ref: refs/heads/v3.0
ÇaykaraDernekpazarıÇaykara KöyleriÇaykara Köyleri HaritasıÇaykara NeredeUzungölÇaykara nedirWhatsApp Link Oluşturma
DOLAR
40,6470
EURO
47,1602
ALTIN
4.394,93
BIST
10.746,98
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
reklam

Köşe Yazıları

19.02.2017 18:37
Ekmek aldığımız fırında bazen fırının sahibiyle ayak üstü sohbet ederiz. -Ya abi, nasıl oluyor da her seferinde ekmekler sıcak olabiliyor? Eskiden sabah ekmek çıkarılır. Bir daha ertesi sabah için hazırlık yapılırdı. Fırıncı, günde en az iki veya üç kez sıcak...
19.02.2017 17:43
Eskiden köyümüz çok daha şenlikti; yaşlılar, gençler, çocuklar, misafirler, kalaycılar, bohçacılar, eskiciler, dilenciler… Sığırlar, koyunlar, keçiler, kediler, köpekler, tavuklar; varlıkları, bağırmaları, doğurmaları, eve, çevreye ayrı bir neşe ayrı bir hava katardı. Mevsimler mevsimdi. Ve kış: Çatılardan sarkan buzlar, düşen karlar,...
16.02.2017 14:35
Kara kış insanın elini ayağını bağlayınca ev daha bir sevimli oluyor. Hele sobası yanan sıcak bir evin varsa, sobanın üzerine koyduğun lahana çorbası ağır ağır kaynıyor, buharı da evin en ücra köşelerini dolaşıyorsa, fırında mısır ekmeği pişiyor, yeni mayalanmış yoğurt...
14.02.2017 09:30
2. Abdülhamit ‘in torunu Nilhan Osmanoğlu Hanım dört sene önce verdiği bir röportajda bazı gayrı menkullerin dedesinin tapusunda olduğunu söyledi. Bu söyleme o dönemde itiraz eden olmadı. Ne zamanki Anayasa oylamasında “evet ” diyeceğini açıkladı, dört yıl önceki konuşmaları gündeme...
07.02.2017 16:28
Çocukluğumuzdan beri Çaykara için çok şeyler dinledik, çok şeyler duyduk. Bunların bir kısmı tarihi hakikatlerdi; lâkin bir kısmı da, olmuş veya olması mümkün olmayan hikâyeler, masallar, menkıbeler… Kale’ye yaylalardan, toprak borularla sütlerin akıtıldığından tutun da, üç kişinin Maraş’tan gelip Of...
30.01.2017 19:53
Mustafa Kemal’in yayınladığı Tekalif-i Milliye emirlerinin bir maddesi de, ordunun ihtiyacını karşılamak üzere “her aile bir çift iç çamaşır, çorap ve çarık verecek” deniyordu. O günün ortamında çarık çok önemli, hatta stratejik bir ihtiyaçtı. Bizim jenerasyon bunu yaşamadı ama hikayelerini...
27.01.2017 22:24
Burhan zorlu bir hayat mücadelesinin içinden geçiyordu. Annesi ve babası daha çocuk yaşta vefat etmiş ve yalnızdı. Garipti ama mertti, yiğitti. 19 yaşındaydı. Köyün güzel kızı Fatma’yı sevmişti. Fatma’nın ailesi kimsesiz olduğundan Burhan’a vermek istemiyordu Fatma’yı…  Ama Burhan ile Fatma...
24.01.2017 12:48
Masum görünümlü, yaşının üzerinde bir olgunluğa sahip kökleri sağlam bir genç Yusuf. Erdoğdu Lisesi ile yaşadığı Liselerarası Dünya Şampiyonluğundan sonra yıldızı her geçen gün parlayan, önce Ziraat Türkiye Kupası maçlarında denenen, ardından yavaş yavaş lig maçlarına ısındırılan ve bu gün...
16.01.2017 07:47
– Ola birer çay içelum kalkalum. – Bak fazla takılmayalum. Bi çay içup kalkalum. Tamam mi? – Bi çay içmeden bi yere kalkamazsunuz. Bi çay içun kalkarsunuz – E bi çay içelum kalkalum – Hele bi çay içelum bakalum ne...
15.01.2017 16:31
Yeni bir insanı severken önce kırılmışlıklarından dolayı sürekli gergin olan yapını bi rahatlatacaksın. İzin vereceksin ki konuşabilsin senle, yaklaşabilsin. Sonra içindeki karamsarlıkla sarf ettiğin tüm sözleri kusacaksın ve ilişkiye başlarken de tükürdüğünü yalayacaksın. Sana bunu yaptırdığı için de ona karşı...
13.01.2017 19:20
Kalandar kelimesi Trabzon’da yılbaşı gününe (13 ocak/24 aralık) ve bugünün gecesinde yapılan eğlenceler ve mahalli takvimde yılın ilk ayına verilen isimdir. Bir Trabzon manisinde geçen “bekarlar neler çeker, kalandar sovuğunda!” sözlerinden kışın en soğuk günlerine denk gelen kalandar ayını köylülerin...
07.01.2017 00:26
Size 60’lı yılların Çaykara’sında bir köyde yaşanmış film gibi bir aşk öyküsü anlatayım… Kamil genç ve yakışıklı bir delikanlıydı. Köyün güzel kızı Ayşe’ye vurulmuştu. Tabi Ayşe de ona. Birbirlerini çok sevmişlerdi. Hayatı paylaşacak kadar… Kamil konuyu annesine açmış ama annesinden...
28.12.2016 12:27
Benim bu olaylara merakım, 1990’lı yıllarda, Trabzon’un tanınmış fotoğrafçılarından Feridun Aydın (1950-…) ve KTÜ Tıp Fakültesi hocalarından Prof. Dr. Faruk Aydın (1957- ) Beylerin babaları rahmetli Hulüsi Aydın’ın (1926-2013) meşhur hikâyelerinden birinde, “Ömeroğlu Beş”ten bahsetmesi ile başlar. Hulüsi Aydın, hikâyesinde...
05.12.2016 05:04
Ticaret insanlık tarihi ile başlar. Önceleri fazlalık malların değişimi, daha sonra da altın karşılığı yapılırken, Lidyalıların parayı icat etmesi ile tamamen sembolik değerler karşılığı yapılmaya başlanır. Çaykara’da, Fetih’ten (M. S. 1461) önce dört ana köy (Zeno, Holaysa, Gorgoras, Pacan) ve...
03.12.2016 18:25
İlkokul yıllarıma denk gelen 80’lerin başındaki Türkiye’de nüfusun yüzde yetmişi köylerde, yüzde 30’u kentlerde yaşıyordu. 2016’nın Türkiye’sinde ise bu oran tam anlamıyla tersyüz olmuş… Artık nüfusun yüzde yetmişi kentlerde yüzde 30’u köylerde yaşıyor. Bu makas Karadeniz köyleri için daha da...
25.11.2016 07:47
Bazı meslek erbapları var ki her zaman kendi bildiğini yaparlar. Siz mesleği ile alakalı müşterisi olsanız da bu değişmez. Parasını ödediğiniz işte bile istediğinizi yaptıramazsınız. Mesela berberlerin çoğu böyledir. Gidersiniz berbere bir tarif yaparsınız. Şuradan şöyle alalım, üstten fazla almayalım,...
08.11.2016 07:28
ÇAYKARA’DA SİYASET VE ZELEKA’NIN ZAFERİ Tüm Türkiye olduğu gibi, Çaykara da 1945’li yıllardan sonra tanır seçim sandıklarını. İlçemiz “Çaykara”nın merkezi Kadahor, 1681 yılı resmi kayıtlarında köy olarak tarih sahnesine çıkar. 1925 yılına kadar da Of İlçesi’ne bağlı küçük bir köydür....
24.09.2016 16:17
Öğretmen değilim psikolog da değilim. Çocuk gelişimi ile ilgili hiçbir bilgim de yok. Ama olsa reklamımı çocuğum üzerinden yapabilir miydim? Kendimi ispatlamak amacı ile tüm mahremimi sanal ortama açabilir miydim? Sanmıyorum. İnstagramda günden güne sayıları artan, ilk bakışta sevimli gelen...
22.09.2016 21:14
Son yıllarda yaylalarda yayla evi kirliliği yaşanıyor. Hoyratça, sınır tanımayan yapılaşma yaylaları curcunaya çevirmiş durumda. Yaylalar geçmişte eşitliğin timsaliyken bu gün varlık yarıştırma alanları haline geldiler. Anlamsız bir betonlaşma var. Kat kat binalar, villalar, konaklar, tesisler… Kamu arazisi üzerinde “yaptığım...
20.09.2016 13:23
Bu yazıyı bu platformda yazmak istemezdim malum amacımız Çaykara’yı kötülemek burada çalışmaya, okumaya gelecek olanları bir kez daha düşünmesine neden olmak değil, ama ortada da bir gerçek var! Şimdi diyorsunuz ki 2+1 nasıl 800 eder? Çaykara’da yaşıyorsanız ve eviniz yoksa...
04.09.2016 08:51
Yayladaki oba’ni Yaktuğun o soba’ni Pişurduğun çorbani, Ben çok özledim ANAM. Ağzundaki dişuni, O yemek yeyuşuni, Bana seslenuşuni Ben çok özledim ANAM. Ağıra giduşuni, O sığır sağuşuni, Helede guluşuni, Ben çok özledim ANAM.. Tırpanla kesuşuni, O bitmeyen işuni, Uşağumm deyuşuni,...
26.08.2016 13:43
Toprakla yoğrulmuş, bu toprakla hemhal olmuş ve bu toprakla derin bağları olan bir akademisyen, düşünce adamıdır Yusuf Şevki Hakyemez. 1969 yılında Çaykara’nın Dernekpazarı’na bakan Zihon yamaçlarında dünyaya geldi. İlkokuldan sonra 80’li yılları Çaykara İmam-Hatip Lisesinde başarılı bir öğrenci olarak geçti....
23.08.2016 15:37
Fotoğrafa tıkla büyük gör
21.07.2016 19:40
Sene iki bin on bir; dört ocak saat on’da; Koştu Taşören’liler; cami tutuştuğunda. Eşi pek görülmeyen hadiseye şaşıldı; Kurtarmaya yönelik zamanla yarışıldı. Umutlar tükeniyor, çehreler soluyordu; Yüz yetmişlik canlı bir tarih kül oluyordu. Taş duvarlar, minare kaldı ayakta dimdik; Yerlilerin...
27.06.2016 20:26
Hayat, yaşam konşiyle baraber vardur: -Düğündur, bayramdur, cenazedur, asker yolculuğu, terhis sevincidur, dertleneceğun, sevineceğun, merhaba deyeceğun, hal hatur edeceğun, gerektuğinde dedikodunu yapacağun, kısaca emeğuni, ekmeğuni, sevincuni, kederuni iştahla bölüşeceğun acı tatlı birlikteluklerun yaşanduğu yerdur, kişidur konşi. -Aha biz gelduk gideyuruk....
13.06.2016 21:04
Olay anı öncesi durumu normal iken; Kaybolan yıldız gibi hızla göçtü ukbaya. Hanımdı düşüncesi, evlâdının peşinden; Sonsuzluğuna erdi Mustafa Nuri KAYA.   Bıraktı iki oğul, kendinden habersiz eş; Birinci dereceden bir abla ve üç kardeş. Nasıl olayım evde yalnızlıkla cebelleş;...
10.06.2016 12:08
Ot deyip geçmeyin Ot “ot işte” değildir. Ot yayladır. Ot mezradır. Ot inektir. Ot askerin harçlığıdır. Ot öğrencinin iaşesidir. Ot undur, şekerdir, tuzdur, yağdır, gazdır….. Ot savaştır. Ot aş’tır. Ot telaştır. Ot güvencedir. Ot geçimdir. Ot hayattır. Şimdilerde ota olan ihtiyaç...
07.06.2016 08:59
Nerde o eski Ramazanlar… Bırakın büyüklerimizi yaşıtlarımıza bile, eski Ramazanlardan sorduğumuzda hep aynı cümleyi duyarız onlardan… ‘Nerde o eski Ramazanlar’… Ne yalan söyleyeyim yerden göğe kadar haklılar… Herkesin mutlak söyleyeceği çok şey olur, geçmiş Ramazanlardan… Nedir o eski Ramazanları aratan...
25.05.2016 09:38
Günümüzde 1980 öncesini konu alan filmler ve diziler moda oldu. Takdir edersiniz ki dünyada moda nın nihayetinde siyasi ve ekonomik bir kazancı vardır. Bu amaca matuf filmlere tarih ve uluslar arası ilişkiler bakış açısından bir yorumlama da ben getirmek istiyorum....
20.05.2016 14:15
Öfke, kızgınlık, telaş doğal insanlık hali; Kötü sonuç doğurur kontrolünün ihmali. Suç başkasına ait özgürlüğün ihlali. İyi oynayan için açıklanmalı futbol; Sevinilmeli hem de yenildiğinde de gol. Ak gün kara gün dostu olabiliyor muyuz? Varlıklarında değer bulabiliyor muyuz? Ayrılıklarda özlem...