk olduk” dediler. İçimizde Türk olarak yaşamaya devam ediyorlar. Yüz bine yakın Rum Yunanistan’a göç etti.
Trabzon’a ve Türkiye’nin her tarafına çok insan yerleştirildi. Yunanistan’dan getirilen yukarıda vasfı söylenen aileler içimize dağıtıldı. Bu insanlara belli bir zaman aralığında bu yerleştirildikleri yerde kalma mecburiyeti konuldu. Yerli halka bir yerden diğer yere gitmek, görmek yasaktı.
DEVRİMLER
Harf inkılabı oldu. Devlet daireleri Latince alfabesini bilen insanlarca dolduruldu. O insanlar da işte Bayburt’taki kolejde yetiştirilen çocuklardı.
Bizim insanımız yeni rejime intibak mücadelesi verirken fakirlik, yoksulluk, işsizlik kırbacıyla adam edilmeye çalışılıyordu.
Aradan geçen 100 yıllık zamanda bu fedakar millet CHP Tekirdağ Milletvekilinin Rum demesi kötülemesi bu makaleyi yazma gereğini getirdi. Geçmişini bilmeyenin geleceği olmaz.
“Tekfurdağı Tekirdağ’ın eski ismi idi”